BTB-10. Bölüm

100 1 1
                                    

Meraba :):):):)
Multimedia: Lara. Müzik 'Ah bu ben'.
İyi okumalar :Dd
Başımın tatlı belası-10. Bölüm
-
Teneffüste Eylül bizim sınıfa geldi. Ömer yüzüme bakmadan sınıftan çıkmıştı. Gerizekalı piç! Eylül bana Cem ile aynı sınıfta olduğunu söyledi. Bu da mı tesadüf? Yok canım saçmalamayın :):):):):):):):):):):):):):):):):):) Şimdi 2. Derse başlamak üzereydik. Müzik dersini severim, piyano çalmayı biliyorum gençler :DDddDdDdddd Tek başıma koridorda yürüyordum, telefonumu cebimden çıkardım ve mesaj gelmiş mi diye baktım ki duvara mı çarptım amk? Başımı kaldırdığımda sırıtan Ömer'i gördüm. "Ya sen benim başımın belası mısın?" Dedim ters ters. Sırıtışı silindi. Nereye bakıyor o? Bacaklarıma mı? "Ne bakıyorsun be pis sapık!" Diye tısladım. "Neden altına birşey giymedin?" Dedi gözlerimin içine bakarken, dövecekmiş gibi bakıyor. Korktum ayı. Bi sn. "Etek var Ömer? Görmüyormusun?" Dedim kaşlarımı kaldırıp o na bakarken. "Hah işte eteğin nerde? Giymeseydin de olurdu amk? Neyse buraya gelirken kimseye göründün mü?" Dediğinde şaşırarak o na baktım. "Yoo?", "iyi" diyip elimi tuttu ve yürüdü. Elimi çektim-elimi çekmeyeydim iyiydi ya-. "Elini çekme sikerim" dediğinde tekrar elimi tuttu. Elimi tekrar çektim. 'Görüşeceğiz' dediğini duydum. önden yürüdüm. Sonra durdum. Bi sn. Bu benim şimdi götüme falan bakmasın. O bana şaşırarak bakıp önden yürürken bende karşındaki manzaranın tadını çıkarıyordum. Götü benimkinden güzel amk. Müzik sınıfına vardık. Birkaç dakika geç kalmıştık. Herkeste farklı enstrümanlar vardı ve farklı şeyler çalıyordular. Müzik hocanın beni azarlamasını bekliyordum ama sikinde değildim gibi gözüküyordu. Ömer'in ilerideki kapıya doğru gittiğini görünce kaşlarım çattı. Nereye gidiyor la bu? Peşinden gidiyim mi? Tam gidiyorum bi sn. Ömer kapıyı açıp içeri girdi. Kapıyı kapattı. Önce etrafıma baktım. Kapıya doğru ilerledim. Kapıyı yavaşça açtım. Ömer'in sırtı bana dönüktü. Elinde gitar ile büyük bir sandalyede oturuyordu, notların olduğu bir defteri karıştırıyordu. Bir sayfa açtı ve çalmaya başladı. YOK ARTIK DEMI LOVATO. Ömer ve gitar?..Yavaş çalıyordu..çok güzel çalıyor. İçeri sessizce girip kapıyı dikkatlice kapattım ve kollarımı birleştirir olduğum yerde durdum ve onun çalmasını dinledim. Bi sn. Bu İrem'den 'hayalet sevgilim' değil mi? Böyle bir öküzden bu hareketi beklemezdim doğrusu. Onunla ilgili herşeyi bilmek istiyorum. Ben kafamın içinde konuşurken o şarkıyı bitirmişti bile. Yavaşça alkışladım ve o na doğru yürüdüm. Arkasına baktı, beni görünce dudaklarını yalayıp önüne döndü. "Niye geldiğini söylemedin?" Dediğinde yanından geçip piyanoların olduğu yöne doğru gittim. Oturdum ve ellerimi piyano tuşlarına gezdirdim. Kaç aydır çalmıyorum acaba? "Güzel çalıyorsun" dedim gözlerimi piyano tuşlarından ayırmayarak. 4 saniye sonra geçip verdi-evet saydım amk-. "Thank you very much, teperim geri kaç" dediğinde yüzündeki sırıtışı hayal edebiliyordum gülmemek için dudaklarımı birbrine bastırdım. "Böyle dümdüz bir aptal olmaktan hiç sıkılmıyorsun değil mi?" Dedim ciddi bir şekilde. "Seninle aynı seviyede konuşmaya çalışıyorum güzelim" dediğinde onu takmadım. Öfkemi dindirmek zorundayım çünkü! Piyano tuşlarına sakince ve biraz yavaş bir şekilde çalmaya başladım. (Ah bu ben-Mahzar Fuat Özkan).
