Kendini kötü hissettiği için dün gece Kaya'yı bırakamamış ve yanında kalmıştım. Sessizleşmişti ve bütün gece hiç konuşmadan öylece yatmıştı. O da benim gibi dostum dediği insanla sınanmıştı.Onu çok iyi anlıyor, onun için üzülüyordum...
Dün gece ayrı odalarda uyumuş ama aynı saatte uyanmıştık. Yarın nikahımız olacaktı. Nikah günümüzün bu kadar erken bir tarihe verilmesi beni çok şaşırtmıştı ve bir o kadar da endişelendirmişti. Çünkü hiçbir şey hazır değildi. Bugün çok işimiz vardı. Önce Adapazarına anneme ve ablama gidecek daha sonra da nikâh için elbise alışverişi yapacaktık. Kaya " Merak etme sana çok güzel bir düğün yapacağım." dediği için nikâhımız için sade, beyaz bir elbise almayı planlıyordum. Nede olsa düğünümüze istediğim gibi bir gelinlik alırdım. Düğünümüz demişken herkesten gizli evleneceğimiz için düğünümüz güzel geçer miydi bilmiyordum. Benim ailem, Kaya'nın ailesi evlendiğimizi duyduklarında nasıl bir tepki verecekti bilmiyor ve daha şimdiden yoğun bir suçluluk duygusu hiddediyordum Lakin o konağa dönebilmemiz için bunu yapmamıza bizi mecbur bırakmışlardı.
At kuyruğu yaptığım saçlarıma aynada son kez baktım ve banyodan çıktım. Dün gece Kaya'nın verdiği pijamalarla uyumuştum ve bugün dün giydiğim kıyafetleri tekrar giymek zorunda kalmıştım. Duş almaya ihtiyacım vardı ama anneme ve ablama gidip geldiğimde ve Baharın evinden eşyalarımı aldığımda bu işi yaparsam çok daha iyi olacaktı...
************
Adapazarına girmek üzereydik. Yol üzerinden aldığımız sıcak poğaçalarla kahvaltımızı arabada yapmıştık. Kaya gülmüyor ve birkaç kelimeden fazla birşey konuşmuyordu. Onun için endişeleniyordum. Belki neşesi gelir diye radyoyu açtım ve biraz ses verdim.
Saçların dağılır aklımın yellerinde hiçbir rüzgar esmese bile. Vazgeçmem, geçemem seni ne zor buldum ben, düşlerim çıkmasada yine. Gir kanıma! Hani bekarlık sultanlık derdik yetti canıma. Yaşarım ben senle gir kanıma! 🎼🎶🎶
Müziğin ritmiyle yüzünde oluşan tebessümü görünce gülümsedim. Onu mutsuz ve neşesiz görmek kalbimi acıtıyordu. Arabayı mor ve beyaz renklerle süslenmiş üzerinde Gökyüzü çiçekçilik yazan bir dükkanın önünde durdurdu. Burası küçük bir çiçekçi dükkanıydı. Neden geldiğimizi anlamaya çalışırken tek kaşını kaldırarak dükkanı işaret etti.
"Annene ve ablana boş gitmeyelim."
"Teşekkür ederim." diye mırıldandım. İşte şuan kalbimi çelmişti. Arabadan inerek dükkana yürümeye başladım. O da yanımdan yürüyordu. Dükkana girdiğimizde altmışlı yaşlarda tontiş bir amca bizi karşıladı.
" Buyrun Hoşgeldiniz."
"Hoşbulduk merhaba" diye mırıldandık aynı anda. Burun deliklerimi rengarenk çiçeklerin eşsiz kokusu yoklarken, derince nefes aldım. Saatlerce burada kalabilir, hatta ve hatta uyuyabilirdim. Etrafımı seyrederken, bakışlarım mor karanfillerin durduğu köşeye sabitlendi. İşte en sevdiğim çiçekler oradaydı... Kaya bakışlarımdaki heyecanı hissetmişçesine "Oradaki mor çiçeklerden alalım" diye işaret parmağıyla mor karanfilleri gösterdi. "Birazda zambak" diye ekledim. Beyaz zambaklar ve mor karanfiller birlikte favorimdi. Yaşlı adam biraz zambak birazda karanfil alıp güzel bir buket yaptı ve bana uzattı. Kaya çiçeklerin parasını öderken kollarındaki eşsiz kokuyu soluyarak dükkandan çıktım.
********
Nemli gözlerimle annemin dualarla öptüğüm toprağından başımı kaldırdım. Kaya yanımdaydı ve bana sarılıyordu. Varlığı güç vermişti bana. Ellerine tutanarak kalktım ve saçlarımı geriye atıp dudaklarımı araladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fenomen Kocam (Düzenleniyor)
Подростковая литератураİlk bölümde tanıtım videosu mevcuttur. ERGEN KİTABI DEĞİL. (sürükleyici) Asya, gardiyanına sevimli gözükmeye çalışan Bir mahkum gibi Kayaya yaklaşırken; Kaya, endişelerinin prangalar ile bedenini ele geçirdiğini düşünen lakin Asyayı tanıdıkça ru...