Aşağıda hala beni bekleyen arabaya rağmen hareketlerim çok yavaştı.Burayı bırakmayı asla istemiyordum. Orda kimseyi tanımıyordum. Yalnız başıma birkaç ay geçirmek gerçekten kolay değildi. Üstelik bir de haberi aldığından beri durgunlaşan Yerim vardı. Ne kadar duygularını göstermeyi sevmeyen biri de olsa duygusal yanına karşı koyamıyordu. Sabahtan beri odama yerleşeceği ile ilgili şakalar yapsa da gizlice, dolan gözlerini sildiğini biliyordum.
Tüm eşyalarımı aldıktan sonra odama son bir kez göz attım. Uzun süre burada olmayacaktım. Gözüme çarpan fırçalarım ile zaten kötü olan moralim biraz daha bozulmuştu.
Onları yanıma almayacaktım.
Aslında vakit geçirmemi sağlayabilirlerdi fakat eğitimime odaklanmalıydım. Şu ana kadar yaptığım bütün çalışmalar klan yönetimi ile ilgiliydi. Orda neler ile karşılaşabileceğimi bilmiyordum. Pekala.
Sanırım artık gitmeliydim. Yavaşça merdivenleri indikten sonra beni kapıda bekleyen ailemi gördüm.
Tanrım! Onlara sarılmamalıydım. Yoksa bütün yolum ağlayarak geçerdi. Annem ile babamın önüne geldiğimde kısaca eğildim. Annem ise saçımı okşadıktan sonra sabit tutmaya çalıştığı sesi ile konuştu."Dikkat et, kızım. " Titrememesi uğruna uzun uğraşlar verdiğim sesim ile onu cevapladım.
"Öyle yapıyor olacağım. " Babama da kısaca gülümsedikten sonra elinde yastıkla bekleyen Yerim'i gördüm. Titreyen sesiyle konuşmaya başladı.
"B-bu benim yastığım. Miden b-bulanırsa kafanı yaslayabilirsin. " Yastığı elinden aldıktan sonra hızlıca sarılmıştım. Bu ufaklığı nasıl bırakacaktım? Ayrılınca alnına uzun bir öpücük kondurdum.Böyle duygusal şeyleri sıklıkla yapmazdım fakat şuan gerekliydi. Kafamı çevirdiğimde memnun bir şekilde gülümseyen Ryujin'i farkettim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Açıkçası, Jennie ile evleneceği haberini duyduktan sonra onunla asla konuşmamam işleri biraz daha zorlaştırmıştı. Hafifçe öksürdükten sonra konuşmaya başladım.
"Yerim'in başına bir şey gelmesine izin verme."
"Bunu yapmasına gerek yok. Ne de olsa artık bir yetişkinim. " Söylenmesi ile kıkırdamıştım. Gözleri dolu da olsa tepkileri asla değişmiyordu. Yüzümü Ryujin'e çevirdiğimde cevabımı almıştım. "Dikkat ederim. " Ona da kısaca gülümsedikten sonra artık gitme vakti gelmişti. Arabaya doğru yavaşça yürüdükten sonra son kez aileme baktım. Onları gerçekten özleyecektim.
Ne kadar Yerim dışında kimseyle fazla vakit geçiremediğim için alışmamış olsam da hayatımda hepsinin bir yerleri vardı. Onlara doğru el salladıktan sonra hızlıca arabaya bindim. Çünkü biraz daha bakacak olsaydım ağlayabilirdim. Kafamı Yerim'in yastığına yasladıktan sonra gözlerimi kapatmıştım. Yaklaşık iki gün yolum vardı. Tüm yol boyunca uyuyamasam da bir çoğunu öyle yaparak geçirecektim.
•••••
Uzun bir yolun ardından sonunda bölgeye varabilmiştik. Uykulu gözümle ne kadar bulanık görüyor olsam da etrafı izliyordum. Gerçekten güzeldi. Bizde ne kadar yeşillik fazla olsa da onlar renkleri kullanıp çiçekler ile daha ferah bir görüntü oluşturmuşlardı. Ne kadar karanlık da olsa bunu farkedebilmiştim. Şaşırmıştım.
Açıkçası karanlık, sürekli yağmur yağan kasvetli bir ortam bekliyordum. Fakat aksine huzurlu bir yere benziyordu. Araba aniden durunca geldiğimizi farkettim. Hala çok uykuluydum. Düzgün bile yürüyebileceğimden emin değildim. Kapım askerler tarafından açıldığında içeri giren hava ile irkildim. Kolumu etrafıma sardıktan sonra yavaşça arabadan indim. Yüzümü kaldırdığımda ise karşılaştığım görüntü beni rahatlatmıştı. Joohyun ve Taehyung gülen yüzle beni izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cafunè | jenlisa
FanfictionLalisa Manoban, Murć Klanı'nın başı olan Bayan Park'ın kızıydı. Hayatı sadece ölümü pahasına olsa koruyacağı kız kardeşi Yerim ve küçüklüğünden beri başına geçmek için eğitim aldığı klanından ibaretti. Öyle de kalacaktı. Tabii hayatına habersiz gi...