Antalya'ya da{Tek Bölümlük Hikaye}Sana da ♡

1.3K 14 1
                                    

Soğuktan kollarımı ovuştururken ıslak saçlarına ve kıyafetlerine rağmen açık pencereden dışarıya bakarak zıplayan kızı bekliyordum. Bir yandan da şevkle söylediği sözler şimşeklere karışıyordu.

- Antalya sana aşığım. Sana çok çok aşığım. Böyle soğuk olduğunu bilseydim gitmezdim. Seni seviyorum beni bırakmaaa, kurtar beniiii!

- Ş-şey art-tık içeri gir-girsek, ç-çok üşüdüm-m.

Şaşkın gözleriyle bana baktı. Sanki şu an doğal olan şezlongta güneşleniyormuşçasına davranmakmış gibi.

Saçlarından yüzüne sular damlıyordu. Gerçi bu bir şeyi değiştirmezdi çünkü zaten sırılsıklamdı.

- Üzgünüm beklediğini fark etmemiştim. Ben üşümüyorum sen bekleme gir.

İçimden 'zırdeli' derken omzumdaki battaniyeyi daha sıkı tutup içeri girdim. Kaloriferi biraz daha yükselttikten sonra yarı camlı kapıdan balkona baktım. Balkonum camla, saçma bir şekilde, odaya çevrilmemiş olduğu için her yer su damlalarıyla dolmuştu.

Dudağımı kaldırarak burnuma dokundurdum. Çok üşümüştüm. ÇOK. Belki de bu manyak kızı eve almamalıydım. Ama bu havada dışarıda kalsaydı kesin hasta olurdu. Hoş, davranışlarıyla zaten hasta olacaktı. Ben ıslanmasın diye eve alayım, hanımefendi balkonda ıslansın.

Isınmak için kahve yapmaya, mutfağa gittim. Bir tane de ona yaptım. Misafirperverlik sonuçta. Salonda sehpanın üzerine koyduktan sonra hole çıktım. Ellerimi belime koyup eşyalarına baktım. Onları kurutmama gerek var mıydı, gidecekti nasıl olsa?

Önce yağmurun dindiğini, sonra da balkon kapısının sesini duydum. Madem ıslanacak enerjisi vardı, bana yardım edecekti.

- Buraya gel, gelirken telefonumu da getir kanepede!

Tişörtünü ve saçlarını sıkarak suyunu azaltmaya çalışmış bir hâlde, elinde telefonumla geldi. Telefonu alıp kırmızı pijamamın cebine koydum ve kızı banyoya itelemeye başladım. Yaşıt sayılabilecegimizden alınmayacağını düşünüyordum.

- Geç bi duş al. Ama sıcak al delirtme beni. Geldiğinden beri buz tuttum,

Dolabın birinden büyük bir havlu çıkarıp ona göstererek lavabonun kenarına bırakıp devam ettim,

- Geldiğimde çıkmamış olursan kıyafetleri kapıya bırakırım. Hızlı ol hastalanma!

Onu banyoda bırakıp giyecek bir şeyler seçmeye gittim. Kesin çok üşümüştü, o yüzden en kalın kıyafetlerimi arıyorum. Pervasızca balkonda duran üşür müydü bilmiyordum gerçi ama hasta olmasın diye uğraşıyordum. Anaçlık içimde vardı. Soğuğu da hastalığı da hiç sevmezdim. Yaşamak için Antalya'yı seçme sebebim sıcak olmasıydı. Ama kimse bana kışlarının bir başka olduğunu söylememişti ki! Yine de Antalya'ya aşıktım, yılın dörtte üçünde sıcaktı.

Çekmeceden kullanmadığım bir tarak ve saç havlusu çıkardım. Başka neye ihtiyacı olurdu ki? Belki çok üşümüştür diye sıcak su torbasını aramaya koyuldum. Regl olmuş gibi davranıyordum sanırım ama hasta insanlardan gerçekten nefret ederdim. Regl olsa da isabet olurdu çünkü bugün abur cubur gecemdi. Az kalacaksa yararlanamazdı ama olsundu. Her şey insanlık içindi.

Su torbasını yatağa bıraktım. Kapkalın yeşil bir kazak ve pijama da bulunca banyoya yöneldim. Çok oyalanmıştım, üşümeyeydi bari.

Banyonun kapısına vardığımda kapı açıldı. Havluyu göğsüne sarmış, tutuyordu. Saç havlusu vermediğim için ıslak saçları açıktı. Görünce aklıma iç çamaşırı geldi. İç çamaşırına kadar ıslanmamıştı umarım, çünkü iç çamaşırlarımı bir yabancıyla paylaşmak istemiyordum. Bu sefer de genital bir hastalık kapabilirdi, off!

- Ay bunlar ne? Boğulurum ben bunları giyersem. Antartikada değiliz Antalya'dayız. Daha ince bir şeyler yok mu?

