Uyarı - Not : Yemek den önce okumamanızı tavsiye ederim. Psikolojisi kaldırmayanların okumamasını tavsiye ediyorum !
~~~~~~~~~~
Birkaç satır okuyup, biraz huzur yudumlayacaktı hayat şarabından...
Belki altını çizecek, iki damla göz yaşı emanet edecekti satırlara. Belki de kitaplardakine benzeyen masal gibi bir aşkla besleyecekti ruhunu.Sonra ?
Peki ya sonra ? Hiç var olmamış gibi yitip gidicekti bu diyardan.
Öyle hayal ederdi hep yetimhanenin soğuk duvarları arasında okuduğu yeni hayatlarda.
Yırtık elbiselerinin üstüne giydiği yıpranmış kazağına biraz daha sarınır kitaplara dalar giderdi. Kimi zaman soğuk yetimhane odasını bile unutur sıcacık bir aile yuvasında hissederdi kendini. Takii vakit bitene, okunacak sayfalar tükenene kadar...
Böyle bir hayat düşünmemişti hiç !
Hayalleriyle sınanacağını nerden bilebilirdi ?
Kitaplardaki gibi bir aşk, sıcak bir yuva, küçük bir çocuk, belki de bir anne - baba veya küçük bir kardeş...
Çoğuna da kavuşmuştu aslında. Ama çabuk kaybetmişti: Aşkını ve çocuğunu !
Acıydı. Hem de çok acıydı, senelerce hayaliyle yaşadığın şeyleri tam buldum derken, kaybetmek !
Yetimhanede ve benzeri yerlerde büyüyen çocuklar için özellikle hayaller umutlar çok önemliydi. Etrafını kapatan dört duvarın; çatısı, bir evin yapısındaki kolon gibiydi. O olmazsa diğerleriyle yaşamak hiç olmaması ile birdi.
Lavina'nın avuçları gibi bomboştu şimdi ruhu da. Hayalleri umutları bir anda alınmıştı ellerinden. Katledilmişti ruhu.
Yedimhanenin eskimiş, sıvası dökülmüş duvarı, paslı kapısı, eskimiş yazısı, soğuk odaları ve kalpleri umut ve sevgi dolu çocukları.
Gözlerini doldurmaya yetiyordu buraya her gelişi. İçinden söz etmiyordu bile. Çünkü yazar ne yazarsa yazsın orda yaşamadıkça eksik kalırdı cümleler...
Siz, hiç yırtık ayakkabılarınız yüzünden okulda alay konusu oldunuz mu ? Günlerce sırf o ayakkabılarla okula gitmemek için hasta numarası yaptınız mı ? Ya da yırtılan elbisenizi diktirecek biri bile olmadığında küçücük ellerinizle dikmeye çalıştınız mı ? O iğne parmağınıza battığında en büyük açınız o gibi Anne diye ağladınız mı mesela ? Düşünün, bir gök gürütüsünden veya karanlıktan korktuğunuzda 'korkma ben yanındayım' diyen birisi olmadan yaşadınız mı ?
Eğer bunları yaşamadıysanız uzaktan uzağa insanlara anlıyorum seni demeyin. Özellikle de çocuklara !
İlerde her şeye rağmen koşup, oynayan, etrafa mutluluk saçan çocukları izledi arabasına yaslanırken Gece.
O sırada yanında duran arabaya çevirdi başını.
Yavuz gelmişti.
Sinir krizi geçirdi o günden beri arıyor veya mesaj atıyordu. Gece ise bugüne kadar hiç birine cevap vermemişti. Bugün aradığında ise 'Seni görmek istiyorum' diyen adamı yetimhaneye çağırmıştı.
Gece gözlüklerini çıkarıp yanına gelen adamla göz teması kurdu.
"Merhaba. " dedi Yavuz çekingen bir tavırla.
"Merhaba. " dedi Gece kendinden emin bir tavırla.
"Nasılsın ? "
Gece hafif kaşlarını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN SESSİZ İNTİKAMI (TAMAMLANDI)
Mystery / ThrillerBir intikam nasıl böyle vahşi olabilir ? Bir katile intikam mı yoksa kan mı daha haz verebilir ? Bir kadın nasıl böyle bir katile dönüşebilir ? Hepsinin cevabını almak istiyorsan, bu kanlı dünya'ya sen de davetlisin... ( Not: Yetişkin içerik olmas...