Beril: efendim mira
Mira: nerdesin güzelim
Beril: dışardayım noldu
Mira: senin eve geldim kapının önündeyim
Beril: benim eve mi? Zili çaldın mı
Mira: hayır sizinkileri rahatsız etmeyeyim diye çalmadım da sen dışarda napıyorsun
Beril: hiç hava almaya çıkmıştım bekle geliyorum
Mira: tamam bekliyorum aşkım
Hay allah ya. Durup dururken bu kız niye kalktı bize geldi anlamış değilim
Eslem: size mi geldi
Beril: evet
Eslem: neden
Beril: sevgilim olduğu için normal değil mi eslem hanım
Eslem: ne yap ne et evine yolla
Beril: o niye? Azra sende kalıyor
Eslem: beril ben seninle yasak aşk yaşamak istemiyorum, sevgililerimizden ayrılacağız
Beril: galiba öyle olacak biraz zaman geçsin konuşuruz
Eslem: ben seni paylaşmak istemiyorum
Beril: biraz ağırdan alsak?
Eslem: tamam özür dilerim , eve bırakayım diyecektim ama malum
Beril: tamam ben gidiyorum o zaman sen de dikkat et
Eslem: görüşürüz
Eslem gülümseyerek eğildi ve yanağıma bir öpücük bıraktı. Elini tutup geri çekildim ve ayrıldık. Eve dönmek üzere arabama bindim. Eve sürdüğümde mira orada oturuyordu. Onu izledim. Her şeyden habersiz nasıl da masumdu. Ona bunu yaptığım için çok üzgündüm ama artık kabul etmeliydim ki benim kalbim esleme aitti. Mira ile yaşadıklarımdan pişman değildim ama eslem diye bir gerçek vardı. Arabadan indim. Yanına gittim. Sarılıp yanağımı öptü. Eslemin öptüğü taraf olduğu için kendimi biraz geri çektim.
Mira: noldu
Beril: soğuk aldım biraz sahildeydim üşütme diye
Mira: bir şey olmaz ya öpeyim
Beril: hadi içeri girelim
Mira yüzünü asarak arkama geçti. Kapıyı açtım ve odama çıktık.
Beril: pijama vereyim sana da uyuyalım, çok yoruldum
Mira: yaaa hemen uyuyacak mıyız belki bir şeyler yapardık
Beril: hayır mira yarın erken kalkacağız okul var
Mira: sen buraya geldiğim için mutlu olmadın mı?
Beril: keşke haber verseydin
Mira: inanamıyorum sana beril, resmen niye geldin dermiş gibisin, n'oluyo artık ya neler oluyor sana neden soğuk davranıyorsun ne oldu ne!
Mira ağlamaya başlamıştı. Onu üzüyordum. Tamam artık ona eskisi gibi kuvvetli bir şeyler hissetmiyordum ama sevdiğim bir insandı ve karşımda ağlaması beni üzüyordu.
Beril: bir şey yok ağlama lütfen, ne olabilir ki sınavdı provaydı çok yoruluyorum çok yoruldum ve ilişkimize zaman ayıramıyorum hepsi bu
Mira: bende dediğin süreçten geçiyorum, bana en son ne zaman aşkım dedin!
Beril: sevgi sözcüğü kullanmamam seni sevmediğim anlamına gelmiyor
Mira: o zaman gözlerime bak, beni sevdiğini söyle. Eski günlerdeki gibi
Eğer ona şu anda seni seviyorum deseydim koca bir yalanın içine sürüklemiş olurdum. Ne yapacağımı bilmiyordum.
Beril: ben, seni
İki saniye bekledim.
Mira: bana beni sevdiğini bile söyleyemiyorsun, burda durmuş napıyorum ben de yaa
Mira kalkıp gitmek üzereyken onu tuttum ve kendime çektim. Sarıldım.
Beril: seni çok seviyorum
Sarılışıma karşılık verdi. Şu an durumu kurtarmak için böyle yapmıştım ama onu kandırmış gibi hissediyordum. Bu ilişkiye son vermeliydim ama ne yapacağımı bilmiyordum. Mira gözlerini sildi.