Elini kıyafetlere attığı zaman vücudundaki havlu düştü. İrkilip omuzlarımı istemsizce hareket ettirdiğim için benim de battaniyem düşmüştü. Heyecanlanıp vücudumu kapatmaya çalıştım.

- Çıplak kaldım bakmasana yaaa!

Çıplak olan o olduğu halde bu sözü ben söylediğim için gülmeye başladı. Vücudunu unutmuş kahkaha atıyordu. Benim gözlerimse unutmamış, gezinmeye başlamıştı bile.

Güzel kızdı. Kız güzeldi. Çok kız ve çok güzeldi.

Elimi vücudumdan çektim ama aramızdaki çekim ellerimi vücuduna götürüyordu. İyice yaklaştım ve memelerini avuçlarıma aldım. Kalbim ağzımda atıyordu sanki. Ağzım daha fazla dayanamadı ve kafamı göğüslerine gömdüm. Önce yavaş yavaş yaladım. Beyaz tenli değildi değildi ama teni çok güzeldi.

Ellerim memelerini hızla yoğururken ısırmaya başladım. Memelerinin şekli de çok güzeldi. Bu kız tamamen güzellik doluydu, ilk bakışta görememiştim.

Durup yüzüne baktım. O da istiyordu. Dudaklarımızı birleştirdi. Sertçe bastırıyordu kendini bana. Ayaklarını belime sardı. Kucağıma alıp battaniyemin üzerinden geçerek yatağıma görürdüm. Dudağını çekti.

- Antalya'ya da sana da aşık oldum.

Vücudunu bana sundu.

Çıplak vajinasının pijamama değmesi bir mucize oluşturabilecek güçteydi. Üzerine çıkıp bütün vücudunu yalamak istedim. Dışarıda şiddetli yağmur yeniden başlamıştı. Kulaklarımıza şimşekler geliyordu. Çene kasından başladım. Ateşim üşümemi engelliyordu ama aklımda olan benim değil onun bedeniydi. Memelerini yoğurmaya devam ederken daha sert öpücükler bıraktım. İnlemeye başlamıştı. Bir yandan sürtünüyordum. Karnında kuru tek yer bırakmadım. Vajinasına indiğimde bacaklarını aralamakta zorluk çekiyordu. Elleri yorganı sıkmaya başlamıştı. Ben de nefes almakta zorluk çekiyordum. Şimdiye kadar zar zor aldığımı fark etmemiştim bile.

İçime derin bir nefes çekip sertçe bacağını araladım. Vajinasının dudağı dudaklarının arasındaydı. Çekiştirip bırakıyordum. Sesi yükselmişti. Islanmaya başladığında dilimi içine soktum. Dilim normalden biraz uzundu. İçinde gelgit yapmaya başlarken kendimin de yorganı sıktığını anladım. İnleyen o'ydu çünkü ben nefes bile alamıyordum. Vajinasını ısırıp alelacele üzerimdekileri çıkardım. Külotumu da çıkardığımda çok terlemiştim. Üzerine uzandım ve sürünmeye başladım. Göğüslerimiz ve vajinalarımız değiyordu. Bu çıldırtıcıydı. Akıl sağlığımı kaybetmek üzereydim.

Tekrar aşağı indim ve parmağımı vajinasına soktum. Ufak bir çığlık attı. İki parmağımı içinde ilerlettiğimde bağırıyordu. Göbeği ile vajinasının arasını emip devam ettim. Kafamı geriye atmıştım ve boynum ağrıyordu. Elim mümkün olan en yüksek derecede hızlandığında aynı anda boşaldık. Hâlâ sıcak sıvı akan vajinalarımızı birleştirip üzerinde zıplamaya başladım. Sıvılardan tahrik edici sesler geliyordu. İnlemelerimiz seslerle bir olup beni daha da hızlandırıyordu. Aldığım zevk tarifsizdi. Ellerimi iki yana koyup dudağına yapıştım. Aldığımız zevkten öyle bir öpüşüyorduk ki ikimizin de dudağı kanadı. Aramızdaki sıvı zevki katlıyordu. Boğazım bağırmaktan, çok acıyordu. Vajinalarimizin arasına elimi koydum ve içine ittirdim. Bu zevki kendimin istediğini fark edip onun elini vajinalarımızın arasına sıkıştırdım. İçimdeydi altımdaydı ve hala zıplıyordum. Gözlerim kayıyordu. Kendi yağmurlarımızı ve şimşeklerimizi yaratmıştık...

- Antalya'ya da sana da aşık oldum.

Her şey nasıl oldu anlamadım. Böyle planlamamıştım aslında. Bir anda yatakta buldum onları ve kaldırmak hiç ama hiç istemedim. Saatlerce orada kaldılar...

🎉 Antalya'ya da Sana da Aşık Oldum |TEK BÖLÜM| hikayesini okumayı bitirdin 🎉
Antalya'ya da Sana da Aşık Oldum |TEK BÖLÜM|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin