Herkese yeni bölümle merhabalaaarrr
İyi okumalar...
"Bunların hepsini yemek yok ama tamam mı?"
Jimin elindeki poşeti mutfak tezgahına bırakırken arkamızdan mutfağa paytak adımlarla giren Ha Rin başını sallıyordu.
"Bu bizim sırrımız değil mi amca? Annem öğrenirse çok kızar."
Dudaklarımı büzdüm ve gözlerimi Jimine çevirdim. Çocuklar hakkında ikimizinde bir bilgisi yoktu ama en azından bu kadar fazla atıştırmalığın zararlı olduğunu biliyorduk ve kendimi istemsizce kötü hissediyordum.
"Sen amcanla salona git, bende tabaklara doldurup getireyim olur mu canım?"
Ha Rin ellerini birbirine çarparak başını salladı. "Olur."
Jimin yanağıma bir öpücük bırakıp Ha Rin'i kucağına aldıktan sonra mutfaktan çıkmalarını bekleyip telefonumu elime aldım.
P.C: Siz kimsiniz? Tanıyamadım.
Telefonumu cebime atarken gerginlikle dolaplardan kase çıkarttım. Bu mesajı atan kim bilmiyordum ama eğer yine Jungkooksa Jiminin bu kez sakin kalacağını sanmıyordum.
Açtığım iki çeşit cipsi kaseye doldurup tepsiye bıraktıktan sonra içecekleri de bardaklara doldurdum. Ha Rin'i meyve suyu içmekte ikna edebildiğim için mutluydum çünkü kola almakta tutturmuştu. Çikolata paketlerini de tepsiye bırakıp 2 tane jelibon paketini de yanlarına bıraktığımda tepsiyi kaldırdım. Jelibonla aşk yaşayabilirdim.
Bardaklar dökülmesin diye dikkatli ama hızlı adımlarla salona girdiğimde çizgifilm izleyen ikiliyi görmek beni güldürmüştü. Jimin elini uzatıp beni yanına oturttuğunda aramızda oturmak isteyen Ha Rin mızıklamış ve beni kendi yanına çekmişti. Bu hareketi beni daha çok güldürürken öne eğilip tepsiyi sehpaya bıraktım ve içinden cips dolu kaseyi alıp Ha Rin'in kucağına koydum.
"Daha fazla cips aldık sanıyordum."
Ha Rin dudaklarını büzdüğünde başımı salladım. "Diğer iki paketi sonra yersin olur mu?"
İsteksizce başını sallayarak gözlerini ekrana çevirdi. Jimin ayağa kalkıp lambaları kapattıktan sonra geri kendi yerine oturdu ve başını koltuğun tepesine yasladı.
"Uykun varsa odaya çık sen."
Ha Rin'in başının üstünde Jimine eğilerek fısıldadığımda gözlerini bana çevirip başını iki yana salladı. "Yorgunum biraz sadece."
"Çık hadi yukarıya."diyerek gözlerimle işaret ettim. İkimizde fısıldıyorduk çünkü Ha Rin çizgifilm izlerken hiç ses istemiyordu.
"Yanınızda kalmak istiyorum."
Uzanıp yanağına öpücük bıraktığımda gülümsedi ve bakışlarını çizgifilme döndürdü. Ha Rin odaklanmış bir şekilde televizyondaki bebek dinazorları izlerken jelibon paketlerinden birisini açıp yemeye başladım.
1 saatin sonunda Ha Rin elindeki 3.çikolatasını da yiyip boş paketi bana verdiğinde ayağa kalkarak paketi tepsiye bıraktım ve tepsiyi de mutfağa götürdüm. Tepsiye koyduğum her şeyi gerçekten yemişti ve engel olmama izin vermemişti. İnatçı bir çocuktu.
Tepsideki kaseyi ve bardakları yıkayıp çöpleri attıktan sonra tekrar salona dönerek ışıkları açtım.
"Hadi küçük hanım, uyku vakti."
Gözlerim koltukta uyuyakalmış Jimin ve hala televizyona dikkatle bakan Ha Rin arasında gezerken gülümseyerek Jiminin yanına ilerledim.
"Jimin, uyan hadi. Odaya çık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Teacher Park Jimin ❧Jirosé
Fiksi Penggemar[TAMAMLANDI] "Merhaba arkadaşlar ben yeni matematik öğretmeniniz Park Jimin." Umarım bu büyük bir şakadır. Eğer değilse sanırım ben dün öğretmenimle öpüşmüştüm! ***** Kitaba özel bölümler gelmeye devam ediyor... #Hayrankurgu 1 😍 #Jirosé 4 🤩