-23-

1.6K 227 248
                                    


Yalanlarla dolu bu hayatımdaki tek gerçeğin,
sana olan aşkım olduğunu farkettim Meleğim...

~

Güneş ışığıyla beraber gözlerimi rahat yatağımda açmayı beklerken, çalan alarmla sert zemindeki yerimde fırladım. Yaptığım bu ani hareketle sırtımın ve boynumun acıdan sızlaması bir olmuştu.

Küfürler savurarak sızlanmaların geçmesini bekledim. O sırada da ne olduğunu kavramaya çalışıyordum. Hâlâ çalan lânet alarmı susturup saate bakmamla şok olmuştum.

06.40

Dün annemin zırvaladığı yalanlardan sonra biraz oturup dinlenmek istemiştim fakat 14 saat boyunca uyumak aklımın ucundan bile geçmemişti. Aklıma gelen şeyle şaşkınlığım on katı artmıştı. Meleğim'i almam gerekiyordu.

Siktir.

Ağrıyı falan umursamadan yerimden fırladım. Duvardaki fotoğrafları zarar vermeden teker teker çıkarmaya başladım. Şuan acayip susuzdum ama bunu umursayacak vaktim yoktu.

Yüze yakın fotoğrafı zararsız topladıktan sonra kilitli çekmeceme koyup anahtarı arka cebime attım. Son bir kez odayı kontrol edip salona koştum. Banyoya girip elime yüzüme hızlıca su vurduktan sonra dünki kıyafetlerimin üstünde olduğunu umursamadan araba anahtarını alıp evden ayrıldım.

Şuan hiçbir şey düşünemeyecek durumdaydım. Tek düşündüğüm Meleğim'i ekmiş olmamdı. Park halindeki arabamı görmemle içine atlayıp sürmeye başlamam bir olmuştu. Yol boyunca bana gelmekten vazgeçmemesi için dua ederek sürdüm arabayı.

Yolların boş olması sayesinde geçen 10 dakikanın ardından evine varmıştım. Arabayı gelişigüzel park ettikten sonra titreye titreye binalarına adımladım. Bu binaya ilk girişim değildi. Zamanında gizlice evlerine girip fotoğraf çekmeyi düşünmüştüm ama son anda vazgeçip geri dönmüştüm.

Ezberimde olan katlarına vardığımda derin bir nefes alıp zile bastım. Hâlâ içimden Tanrı'ya dualar ediyordum.

Kapıyı açan şişmiş gözleri ve dağınık haliyle Jisoo olmuştu. Kabul etmeliyim ki dün olanlardan sonra ondan acayip korkuyordum. Bana şaşkın bakışlarını yollarken derin bir nefes alıp lafa girdim.

"Şey, acaba Chaeyoung'u çağırabilir misin?" Utana sıkıla kurduğum cümleden sonra saşkın bakışları yerini sinire bırakırken yavaştan tırsmaya başlamıştım.

"Bu saatte bunun için mi geldin yani?" Sinirle kurduğu cümleye karşı sadece kafa sallamakla yetindim. Birkaç küfür mırıldanarak içeri adımladığında derin bir nefes verdim. Açık konuşmak gerekirse beni dövmesini falan bekliyordum.

"Şanslısın ki kimse uyumadı." Bana son bir kez seslenip bir odaya girdi. Ben de açık olan kapıdan içeriyi süzmekle meşguldüm.

Kafamı olabildiğince ileri atıp evin kokusunu içime çektiğimde yüzümü buruşturdum. Dizilerdeki gibi evin Meleğim'in kokusuyla dolu olmasını ve burada romantik anlar yaşamayı beklerken burnuma dolan ağır parfüm ve oje kokusu olmuştu. Kafamı anında geri çekip beklemeye devam ettim.

Birkaç dakika sonra Jisoo'nun girdiği odanın açılma sesi geldiğinde stresten ellerimle oynamaya başladım. Kafamı kaldırıp baktığımda ise Jisoo'dan on kat daha beter durumda olan Meleğim'i gördüm.

Ella Es Solo Mia || roséggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin