Aile Kavuşması

784 64 9
                                    

Abby ile göz göze geldiğimde beni cesaret verircesine selamladı. Derin bir nefes alıp sandalyelerden birine oturdum. Yaslanıp beklemeye başladım. Kimseden ses çıkmıyordu. "Konuşmayacaksanız gideyim?" Babam derin bir nefes aldı. "Nerden başlayacağımızı bilmiyoruz."    "Soru cevap şeklinde gidebiliriz. Nasıl yaşıyorsunuz?"      "Kolyelerimizi tılsımladık. Büyüyü içine hapsedecekti ve bir kaç saat sonra içindeki büyü patlayacaktı. Büyü kolyeye gelince bayıldık. Dumbledore bizi uyandırıp kolyeleri gömdü." Dumbledore hakkında iğneleyici birşey söylememek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Beni yetimhaneye kim bıraktı?"  Babam derin bir nefes aldı. "Ben." Yüzünden herşey okunyordu. Pişmadı, kırgındı, özlemişti. Alaylı bir kahkaha attım. "Sendin değil mi? Beni hep ağaçların arkasından izleyen ama onu gördüğümde kaçan ela gözlü kocaman geyik." Buruk bir gülümseme kapladı yüzünü. "Büyücülük ile ilgili herşeyi birkaç kitaptan öğrendim demiştim sana hatırlıyor musun ikiz?" Başını salladı. Babama döndüm. "Orda senin animagus olduğunu ve animagusunun çatalboynuzlu bir geyik olduğunu öğrendiğim gün geyiğe 'James' dedim. Ben o geyik beni koruduğu için sahiplenmişken sen kimliğinin açığa çıktığını düşündüğün için kaçtın ve seni bir daha görmedim. Ben o gün anladım terkedilmeyi. 9 yaşında küçük bir kız çocuğu olarak haftalarca kendimi suçladım öyle güzel bir hayvanı korkuttum da kaçtı diye. Sonra dedim ki acaba ailem de beni benden korktukları için mi terkettiler. Sonra insanların benden korkmasına alıştım. O yüzden karşımda biri korkudan titrerken ona bakamıyorum. Çünkü ben, benden korkulduğu için bu haldeyim. Ben, Chasity Lily Potter, korkulardan doğdum." Ayağa kalktıp ateş viskimi kafama diktim. "Mezarınızın başında ağladığım her sene beni dinlediniz mi?" Gözümden düşen yaşı hızlıca sildim. "Herneyse. Ben gidiyorum." İlerlerken babam kolumdan tuttu. "Mecburduk. Bozulmaz yemin ettik." Duraksadım. "Ne?"     "Otur Chasity. Kehaneti biz bile duymadan o Johan denilen herif duymuştu. Seni kaçırdı ve vereceğini, karşılığında sana 18 yaşına kadar bakmayacağımızı ve muggleların arasında bir yetimhaneye bırakmamız gerektiğini yoksa seni öldüreceğini söyledi. Tabi Voldemort bizi sağ bırakırsa." Elimi ağzıma götürdüm. Ayağa kalktım. Onlar da kalktılar. Sıkıca sarıldım. Hıçkırıklara boğulurken sadece fısıldadım. "Ö-özür di-dilerim b-ben s-sizi s-suç-suçlamamalıydım." Ayrıldığımızda annemin gözyaşlarını sildim. "Ağlama anne. Hadi birbirimizi tanıyalım. Gerçi ben sizi tanıyorum. Babam anneme ilk kez 1. Sınıfta, kompartımanda gördüğünde aşık olmuş. En sevdiği renk zümrüt yeşili. Animagus olmaya 3. Sınıfta karar verip 5. Sınıfta oluyorlar. Açıkcası baba, çok uğraşmışsınız." Kaşlarını çattı. "Nası yani?"     "Biz Nora ile 3. Sınıfta olduk." Kahkaha attı. Annem onaylamaz bakışlar atıyordu. "Sana söylemiştim Lily-çiçeğim. Kızımız bana benzeyecek diye."    "Sirius da söylemişti James. 'Dişi bir çatalak geliyor.' Diye."  Güldüm. "Patronusum bir köpek. Harry'ninki de çatalboynuzlu geyik." Babam güldü. Güzel vakit geçirdik öğlene kadar. Bıraksalar akşama kadar sohbet ederdik.

Harry bizim anılarımızı anlatıyordu. "Sirius Chas'e pembe bir elbise alınca balo için, Chas bunu büyülemiş ve geri yollamış Sirius'a. Sirius açınca elbise üstünde belirdi ve Hogsmeade'e cisimlendi. Biz de peşinden gittik. Tüllü pembe elbise ile 'Katil Sirius Black'  Hogsmeade sokaklarındaydı. Hayatım boyunca unutmayacağım." Babamın gülmekten gözünden yaşlar geliyordu. "En önemli şeyi unutuyorsun Harry."      "EVET! Sirius o günden sonra Chasity'nin bütün paketlerini Remus'a açtırdı ve bir daha renkler üstüne oynamadı." Harry başka bir hikaye'ye geçecekken Nora bir patronus yolladı. "Chas, Harry. Acil durum. Hogs Patikasındayız." Hızlıca ayağa kalktık. Koşarken ceketimi giydim, annem babam ve Harry arkamdaydılar. Önümüzde birbirine asa çekmiş bizimkiler ve ölüm yiyenleri gördüm. Annemler arkadan asa çekmişken ben kendime yer açıp karşıya geçtim. Ölüm yiyenler şaşırarak bana bakıyorlardı. "Yolumu kapatıyorsunuz." Greyback'in sürüsünden biri hırladı. "Noldu köpecik, sahibi azkabana mı attılar? Ne üzüldüm anlatamam(!) En kısa zamanda tebrik kartımı yollarım." Bizim taraf gülmemek için çabalarken ölüm yiyenler sinirlenmişti. "Of cidden bunlarla uğraşıyoruz. Daisy, Jack. Ben Hagrid'e Fang için köpek maması almıştım. Bunu ona götürsenize hem durumlar eşitlenir. Kavanozu cebimden çıkarttığımda ölüm yiyenler arasından bir adam öne çıktı. Kavanoz yere düşüp parçalanırken bana sırıttı. "Selam güzellik." Nefes alamıyordum. Sessizce fısıldadım. "Prelamias porumolas protatum." Ölüm yiyenler bağlanıp yere düşerken elimi kaldırdım. "Expelliarmus." asalar önüme düştüğünde hızlıca okula koştum. Koya oturdum. Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülürken olanlar aklıma doluştu. "BIRAK! DOKUNMA!" Ben onun elinde çırpınırken bir ölüm yiyen onu almıştı odadan. 2 hafta boyunca ne işkencelere, ne de konuşmalara tepki verebilmiştim. Aria ile konuşmak istiyordum. Bilekliğe dokundum ve kuyruğumun çıktığını hayal ettim.

İkizim | Chasity Lily PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin