(Mira)
Karşımda duran genç adama baktım. Az önce giden tonla insandan sonra bir tek o kalmıştı.
Bakışları derindi tıpkı sesi gibi. Aynı zamanda da bana farklı bakıyordu sanki özlem ya da acı bilmiyorum.
Söylemeli miydim sesini duyduğumu?
" Sesini hatırlıyorum."
Anında bakışları bana merak ve heyecanla döndü. Gözünde bir umut ışığı yandığına yemin edebilirdim.
" Ne? Hatırlıyor musun beni? Hatırlamadığını söyledin! Nasıl hatırlıyorsun?"
Benim bile cevabını bilmediğim sorular sormaya başladı.
" Rüyamda, rüyamda duydum sesini."
Kareye benzeyen gülüşü anında solduğunda kalbimin kara bulutların esiri olmasını anlamlandıramıyordum.
" Bana gitmememi söyledin ben de sesini takip ettim. "
" Seslendim beni sonsuza kadar bırakmaman için."
Elimi avcunun içine aldığında önceki gibi itmedim, olması gereken yerdeymiş gibi...
" Sana her şeyi hatırlatacağım söz veriyorum."
O kadar güzel bakıyordu ki... ben sanki kayboluyordum gözlerinde.
Hatırlamak istiyordum bu güzel adamın hayatımdaki, kalbimdeki yerini.
" Hatırlat"
Gülümseyip tuttuğu elimi kibarca öpünce mideme kramplar girdiğini hissettim.
Tanımadığım en azından hatırlamadığım bir adamın üzerimde nasıl böylesine etkisi olabilirdi?
Gözlerindeki kayboluşum süre dururken kapının pardır küldür açılmasıyla yerimden sıçradım ama hesaplamadığım sırtımdaki yaraydı.
Acıyla hafif inlediğimde bana saatlerdir güzel gözlerle bakan ancak hala adını öğrenemediğim adam endişeyle ayaklanıp beni kontrol etmeye başladı.
" İyi misin? Canın yanıyor mu? Çok mu acıdı?"
" Şey~ iyiyim geçti çoktan."
Öksürük sesiyle üzerimden doğruldu. Karşıdan ikimizi izleyen 6 adam duruyordu. Hepsinin bir birinden yakışıklı olduğu gerçekti.
" Noona~ uyanmışsın~ "
Yatağa doğru dişleri tavşanı andıran iri, parlak gözleri olan geliyorken sürekli yanımda duran kolundan tutup durdurdu.
" Dur Jungkook yarası var! "
" Özür dilerim unuttum heyecanlandım biraz da."
" Nasılsın Mira?"
Boyu kısa ve kedi gibi gözlere sahip olan konuştu.
" İ-iyiyim.."
" Şeyy~ acaba bana isimlerinizi söyler misiniz? "
Sabahtan beri benim başımda bekleyen kişiye bakıp sorduğumda kaşlarını kaldırdı.
" Haklısın ben o detayı unuttum. Öyleyse başlayalım ben Taehyung."
Gülümseyip başımı salladım. Taehyung karşıdakilere dönüp kaş göz işareti yaptı.
Aynı az önceki herkes gibi onlarda anlamamış saf saf bakıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü ๛ KTH
Fanfic" Biri sana uçabilmek için kanatlarını nasıl kullanacağını öğretir. Uçmaya onunla devam edersin. Ama sonra etrafına bir bakarsın ki kanatlarını senden koparıp gitmiş. İşte o zaman sen hızla yere çakılırsın, ve kendini düşmekten kurtaramazsın. " Başl...