|•Episode 2•|

62 12 0
                                    

Hatırlatma: Beni gördüğünde yaslandığı duvardan doğruldu, ve yanıma ulaştı.

"Ohh Jimin. Yeni bir hasta daha. Hem de hamile, yahu üstüne üstelik 29 yaşında. Tanrı aşkına!"

Adımları yanımdaki yerini alınca sarıldı. Yüzüne bakıyordum ve ciddi ciddi sırıtıyor muydu cidden?!

"Komik bir şey mi var yüzümde Jimin"

Kafasını sağa sola 'hayır' anlamında sallayıp gülüşünü derinleştirdi.

"Hayır...Sadece sinirlenince çok tatlı oluyorsun."

Bunu derken utansam bile gözlerimi kaçırmamaya ısrar ettim. O ise benden başka her yöne çevirmişti yüzünü.

"Hey!? Burada iltifatı alan benim, utanmaz gereken de o halde benim. Sen neden gözlerini kaçırıyordu?"

Gözleri beni bulduğunda hafifçe yutkundum.

Hafif pembeleşmiş dudakları, neredeyse kapanacak gibi duran gözleri... Ciddi anlamda uykulu gözüküyordu.

"Jimin..Yorgun görünüyorsun"

Gözlerini kendi halini daha fazla görmemi istemezcesine uzaklara çevirmeye devam ediyordu.

"Jimin. Eve git, dinlen. Böyle olmaz bu iş."

Kaşlarını çatıp dediğimi duymaz gibi kafasını salladı.

"Seni tek bırakamam bayan Park. Hem bir sürü hasta var. Tek başına nasıl yetişeceğini sanıyorsun?"

"Jimin lütfen. Bak lütfen dinlenmen lazım. Ben bakarım hastalara. Hem tek değilim ki. Bak SunMi de var. Lütfen biraz dinlen. Böyle iyi değil sağlığına."

İlk başta oflayıp itiraz etse de bugün mesaiye kalmayıp erken eve döneceğimi söylediğimde ikna olmuştu.

"Tamam ama geç kalma. Meraktan ölürüm bak yoksa."

Hafif bir kahkaha attım.

"Geç kalan ben değil sen oldun hep. En iyisi bari bugün erken yat da yarın erken kalkabil."

Dediklerim doğruydu evet ama, o yine de gözlerini devirip hastanenin 'yönetici' odasına girdi.

İlk önce izin belgesi alacak, sonrasında ise odasındaki esyaları toplayarak öyle çıkacaktı.

Ellerimi beyaz önlüğümün ceplerine yerleştirirken yürümeye başladım.

Hastane kurulalı yaklaşık nereden bakılsa 8 yıl olmuştu. Biz Jimin ile seneler öncesinde tanışmış ve evliliğimizin 3. Yılına adım atmıştık. Şimdi ise aynı hastanede yine aynı makamlarda çalışma hayatımıza devam ediyorduk. Hem iş ortağı olmamız da bizim için güzel bir şanstı.

"Bayan Kim, bayan Kim!"

İlk önce gelen adım seslerinden 'kim' denildiğini duyana kadar arkamı dönmüştüm.

Neredeyse koşmaktan nefes nefese kalan bir SunMi.

"Bir sorun mu var SunMi?"

Koşmayı yanıma gelince durdurmuş, eğilir pozisyonda elleri ile dizlerinden destek alıyordu.

Anlaşılan koşmayı abartmıştı.

"Niye koştun ki bu kadar SunMi? Bir yere kaçacağım yok ya"

Nefesi yerine gelince dudakları hareket etmeye başladı.

"Dahyun hanım.. Bi-

"Lütfen SunMi. Daha önce bunları konuşmuştuk. Ben Dahyun. Dahyun hanım değil."

ℓσνє ∂σ¢тσя ¶∂αнмιη¶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin