(Mira)
Etrafımı saran ağaçlar yeşilliğiyle gözlerimi kamaştırıyordu. Ağaçların arasında gezinirken gökyüzünün aydınlığıysa rahatlatıyordu.
Kenardan akan nehrin ve kuşların sesi bir şarkıya eşlik ediyorlardı sanki.
Çimenlerin verdiği sakinlikle kırda yürüyordum.
Üstümdeyse beyaz, kuyruğu olan tülden elbise vardı; sade ancak zarif duruyordu.
Tenimin tülden dolayı hissettiği ılık rüzgar hem saçlarımı havalandırıyordu hem de biraz titretiyordu bedenimi.
Elimle önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına almaya çalışırken ileride ihtişamla parlayan beyaz büyük kapı gördüm.
Merakıma yenik düşek ilerledim adım adım.
Yanına vardığımda iki kapısınındaki tokmaklara elimi yerleştirip açacağım sırada her tarafta bir ses yankılandı.
" Beni bırakma, kalbimi bırakma sevgilim. Gitme, lütfen gitme. "
Kimden geldiğini anlamak için etrafıma bakındım ancak birini göremedim.
" Beni bırakma, kalbimi bırakma sevgilim. Gitme, lütfen gitme. "
Aynı sesi tekrar duyunca daha dikkatli baktım. Çook uzaklarda bir beden gözüme çarptı. Yüzünü tam olarak göremiyordum sadece bana elini uzatıyordu.
" Beni bırakma, kalbimi bırakma sevgilim. Gitme, lütfen gitme. "
Üçüncü kez seslendiğinde yanına gitmek için kapının yanından ayrıldım. Kim olduğunu bilmediğim kişinin yanına ilerliyordum.
İlerledikçe uzaklaştığımı fark ediyordum, yürümeyi bırakıp elbisemin eteklerinden tutup koşmaya başladım. Ancak çabam boşaydı.
" Beni bırakma, kalbimi bırakma sevgilim. Gitme, lütfen gitme. "
Sesi uzaktan değil de sanki yanı başımda gibi çıkıyordu ancak görüş açımdan kaybolmuştu. Ben de gelen sese karşılık verdim.
" Nerdesin? Kimsin?"
Ne sesime cevap geldi ne de aynı sesi bir daha duydum. Yine de etrafıma bakınırken yan taraftan bana seslenen biri vardı.
" Güzel kızım burada ne arıyorsun gitsene.."
Bana doğru ağır adımlarla yürüyen yaşlı kadına döndüm.
" Nereye gideceğimi bilmiyorum.."
" İki seçeneğin var ya kapının ardına ya da sana seslenen kişiye.."
" Bana seslenen kişiye nasıl gideceğim ki ulaşamıyorum? "
" O'na mı gitmek istiyorsun? "
" Evet."
" O halde benimle gel."
Yaşlı kadın önden ben arkadan ilerliyorduk, neresi olduğunu bilmeden takip ettim.
İlerledikçe ağaçlar, çimler kayboldu yerini mavinin en güzel tonundan gökyüzü ve kardan daha beyaz bulutlar aldı.
Buraya nasıl geldik bilmiyordum ama yaşlı kadını izlemeye devam ettim ayaklarım bulutların yumuşaklığını hissederken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü ๛ KTH
Fanfiction" Biri sana uçabilmek için kanatlarını nasıl kullanacağını öğretir. Uçmaya onunla devam edersin. Ama sonra etrafına bir bakarsın ki kanatlarını senden koparıp gitmiş. İşte o zaman sen hızla yere çakılırsın, ve kendini düşmekten kurtaramazsın. " Başl...