'Mektubuma gülümsemen misafir oldu bu gece...'
--
Jimin-ah.. sevdiğim..
Benliğimi ısıtan güneşim.. Gülüşümü yaratan Tanrım..
Gülümsedin bugün, gördüm sonunda. Bana gülümsemedin ya o yaraladı kırılgan ruhumu. O sebep oldu bu sefer intihar eden gözyaşlarıma. Yine de seviyorum işte anla.
Kalbim öyle atıyor ki inci gibi olan dişlerini görünce.. bilsen korkardın duracak diye. Endişelenme derdim belki, seni görünce hep böyle..
Can havliyle nereye koşuyordun sevdiğim? Kalbim kadar hızlı atıyorsun adımlarını. Endişeli gibisin. Oysa sabah gülüyordun. Çok güzel gülüyorsun ya ben bitiyorum. Ah be sevgilim, gülsene sen hep öyle. Kavisli kaşların çatılmasın, yakışmıyor güzel yüzüne. Ağlama, hoş durmuyor narin gözlerine. Görüyorum.. korku yerleşmiş şuan irislerine. Biliyorum.. korkuyorsun annen gitti diye. Ama ben ziyaret ettim. İyiydi çokca. Dün senden bahsettim ona, bugün unutacağını biliyorum. Bil istiyorum. Anneni hergün ziyaret eden ikinci kişi benim, öğren de gel bana sor, niye?
Gülüşünü anlatıyor çünkü sevdiğim. Kısılan gözlerini, görülen dişlerini, oluşan gamzeni.. her ayrıntıyı. Bir seni unutamıyor nasıl oluyor bilmem. Ama çok hoş bu bir bilsen. Seviyor seni. Gülüşün kadar çok seviyor. Belki kalbin kadar ama bir görsen seni bana nasıl anlatıyor.. Hatıraları canlanırken nasıl gözleri parıldıyor, gülümsüyor aynı sen.
Bil sevdiğim, annen bir seni hatırlıyor. Seni bir bana anlatıyor. Her saniye onun dilinden insanın seni dinleyesi geliyor.. gülüşünü hayal edesi geliyor. O güzel gülüşün.. insana kendini sorgulatıyor. Kendimi sorgulatıyor. Bir bilsen kalbim nasıl kırılıyor. Alışık ama, mahkum buna.
Seviyor ya seni, gülüşünü yada kalbini.. Dayanıyor onlara. Bağlı kalıyor belki umuda. Görüyor her sabah, kahvenle bahçeye çıkan siluetini.. gazete tutan yüzüklü ellerini. Belki, diyor. Belki açar posta kutusunu, okur mektupları. Nafile ya sevdiğim.. sen sevmezsin posta kutularını. Kötü bir anın varmış dedi annen. Anlatmadı gerisini, hemşire geldi. Annen gülümsedi bana, sen düştün aklıma. Gerçek o ya annen gibi gülüyorsun aslında.
Annen narin birde kırılgan.. Gülüşünüz açık ediyor kapatsa da kırıklarınızı sevdiğim. Geçmiş diyemiyorsunuz nedense. Gülüşünüz saklıyor hüznü, acıyı, geçmişi.. Neyseki mutluluk kalıntıları da var dudak kıvrımlarınız da yada gamze kenarlarınızda..
Geldin sevdiğim. Rahat rahat yürüyorsun evimin önünden. Annenin iyi olduğu geldi kulağına. Rahatladın. Gülüşünü gördün onun, huzur doldun. Bende seni böyle görünce sakinleştim sevgilim. Annen iyiymiş, telefon aldım. Kısa süreliymiş baygınlığı. Derin bir nefes aldın güneşim, gülümsedin.
Ah o gülüşün..
Bende ne enkazlar yaratıyor ne yenilikler keşfediyor.. Nasıl güzel görünüyor. Her yer mükemmel tam senin istediğin gibi bir görsen aslında.. Kesinlikle, diyeceksin. Kesinlikle aşık bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Min Yoongi'nin yıldız tozlu mektupları |YOONMİN|
RomanceMin Yoongi sevmişti sadece. Aşkı ise her gece mektup yazmaya sürüklemişti, sevdiğine. Ve Min Yoongi yıldızlardan çaldığı tozlarla kapattı zarfını verdi demir posta kutusuna, Park Jimin'e ulaşması dileğiyle.. |YOONMİN|