Mira: neyse gideyim ben
Beril: nereye ya
Mira: burdan okula gitmem zor olur
Beril: kal
Mira: kalmamı istiyor musun
Beril: istiyorum
Mira: tamam kalayım o zaman
Beril: teşekkür ederim güzelim
Mira gülümsedi ve verdiğim pijamaları giyip yatağa uzandı. Yanına uzandım. Arkamı döndüm. Başıma öpücük kondurdu ve uykuya daldı. Ben ise uyuyamıyordum. Nasıl bir çıkmaza girmiştim. Oysaki neler yaşamıştık. Annemin bana yaptıkları, benle mirayı ayırması, onsuz geçen günlerim, kavuşmamız, ne zor günler atlatmışız meğer. Bunlar aklıma gelince ona yaptığım haksızlık, büyük haksızlıktı. Göz yaşlarımı tutamadım ve ona doğru baktım. Melek gibiydi. Kendime inanamıyordum. Ama esleme de dayanamıyordum. Ne yapabilirdim ki... gözyaşlarımı sildim ve uyudum. Ertesi sabah okula gittik. El ele sınıfa girdim ve eslem bizi görünce bana donuk ve sinirli bakışlar attı. O da azrayla uzak gözüküyordu. Bütün günü tek kelime etmeden geçirdik. Sanki hiçbir şey olmamış gibi. Provada bile şarkı söyleme dışında hiçbir iletişimimiz olmamıştı. Akşam üzeri odamda otururken telefon çaldı. Eslemdi.
Beril: efendim
Eslem: napıyorsun
Beril: düşünüyorum sen
Eslem: kimi
Beril: seni, mirayı ne yaptığımızı
Eslem: dün neydik bugün noldu oyun mu oynuyoruz beril
Beril: ben miraya üzülüyorum
Eslem: aynı şeyi bende azra için düşünüyordum
Beril: yani o zaman
Eslem: belki de şey
Beril: ne
Eslem: aklımız karışmıştır
Beril: yani bence de
Eslem: en iyisi bu saçmalığa son vermek
Beril: aynen
Eslem: yaşadığımız bir akıl karışıklığıydı öyle kalsın
Beril: peki o halde
Eslem: peki tamam
Beril: görüşürüz
Eslem: görüşürüz
Telefonu kapadım ve kendimi hem üzgün hem rahatlamış hemde kırgın hissediyordum. Ertesi hafta her şey normal gelişmişti. Eslemle arkadaş rolü yapıyorduk resmen. O da ben de eminim acı çeliyorduk ama mira ve azrayla da zar zor yürütüyorduk. Cumartesi günüydü ve evde tektim. Mira ailesi ile haftasonu moral gezisine çıkacaktı. Ben ise ders çalışıyordum. Kapı çaldı. Aşağıya indim ve kapıyı açtım. Eslemdi.
Beril: aa senin burada ne işin var?
Eslem: şaşırdın dimi, fizikten anlamadığım birkaç konu var da bana yardım eder misin senin fiziğin iyidir
Beril: azra nerde
Eslem: o bugün arkadaşlarıyla plan yaptı ben ders çalışmalıyım diye buraya geldim
Beril: iyi gel bari evde tekim
Odama çıktık ve çalışmaya başladık. Ben eslem taşkınlık yapar, bana uçuşur diye bekledim ama normal davranıyordu.
Eslem: eee mira ile nasıl gidiyor
Beril: buraya ilişkim hakkımda konuşmaya gelmedin sanırım
Eslem: hadi ama soru sordum
Beril: eh işte miranın çabalarıyla gidiyor fazla sürmez ama seninle ilgisi yok
Eslem: hmm öyle olsun
Beril: sen azrayla nasılsın
Eslem: aynı, idare eder. Ama seninle bir ilgisi yok.
Beril: hadi yaaa kiminle ilgisi var, ariana grande ile mi flörtleşiyorsun
Eslem: sende selena gomezle gizli aşk yaşıyorsun galiba
İkimizde güldük ve sustuk. Bakışıyorduk öyle.
Eslem: senden uzak durmaya çalıştım ama olmadı
Beril: bende öyle, yapamıyorum eslem. Seni atamıyorum içimden
Eslem: napıcaz biz böyle
Beril: bilmiyorum ama senin yanında iyi hissediyorum
Eslem gülümsedi ve elleriyle saçımı karıştırdı. Bende bu hareketine gıcık oldum ve elimdeki yastığı kafasına geçirdim.
Eslem: vaay bu bir savaş ilanıdır.
Eslem büyük yastığımı eline geçirdi ve bende diğer büyük yastığımı elime geçirdim ve yastık savaşına başlamıştık. Ben kahkaha atmaktan vuramıyordum bile ama ortalık hep kuş tüyü olmuştu. Yatağımın üzerine çıktık ve çocuklar gibi zıplayıp eğleniyorduk. Ben en sonunda yorgun düşüp uzandım ve oda yanıma uzandı. Elimi yanıma uzattım ve oda elini uzattı. El ele tutuştuk. Bana baktı ve bende ona bakıyordum.
Eslem: ne yaşıyoruz biz böyle
Beril: bilmiyorum ama artık sensiz olmayacağını biliyorum
Eslem: ben galiba seni seviyorum
Beril: ben de galiba seni seviyorum...Zil çalınca aşağıya indik ve birlikte kapıyı açtık.
Karşımızda duran kişiyi görünce tam anlamıyla s*çmıştık şimdi...Aa siz ikiniz, napıyorsunuz burada?