Güzel bir duştan sonra tekrardan hoseok'un odasına döndün. Ben gelene kadar yatak da uyuyakalmıştı. Ne kadar da güzel uyuyordu. Her neyse. Hemen üzerime boxer'ımı geçirdim ve üstüme ise hoseok'un iç çamaşırlarından birini giydim. Evet bana büyük olmuşlardı ama yine de çok güzellerdi ve onun gibi kokuyorlardı.
Yatağın üzerine oturdum ve onu izlemeye başladım. Daha sonra saate bakarak uyumam gerektiğini anladım.
Çarşafı kaldırdım ve altına girdim. Yanımdaki bedene bir kere daha baktım. Onun üstünü kapatmak için uzandığımda kolumda hafif bir şeyler hissettim. Ben daha ne olduğunu bile anlamadan gözlerimi kapatıp açana kadar çoktan kendimi hoseok'un altında bulmuştum. Gözlerim şaşkınlıkla açıkıp kocaman olurlarken o benim gözlerimin içine bakarak sırıtyordu.
"Ho-hoseok ne yapıyorsun?" Çok arkadaşça sormuştum. Nedeni belirsiz ama sesim de kızgınlık ya da endişe beliren bir tını çıkmamıştı.
"Ehh... iyidir. Sevgilimi öpeceğim. Sen ne yapıyorsun? "
'Sevgilimi öpeceğim ' sevgilinde ben mi oluyorum.
Ona biraz daha açılmış gözlerle baktıktan sonra kendi kendime düşünmeye başladım.
'Minhyuk daha ne kadar sap kalabilirsin ki. Ayrıca. hoseok seni gerçekten seviyor. Bu yüzden bırak ilk öpücüğün ona gitsin.'
" sana sevgilinden bir haber getirdim. Senin tarafından ilk kez öpüleceğini ce bunu kendisinin de istediğini fakat bilmediğini söyledi."
Hoseok bana kafası karışmış gibi bakıyordu.
"Yani sevgilin öpüşmeyi bilmiyor." Bunu söylerken biraz utnamıştım.
"Hmm... o zaman ilk önce sadece ben onu öpeyim sonra o benim dudaklarıma bakarak aynısını yapmaya çalışsın?"
Sadece gözlerimi kapattım ve bekledim. Mesajımı almış olacak ki yaklaşmaya başlamıştı. Hoseok her yaklaştığında gözlerimi biraz daha sıkı kapatıyordum.
"Kendini bu kadar kasma." Sesini duyduğumda biraz rahatlamıştım ama hâlâ kendimi gerdiğimin farkındaydım.
"Özür dilerim."
"Sorun değil. "
Hoseok bir türlü beni öpmüyordu ama ben bu utanç verici anın hemen bitmesini istiyordum.
Sonunda nefesini dudaklarımda hissetmeye başladığımda gözlerim artık yok olacaklardı.
Dudaklarını yavaşça benim dudaklarıma sürttü. Daha sonra biraz daha yaklaşarak öpmeye başladı.
İlk başlarda yavaş ve nazik nazik öpüyordu ama gitgide derinleştiriyordu.
"Karşılık vermeyi dene."
"Daha ilk öpücükten mi?" Diye sorduğumda yüzünden masum ve şirin bir gülümseme vardı.
"Daha ilk öpücükten sana ders veriyorum işte."
"Ahh peki denerim." Onu onayladıktan sonra tekrardan dudaklarımda onu hissettim.
Yine başta nazik bir şekilde öptüğü için biraz da olsa karşılık verebiliyordum ama daha sonra çok daha sert olmuştu. Dişleriyle bir kere alt dudağımı ısırdığında ona doğru çok da küçük sayılmayan bir ses çıkartmıştım. Daha sonra dilini devreye soktu ve benden izin istermişcesine dudaklarımı yalamaya başladı. Ben ise sadece ağzımı küçük bir aralık yaptım ve dilimde dilini hissettiğimde bir kere daha ses çıkartmaya başladım. Benim çıkarttığım sesler onun gerçekten hoşuna gidiyordu.