11. Bölüm "Kırmızı."

516 48 8
                                    

Selam gençler! Bu bölümün nerdeyse hepsini begüm yazdı. Umarım begenirsiniz. İthaf sernurkcgl. İyi okumalar!
"Baba! Baba gitme! Baba özür dilerim kendimi koruyamadım! Gitme!" Issız sokak hıçkırıklarımla yankılanırken, acı içinde olmama rağmen, kanlı ellerimle babamı tutuyordum.
"Kız... kızım. Kendimi suçlama. Tek bir isteğim var senden." Gözünden alan yaşları sildim. Gidemezdi. Bu son isteği olamazdı. Benden dilediğini isteyebilirdi ancak bu son olamazdı.
"Kızım. Sonsuza kadar sevebileceğin, güvenebileceğin unutulmazını bul."
Eylül yağmuru kandan ıslanmış zemine düşüyordu. Ağlıyordum, babam artık yoktu. Gitmişti artık. Yoktu. Asla gelmemek üzere gitmişti.

"Yağmur!" Birisi bana sesleniyordu. Çıkamıyordum karanlıktan. Ölmek istiyordum, cesaretim yoktu.

"Yağmur uyan! Kendine gel lütfen." Bu yalvaran sesle gözlerimi açtığımda, odamda olduğumu gördüm. Ve bir çift yaşlı göz. Ne yaşlı göz mü?
"Yağmur ben çok korktum. Neler oluyor sana? Anlat bana lütfen." Benim için ağlamışmıydı yani.
"İyiyim ben. Acıma bana." Diyip beni sardığı kollarından ayrıldım. İnsanların bana 'babası ölmüş, anası zaten orospu' demesi beni sinirlendiriyordu.

Oda bana acıyordu işte. Ama ben güçsüz değildim. Ağlıyordum. Bu hayata karşı güçlü olmak zorundaydım. Ağlayamazdım.

Yattığım yerden doğrulup, kalkmaya çalıştım. Tabi kasıklarımda ve karnımda oluşan acı buna engel oldu. Yavaş bir biçimde ayaklarımı zemine basıp kalktım. Tuvalete gittiğimde, boy aynasına bakıp sessiz bir küfür savurdum.

Bok gibi görünüyordum. Rimelim akmış, saçım başım dağılmıştı. Gerçek anlamda tükenmiş gibiydim. Peki bu zor anlarımda Meriç yerine Toprak neden yanımdaydı?

Kolaydı aslında. Meriç piçti. Salt anlamıyla şerefsizdi. Topraksa amcamın üvey oğlu olmasına rağmen tıpkı onun gibiydi. Mertti, sadıktı, güvenilirdi. Şuan bile yanımda birtek o vardı. Benim sadık sevgilim (!) nerdeydi acaba? Bende azıcık o şerefsizi tanıyorsam şuan yükünü başka bir kıza boşaltıyordur. Siktir. Bitecek lan bu iş! Gelsin hemen konuşacağım.

Karnıma giren anı acıyla iki büklüm oldum. Diğer acı geldiğinde yere doğru çomeldim. Pijama altım kanla ıslanmıştı. Resmen birini öldürmüşüm gibi. Artık dayanacak gücüm yoktu. Gelen son acıya çığlıkla karşılık verdikten sonra kendimi soğuk fayansa bıraktım. Bilincim kapanırken tek gördüğüm karanlıktı...

Uyandığımda nerden koklasan anlayacağım hastane kokusu ile karşılaştım. İğrençti. Ama ağrı yoktu. Büyük ihtimalle ağrı kesici narkoz etmişlerdi. Ve birden içeriye meriç girdi. Hızla yanıma gelerek yatağa oturdu ve ellerimi tuttu. Salak.
"Yağmur, iyi misin meleğim?" Yöğmör öyö mösön mölöğöm? He bokum.
"Gördüğün gibi." Diye tısladım. Saçları 'yeni seviştim' diye bağırıyordu. Bir kere de yanıltsan beni be çocuk, bir kere.

"Yağmur, ben-"

"Kes sesini. Bak meriç, yaptığımız herşey hataydı. Ne diye sevgilin olmayı kabul ettim, hangi kafayla yaptım bunu inan bilmiyorum. Ama bitti. Bitti. Şimdi git burdan. Belki seni görmek istemem, bilmiyorum. Şimdi git. Hadi."

Meriç ben konuştukça ağzını biraz daha açıyordu. Şaşırdığı belliydi. O saçla karşıma çıkıyorsun, birde seninle devam edeceğimi düşünüyorsun. Akıllı çocuk.
"Be... ben, peki...Tamam." yavaşça doğrularak odadan çıktı. Gerizekalı.

Yarım saat geçmeden içeri toprak girdi. Kahramanım...

"Beni sen mi getirdin?"

"Evet, ben özür dilerim. Daha önce getirmeliydim." Yapabildiğim kadar gülümsedim ve sandalyeyi işaret ettim. Oturduğunda gözlerine baktım.

"Özür dileme. Çümkü benim demem lazım. Özür dilerim toprak. Çok kötü davrandım sana. Sen, çok iyi bir insansın. İlerideki karın şanslı olacaktır. Doğuracağı çocuklar... çok şanslı. Senin gibi bir koca zor bulunur. İnşallah seni hak eden birini bulursun. Neyse, tekrar özür dilerim." Gözünden akan yaşa mani olamadım. Hemen toparlanıp gözümü sildim. Sonra da gülümsemeye çalıştım.

"Biraz son nefesini veren birinin sözleri gibi oldu ama benden o kadar kolay kurtulamazsın küçük hanım." Onun da gözlerinin dolduğunu ve gülümsediğini gördüm.

"Hadi yardım edeyim de eve gidelim. Eşyalarını toparla." Tek kaşımı kaldırdım.

"Nedenmiş o?"

"Mert amca çağırıyor. Hem, inan orası çok daha güzel. Sen, ben. İkimiz varız bir tek.

"Amcamı ararım. Dönmek istemiyorum."

"O zaman yanıma gelirsin. O piçle aynı evde kalmana göz yummayacağım, güzelim." Göz kırptı. Tatlı cck sni.s

Valla olur be glw, sen hep böyle bakacaksan...

UnutulmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin