Canım sıkılıyor bende bölüm atıyorum hshshssgs
Her neysem iyi okumalar ;Jimin hastaneye geldiğinde güvenlik görevlisi onu başıyla selamladı, Jimin ise gülümseyerek onun yanına geldi ve hazırladığı küçük keklerden bir tanesini ona verdi.
Orta yaşlı adam en masum gülümsemesini takınlarak Jimin'e teşekkür etti, uzattığı keki minnet duygularıyla kabul etti.
Jimin buraya gelmeyi çok seviyor, kendini pamuk prenses gibi hissediyordu.
Günün kirliliğinden ve günahlarından arındığını hissediyordu. Bunları yapmak da onun için kiliseye gidip yalvar yakar dua etmekten daha kutsaldı.
Güle oynaya hastaneye giridi ve abisinin bölümüne ilerledi.
Jin kanser hastalarıyla ilgileniyordu. Jimin burada hastalara pozitifiğinden saçıyor, bu da her ne kadar belli etmese de Jin'in işine geliyordu.
Jimin tanıdık yüzlere rastlayınca gülümsemesini serbest bıraktı.
- Bay Jang! Nasılsınız?
- Ah, Jimin! Sanırım her gün daha da kötü oluyorum ha?
- Çok umutsuzsunuz! Bence siz Jin'i bile alt edersiniz.
- Çok gençsin Jimin, burada tekim çocuklar beni ziyarete bile gelmiyor. Anlayacağın dünyanın artık bana ayıracak yeri yok.
- Ama!
Karşı çıkacaktı ancak içten içe haklı olduğunu biliyordu. İçindeki buruk hislere aldırmadan elinde tuttuğu paketten kekini çıkarttı.
- Ah, yine mi.
bizi şişmanlatıp öldürmeyi planlamıyorsun değil mi?Yaşlı adam Jimin'in uzattığı keki aldı ve teşekkür etti. O sırada tekerleklisandalyede bir kız geldi. Jimin'in yaşlarındaydı.
- Jiminie~~
- Ha Eun!
- Saçlarımı kestirdim, çok çirkin olmamış değil mi?
Kemoterapi gördüğü için sürekli dökülen saçlarını kazıtmayı reddetmiş onun yerine kestirmişti.
Ancak kısalan saçları onun sevimliliğinden bir şey alamamış, onu çok daha sevimli yapmıştı.
- Saçmalama! Öncesinden bile güzel olmuşsun.
- Yani sen bana eskiden çirkindin mi demeye çalışıyorsun Park Jimin!? Bunu bir kenara yazdım!
Ha Eun'un dedikleriyle beraber ikisinde gülmeye başladı ve sohbet koyulaşırken Jimin elindeki paketin varlığını hatırladı.
- Hey yakala.
Ha Eun tuttuğu şeyin ne olduğunu farkedince gözleri parladı.
- Jiminiee~~ çok teşekkür ederim!
Dur bir dakika, bu gün üniversitenin ilk günüydü!- Evet...
- Nasıldı? Yeni arkadaşlar edinebildin mi? Yoksa çok mu heyecan yapıp ilk günden batırdın?
- Sakin ol, görende ölüm kalım meselelerini konuşuyoruz sanacak.
- Eee anlat bakalım...
- Peki... Tae'yi hatırlıyor musun, hani orta okuldan arkadaşım?
- hıhı...
- Onunla aynı üniversitededeyiz, sadece bölümlerimiz farklı.
- O hangi bölümde?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitty, How Does Love Taste Like?
Fanfiction- Hmm... Bunlar çok güzel olmuş! Ufak olan gülümsemekle yetindi. - Söylesene kedicik aşkın tadı nasıldır? Bütün hakları Jimin'in kekinde saklıdır!