Şarkı sözlerini piyanonun ritmiyle söylemeye başladım.
"Zor olsa da galiba dönüyorum sana. Gel dersen hemen, çağırmazsan geçerken. Yerle gök arasında bir yerde".
Çalmayı durdum, tekrar çalmaya başlayacakken arkamdan gitar sesi duydum. Ömer'e baktım. Gülümsedi.
"Sen beni tanımazsın"
OHA Ömer şarkı mı söylüyor? Neyse devam lara! Bende gülümsemesine karşılık verip piyanoya dönüp çalmaya başladım.
"Severim de söylemem"
Diye devam ettim. O da benimle çalmaya başladı ve benimle şarkıyı devam ettirdi.
"Sen beni uzak sanırsın, bilirim söz dinlemem. Ah bu ben kendimi nerelere koşsam. Saklansam bir yerlerde gizlice ağlasam. Ah bu ben kendimi nerelerde bulsam. Çekilsem sahillere hayaller mi kursam".
Orda durduk. Gülümsedim.
-
Son dersten sonra Eylül ile kantinde buluşacağımızı anlaşmıştık. Ömer son derse girmemişti. Bu hocalar niye böyle kimseyi umursamıyor? Siktir et lara daha iyi ya piç sımayl :DdDdD Merdivenlerden aşşağı hızlıca indim. Şimdi düşersem laaapss diye yere yapışırım aman. Cem'i karşımda görünce bana gülümseyerek baktı. Yanına gittim. "Oo kaçak bulunmuş" dedi alayla. Sırıttım. "Aç mısın?" Diye sordu, bu çocuk hep bu soruyu soruyor mu? "Hayır, Eylül'e gidiyorum bende, gelsene" dediğimde kaşları kalktı. "E-Eylül'e mi? Eylül kantinde mi? Dur bir saniye. Geleyim mi? Yok gelemeyeyim ya şimdi ayıp olur. Olur mu?" Dedi tek nefesle. Lan bu çocuk eylülü seviyor mu? "Yok kanks sen raad ol" dedim ve imalı bir şekilde o na baktım, başını kararsız bir şekilde onaylarcasına salladı. Kantine doğru yürüdük. "Umm, Ömer'i gördün mü?" Diye sorduğumda yanağımı ısırdım. Cem gülümseyerek "Şeydedir o ya.." Dedi, sonra sanki por kırmış gibi sırıtışı silindi. "Nerde?" Diye direttim. KERHANEDE MI YOKSA?!?! Birşey söylemedi. Kolunu tutup durdurdum, bana baktı. Ona ters bir şekilde baktım. "Siz bir iş mi çeviriyorsunuz?" Diye sordum kaşlarım çatarken. "Y-yok öyle birşey" diyip başını salladı. "Tamam sende bundan sonra Can'a ve Eylül'e mutluluklar dilersin" diyip tam gidecekken kolumu tuttu ve durdurdu, gülmemek için yanağımı ısırdım "Üff kötüsün" dedi bana üzgün bir şekilde bakarken. İşte adamı böyle yola getiririm, çünqü lara olmaq bunu qereqtirir. "Beni Ömer'in yanına götürecen mi kanka?" Diye sorduğumda bana 'götürecem vicdansız' dercesine baktı. Sırıttım. Telefonumu çıkartıp Eylül'ün gitmesini söyledim. "Hadi gidelim" dedim ve kolumu omuzuna attım. Okuldan çıktığımızda karşımıza Can çıktı. Oho daha bunların atışması var bi sn. Cem Can'a pis pis bakıyordu. Can önümüzde durdu, e haliyle bizde durduk çocuğun üstüne mi yürüyelim kanka? Can "onu her gördüğümde eski çeketimde bulduğum para kadar sevdindiğim Eylül'ü gördünüz mü?" Diye sorduğunda Cem'in bir kaşı kalktı. "Gitti ki o kanka" dedim Can'a bakarak. Cem bana şaşırarak baktı. "Kanka mı? Peki