Kemal, yüreği kendinden güzel adamım.
Ben bir aşkın bağrından kopup geldim senin yanına. Sen oturuyordun bir bankta. Yazıyordun ağırca. Ne yazıyordun bilmiyordum ama, acıklıydı kesin. Yüzündeki kahırdan belliydi. Şimdi öpsem o çizgilerinden, siler miyim o günü?
Avuçlarımda bir yara var, hiç kabuk bağlamadı. O yara sensin. Üstün kapanmasın diye oynayıp durdum. Hep kanadın, su değince yaktın, ateş değse acıttın. Sonra geldin benden seni tamamlamamı istedin. Ben buna elimi göğsüme vura vura ağladım.
Artık ne elimde yara, ne de gözümde yaş kaldı.
Çünkü sen geldin, beni çağırdın. Beni boşluklarınla doldurdun. Nefes oldun.
Geliyorum, Kemal.
Sen yeter ki çağır beni, seninle cehennemin bin kat dibine bile giderim.
Şimdi söyle nefesim, anlat bana.
Ellerim dokunmadı başkasına, yerini dolduramadım asla.
Aç yüreğini, bir kuş çırpına çırpına konacak dudağına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anlat ona.
عشوائيyerin dolmuyor, boşluğun karaladığım şu kağıt kadar acı verici. sen de al bunu, oku, yaz, gönder bana. beni susturma. beni hiç unutma, hep hatırla. @mektup