Junmyeon ile içeri girmeden önce bileğimi yakaladı Junmyeon. "Bak şaka değil, değil mi? Joohyun da hoşlanmış benden. Bak eğer şakaysa seni-" Bileğimi çektim. "Öyle saçma şakaları ben değil Sehun yapar!" Kafa salladı. "Doğru."
İçeri girdiğimiz anda masayı silen Joohyun, gözlerini büyüterek bize döndü. Junmyeon'un gelişine şaşırmış olmalıydı. Seungwan gülerek yanıma geldi. "Saçlarını kestirmişsin! Neden kestirdin?" Güldüm. "Havalar çok sıcak. Uzun saçı böyle havalarda sevmiyorum."
Seungwan konuşmak için ağzını açtığı vakit Joohyun geldi ve konuştu. "Hoşgeldiniz!" Junmyeon gülümsedi. "Hoşbulduk." Yüzümü ekşittim. "Hadi gidin başka masaya geçin siz Junmyeon." Joohyun anında kaşlarını kaldırdı. "Ben neden oturayım ki?" Junmyeon kafa salladı. "Aynen öyle. Hadi Joohyun, sen üzerindeki önlüğü bırak. Birlikte tanışmaya gideceğiz."
Ben utançla başımı eğerken Joohyun tek kaşını kaldırdı. "Bu kadar kaba olduğun, görünüşünden ve sosyal medyandan anlaşılmıyordu. Yanlış ata oynuyorum sanırım." Junmyeon gözlerini büyüttü. "Ben öyle demek istemedim. Seni gerçekten sevdiğim için bir tanışalım istedim."
Joohyun iç çekti. "Pekâlâ anlık kabalığını görmezden geleceğim. Ama bugün sergileyeceğin herhangi bir kaba hareketinde benim için bitersin." Junmyeon gülümsedi. "Söz veriyorum."
Joohyun saçlarını dağıttı. "Pekâlâ birkaç dakika beklemen gerekecek."
Bu ikilinin iğrenç flörtünden ötürü Seungwan'a dönüp fısıldadım. "Tanıştırmamalıydık." Seungwan kafa salladı. "Aynen öyle." Ardından yüzünü buruşturdu. "Midem kalktı." Güldüm. "O kadar haklısın ki..."
Kapıdan çıkan Joohyun ardından Junmyeon bana bakarak el salladı. "Görüşürüz dostum. Bu iyiliğini unutmayacağım." Birlikte dışarı çıktıkları anda derin bir nefes alabilmeyi başarmıştım. En başından buraya yalnızca Nayeon ile gelseydim, adın çöpçatana çıkmazdı.
"Peki sen ne istersin?" İç çektim. "Bir mocha olabilir."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