öyle olsun" diyip başını salladı. "Sen benim först kankamsın unutma" dedim Cem'e fısıldayarak. Can "Hadi ya, kaçırdım mı kızı" dedi bir elini beline koyarken. Elinde bir kağıd olduğunu gördüm. "O kağıt ne?" Diye sordum kağıdı göstererek. Bana uzattı. OHA bu Eylül'ün yüzü değil mi? Üşenmemiş bide kızın resmini çizmiş. "Eylülün suratı değil mi bu la?" Dedi Cem Can'a pis pis bakarken. "Senin suratını mı yapaydım ya la" dedi Can Cem'in suratını göstererek. Susup onların konuşmalarını dinlemeye başladım. "Döverim lağn seni" dedi Cem dişlerinin arasına. "Sus, at köpek!" Dedi can Cem'e bakarken. "Sus vallah ağzınla burnunu kırarım ha it!" Dedi Cem yumruğunu gösterip ayakparmaklıklarında yükselerek. Kahkaha attım amk. Can korkmuş gibi gözüküyor. Cem hemen ciddi bir yüz ifadesi aldı. Yumruğunu çekti ve tekrar pis pis cana baktı. "Sen nerden buldun burayı la sümüklü?" Dedi Cem. "Sen hiç sosyal media ya girmiyon mu be kanka?" Dedi can Cem'e bakarken. "Eylül'ün Face profiline girdim, ordan buldum" dediğinde artık YETER diyorum. Cem'in kolunu çekiştirdim. "Neyse biz gidelim sonra görüşürüz can!" Dedim gülümseyerek. Cem ise işaret parmağını Can'a sallıyordu ve dilini dişlerinin arasına koymuş Can'a pis pis bakıyordu. Okulun bahçesinden çıktık ve dümdüz gidiyorduk. Lan bu çocuğun arabası yok mu? "Niye yürüyerek gidiyoruz allasen?" Dedim Cem'e bakarken. "Arabayı ilerde park ettim kanka" dedi. Arabaya vardık. Siyah BMW si vardı.
-
Cem ile büyük, eski bir eve vardık. Dışarıdan bakınca baya eski gözüküyordu. Burası baya ıssızdı. Cem'in peşinden gidiyorum. Kapının dışına iki bodyguard vardı. Ben bodyguard diyince aklıma böyle siyah gözlüklü, takım elbise ile kulağında gizli kulaklık olan insanlar düşünüyorum ama bunlar siyah t-shirt ile mavi jean giymişler okadar. Cem ikisiyle selamlaştıktan sonra içeri girdik. Bunlar birbirini tanıyor mu? Neyse. İçeri girdiğimizde bağırmalar duyuyordum. İçerisi karanlıktı, sadec bir noktada ışık vardı. Karanlık olsa da biraz görünüyordu. Cem'in kolunu tuttum kayıp olmamak için. Burası neresi amk, çok tırsıyorum la.
~ulan ben bile korktum amk.
Aa içses naber görüşmeyeli kanka?
~iyidir işte yuvarlanıp gidiyoruz be kanka..kız biz ne zaman kanka olduk?
Tmm sus qes sus tmm.
Buraya girince Kıvançı hatırladım, ah kıvanç aşqm. Burada sadece erkekler vardı. 20-30 kişi falan vardı. İçerisi depo gibiydi. Cem üstündeki ince çeketi bana verdi. Niye çekti verdiğini anladım. Çeketi belime bağladım. Çeket fazla uzun olmasa da büyüktü, bacaklarımı biraz olsa da örtüyordu. Işıkların olduğu yöne vardığımızda...bi sn..Ömer'i gördüm. Ne? Ne? Ne? NE?!?!
--------------------------------------
Ömeeeeğğğrr :Dd ne işler peşinde sizce?
Bu bölümü nasıl buldunuz? :Dd

Başımın Tatlı BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin