0.2

4.8K 162 20
                                    

Gözlerimi hafif aralığımda havanın açmak üzere olduğunu fark ettim. Nöbetim çok yoğun geçtiği için tam olarak 20 saattir uyuyordum ve 2 saat sonra yeniden iş vardı. Yataktan kalkıp masanın üstünde duran bilgisayarımı açtım ve yüksek lisans yapmak için başvurduğum okullardan birinden mail gelmiş mi diye maili kontrol ettim. Aslında açıklanması için daha erkendi ama heyecandan sürekli kontrol edesim geliyordu.

Duşa girip bugün bir değişiklik yapıp saçımı düzleştirdim. Nedenini bilmiyorum, sormayın. Telefonum çaldığında açıp bir yere sabitledim. Kızlar arıyordu.

"Kızlar, Cedi bugün taburcu oluyormuş! Geçmiş olsuna gidiyoruz değil mi Işıl?" Gözlerimi devirdim.

"Kızlar sizce de abartmıyor musunuz biraz? Tamam yakışıklı ama o çocuk bizim gibi kızlara bakmaz. Dost acı söyler." dedim. Eda numaradan ağlıyormuş gibi yaparak,

"Niye öyle diyorsun Asel? Belki bakar. Hem Metecan'ın eskiden sporcu olmayan bir sevgilisi vardı." dedi. Güldüm.

"Allah aşkına her gün başka birini çıkarıyorsunuz. Metecanda kim?" dedim.

"Metecan Edanınki, Cedi benim, Furkanı sana bıraktık. Furkan tam senin tipin bir çocuk." Bu sefer kahkaha attım.

"Hadi ya, nasılmış benim tipim canım?" Işıl hevesle bilgisayarına bir şeyler yazmaya başladı. Sonra bir çocuğun fotoğrafını gösterdi.

"Oha! Bu o aptal 2 metre olan çocuk! Kızlar size anlattığım çocuğun üstüne düştüm dediğim çocuk işte bu."

"Ne NE DEDİN SEN!"

"Kızım sen aptal falan mısın? Furkan Korkmaz'dan bahsediyoruz. Nasıl tanımazsın!"

"Ya gerçekten aptal bu kız!"

"Hayır yani akılda yürütmüyor. Adam 2 metre ve Cedi'nin odasının önünde karşılaşıyorsunuz." Kaşlarımı çattım.

"Kızım nereden bileyim ben ya? Tek arkadaşı bu çocuk mu? Neyse işe geç kalacağım kapatıyorum."

Kızların bir şey demesine izin vermeden hemen telefonu kapadım. Gerçekten şu an onların basketçi çocuk aşkını çekemezdim. Masanın üstündeki çantamı toparladım ve bilgisayarı kapadım demek isterdim yine ama maalesef merakıma yenik düşüp arama kısmına 'Furkan Korkmaz' yazdım. Çocuk gerçekten tam benim tipimdi. Ama çocuk Furkan Korkmaz yani, kızların ağzından düşürmediği,kim bilir kaç bin güzel kızın yazdığı bir çocuk. Bana mı bakacak. Bana, 1.62 metre pek bir güzelliği olmayan tek amacı kariyer yapmak olan bir kız. Furkan'ı geçtim normal biri bile bu hırçınlığa zor bakar.

Arabama bindim ve hastaneye gitmek için hazırlandım. Arabamı hastanenin açık otoparkına park edip indim ve girişe ilerlemeye başladım.

"Asel!" Özgür hocanın seslenmesiyle yanıma baktım. Özgür hoca gelmem için elini bana doğru sallıyordu. Yanında ise Cedi ve Furkan vardı. Çocuğa rezil olmuştum! Furkan'a bakmamaya çalışarak Özgür hocanın yanına gittim.

"Günaydın." dedim gülümseyerek. Hepsi bana karşılık verdi. Furkan bile!

"Aselcim şunları hemen halletmen gerekiyor canım. Cedi acil bir hastama bakmam gerekiyor, bir şey olursa ararsın beni." Özgür hoca elime kağıt tutuşturup bir şey dememe izin bile vermeden hızlıca gitti. Gözlerimi devirdim ve Cedi'ye baktım.

" Tekrardan geçmiş olsun." deyip gülümsedim ve gitmek için adımımı attım ama önüme benim için duvar gibi olan bir insan çıktı. Furkan!

"Sen o hemşiresin. Üstüme düşüp özür bile dilemeden giden." Gözlerini kısarak bana baktı.

"Acil hastam vardı kusura bakmayın." dedim ve yanından geçmek için sağa doğru geçtim ama o da sağa doğru geçip önümü kesti. Cedi'ye baktığımda sırıtıyordu! Resmen sırıtıyordu! Geliyorlar bana ama.

"Ne gülüyorsunuz? Sizde yolumdan çekilir misiniz lütfen?" dedim kaşlarımı çatarak. Cedi iyice gülerek,

"Sizli bizli konuşmayı ne zaman kesersin?"

"Mesela hiçbir zaman?" dedim ve bu sefer sola doğru adım attım ama bilin bakalım ne oldu! Yine klişe zamanı. O da sola adım attı. İyice kafamı yukarı kaldırdım.

"Özür diledim. Ne istiyorsunuz hala benden? Çıkar mısınız lütfen önümden artık." dedim. Hafif sırıttı. Bir dakika! Sen sırıtma, yanlışlıkla düşücem diye korkuyorum.

"Bilerek yaptın değil mi?"

"Neyi?" dedim iyice kaşlarım çatarken. İyice gülümsedi.

"Bilerek üstüme düştün." dedi. Ağzım açık öylece kaldım. Sanırım 20 saniye. Cedi elini gözlerimin önünde salladı.

"İyi misin kız?" Elini ittirdim.

"Senin kafan mı iyi? Ergen fanlarından mı sandın sen beni? Durup dururken çalıştığım yerde üstüne atlayacağımı falan sandığını söyleme lütfen." Bu sefer ben güldüm. Alayla! Tam ağzını açıp cevap verecekken arkadaşları olduğunu düşündüğüm yine 2 metrelik bir çocuk onlara bağırdı.

"Cedi! Furkan! Hadi olum kaç saattir sizi bekliyorum. Ah bir dakika bu güzel hanımda kim?" dedi bana bakarak. Sonra elini uzatarak,

"Metecan ben. Sizde?" Ah bu da Edanınki olan sanırım.

"Asel. Şimdi gitm-" lafım Eda'nın bana seslenmesi ile kesildi.

"Asel! Ah merhaba. Bugün basketçi günü falan herhalde. Eda ben." dedi yine bir solukta, sonra Metecan'a elini uzattı. Metecan elini tutup gülümsedi.

"Metecan." Eda bana dönüp,

"Evin anahtarını unutmuşum kanka, versene." dedi. Ah bu arada sanırım size söylemedim. Eda benim ev arkadaşım ama dün nöbetteydi. Evin anahtarını çıkarıp ona uzattım.

"Arabayı da vereyim mi? Bugün yine nöbetteyim ben nasıl olsa,yarın sabah getirirsin." dedim Eda'ya. Eda'nın arabası servisteydi. Yine kaza yaptığı için! Tam çantamdan arabanın arabasını çıkarıyordum ki Metecan Eda'nın omzunu tutup,

"İstersen seni bırakabilirim. Güzel ve yorgun kızlara arabam itinayla açıktır." dedi ve güldü. Çok komik! Kabul etme Eda!

"Ah zahmet olmasın." dedi ve saçını kulağının arkasına attı. Ciddi misin yani Eda? Bu mudur yani? Naz yapıyor bir de kıza bak! Edanın kolunu sıkıp kafamı olmaz anlamında salladım. Furkan hareketimi gören tek kişi olduğu için gizli gizli güldü. Ona bakıp gözlerimi kıstım.

"Işıl!" diye bize doğru gelen Işıl'a bağırdı Eda. Bende gülümseyip el salladım. Gelince sarıldım canım kardeşime! En azından aklını Eda kadar yitirmemişti.

"Günaydın canım." Saatimi kontrol ettikten sonra "Ah gerçekten gitmem gerekiyor, Eda alarmını kurmayı unutma. Işıl kahvaltını yapıp öyle başla işe, Cedi tekrardan geçmiş olsun." deyip Edayı öpüp hastaneye girdim. Eşyalarımı dolabıma koyup diğer hemşire arkadaşlarımla hastaların vitallerini aldık. Daha sonradan Özgür hocanın istediği şeyleri yaptım.

Bugün yine aşırı aşırı yorucu bir gündü. Saat 17.30du ama ben daha yeni oturuyordum. Telefonumu açıp gelen mesajlara baktım.

+90531xxxxxxx : -FOTOĞRAF-

Fotoğrafa tıkladığımda her zaman taktığım annemin 18. yaş günü hediyesi bileziğimi gördüm.

+90531xxxxxxx : Sanırım ben de sana ait bir şey var.

Kim olduğuna bakmak için profiline girdim. E yuh ama! Kim olduğunu tahmin edemeyeceksiniz! Furkan Korkmaz!

collision || Furkan KorkmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin