6.2

2.8K 252 390
                                    

Herkese merhabalar

Lütfen okumadan geçmeyin!

Bu bölümü normalde paylaşmayı düşünmüyordum çünkü moralim bozuldu. Arkadaşlar bu oylar nerede?
Kitabı okuyan yüzlerce insan varken koyduğum düşük sınır mı size zor geliyor. Sınırın kaç katı kadar okuyan var bölümü ve bir oy tuşuna dokunmak bu kadar zor olmamalı.

Ben bu kitabı çoktan bitirecekken ısrarlarınıza dayanamadım ve kitabı uzatabildiğim kadar uzatmaya çalıştım. Üstüne bir de, bir daha Jirosé yazmayı düşünmezken yine sizi kırmamak için kendimi zorlayarak yazdıklarım içine bir kitap daha sıkıştırdım. Ne için? Siz sadece okuyup geçin diye mi yapıyorum ben bunu? Sizden zor bir şey değil sadece oy ve yorum istiyorum ve inanın ki bunları yapınca bir yerleriniz eksilmiyor. Sözüm burada bana her zaman destek olana değil, okuyup geçenlere ve yb isteyip hiçbir şey yapmayanlara!

Lütfen bundan sonra en azından kitabın bitmesine az kalmışken biraz daha destekleyin. Böyle giderse sizi kırmamak için başladığım diğer Jirosé kitabımı yayımdan kaldırabilirim.

+130 oy +300 yorumdan sonra yb gelir.

İyi okumalar...

3 yıl sonra

Terliklerimi sürterek makyaj masamın önündeki pufa oturdum ve gözlerimi yüzümde gezdirdim. Son zamanlarda kilo almış gibi hissediyordum ve sinirlerim bozuluyordu. Bornozumun kuşağını sıkarak elime tarağı aldıktan sonra saçlarımın uçlarından başlayarak taramaya çalışmıştım ama pek başarabildiğim söylenemezdi.

Saçlarım o kadar karışıktı ki tek seçenek omuzlarıma kadar kesmekmiş gibi görünüyordu ama benim gibi uzun saç aşığı birinin omzunda kestirmesi çok küçük bir ihtimaldi.

"Bebeğim?"

Gözlerimi aynadaki saçlarımdan çekip yeni uyanmış Jiminin yansımasına çevirdiğimde dudaklarımı büzdüm.

"Neden ağlıyorsun?"

Ağlıyor muydum? Farkında bile değildim.

Jimin yatakta oturur pozisyona gelerek çıplak göğsünü gözler önüne serdiğinde gözlerimi hızlıca kaçırarak saçlarıma çevirdim.

"Saçlarım çok fena dolaşmış."

Gözyaşlarım istemsizce dökülmeye başlarken Jiminin şaşkınlıkla kaşları havalanmıştı. "Bunun için mi ağlıyorsun?"

"Bilmiyorum."diyerek omuz silktim ve tarağı önümdeki mermer masaya bıraktım. "Saçlarım çok dökülüyordu son zamanlarda ve şimdide dolaşıyor. Sanırım onları kısacık kesmem gerekiyor."

"Saçlarını bir süre kısa kullanmayı denemek istemez misin?"

Jimin bir çözüm bulmaya çalışır gibi öneri sunduğunda ağlamam şiddetlenmişti.

"Tanrım. Saçlarım döküle döküle kel kalacağım ve sen artık beni sevmeyeceksin!"

Gözyaşlarım nedeniyle Jiminin yataktan kalktığını bulanık görürken elimin tersiyle yüzümü sildim. Neden ağladığımı bile bilmiyordum cidden. Sadece içimde birikmiş gibi hissediyordum ve bunu saçlarıma vurmuşum gibime geliyordu.

"Bebeğim."diyerek ellerini arkadan belime sardı ve çenesini saçlarımın tepesine yaslayarak sırtımı çıplak göğsüne yasladı. Havlu kumaşından olan bornozum nedeniyle sırtıma yaslı bedenini hissedememek büyük bir kayıptı. "Seni her halinle seveceğimi bilmiyor musun?"

My Teacher Park Jimin ❧JiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin