Bölüm 2: Yeni Görev; İblislerin İsyanı

1K 80 134
                                    

Bu bölüm öncekine göre bayağı uzun gelebilir. (◠ᴥ◕ʋ)

Bu bölümde smut vardır! Okumak istemeyenler <31 işaretinden sonrasını okumadan bölümü geçsin.

Keyifli okumalar diliyorum.^^

----------

Siktir!!!

Shen Qingqiu hayatı boyunca bir çok kez kendini utanç içinde bırakacak durumlara düşmüştü. Bunların çoğunluğunu ise bu dünyaya çekildiği zamanki yaşadıkları oluşturuyordu. En çok da Luo Binghe ile birlikte olduğu zamanlarda oluyordu. Daha doğrusu o karardıktan sonra geri dönüp ona hislerini itiraf etmesinden sonrası, bu utanç durumunun yüzde seksenini oluşturuyordu. Ne kadar artık buna alışması gerekse de, Luo Binghe ile her seviştiklerinde o kadar utanmış ve garip hislerle doluyordu ki domates gibi bütün bedeni kıpkırmızı kızarıyordu.

Ancak kendini her zaman avuttuğu bir şey vardı, bunlar olurken yalnızlardı. Ve ikisi de bu özel anları başkalarına anlatmaya hiç mi hiç niyetli olmadıklarından Shen Qingqiu'nun yaşadığı bu hisler her zaman ikisi arasında kalmıştı. Sadece ikisinin arasında olması bir yana, kimsenin yanında Luo Binghe'yla yakınlaşmadığı için başka insanların önünde kendini tuhaf hissetme sorunu yoktu.

Ancak... Tam da şu anda bütün bedeninin utançtan titremeye başladığını hissediyordu, çünkü Sha Hualing asla görmemesi gereken bir sahneye tanıklık ediyordu. Shen Qingqiu kim olduğu önemli değil, yabancı birinin sesini duyduğu anda bütün benliğiyle Luo Binghe'dan kurtulmaya çalışmıştı. Fakat o bir vatoz gibi yapışmış, dudaklarını Shen Qingqiu'dan bir milim ayırmıyordu.

Shen Qingqiu'nun vücudunun her yerinden soğuk terler akarken kaşlarını çattı ve bütün gücüyle Luo Binghe'yı itti. Derin nefesler alarak yükselip kalkan göğsüne ellerini koyup kendini sakinleştirmeye çalışırken, öfke dolu bakışlarını Luo Binghe'nın üzerine dikmişti. Sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi bir ifadeyle yüzüne bakan Luo Binghe meraklı bir şekilde sordu. "Shizun sorun nedir? Daha başlamamıştım bile..." Öyle bir saflıkla soruyordu ki Sha Hualing'i gerçekten fark etmemiş gibiydi.

Şimdi söylediği sözler daha bir edepsizceydi ve Shen Qingqiu neredeyse yerin dibine girmişti. Tam konuşacağı sırada bir ses onu bölmüştü. "Öhöm öhöm... L-lordum beni fark etmediniz galiba..."

Böylece ikisi de arada yüksek bir gerilim hattı olan bakışmalarını durdurup Sha Hualing'e baktı. Saniyelik bir göz atmayla Shen Qingqiu kendini daha fazla ne kadar utanmış hissedebilir onu düşünüyordu çünkü bu kadının ifadesi oldukça garipti! Hemen yelpazesini açtı ve yüzünü bir kasırga dalgası gibi hızlı hızlı yellerek soğuk terlerini kuruttu. Ona karşın Luo Binghe hiç utanmış yada kendini kötü hissetmiş gibi görünmüyordu. İfadesi daha çok korkutucuydu ve kumdan kalesi bozulmuş bir çocuk gibi öfkeli gözlerle Sha Hualing'e bakıyordu.

Buz gibi soğuk ve otoriter bir tonda "Sonra gel. Şu anda meşgul olduğumu görmüyor musun?" demiş ve bakışlarını ilgisiz bir ifadeyle ondan çevirip tekrar Shen Qingqiu'ya çevirmişti. Sonra, "Shizun gel içeri girelim." dedi anlık değişen neşeli tonuyla.

Bunu demesiyle ayağa kalkıp Shen Qingqiu'yu elinden tutup götürmeye başlaması bir olmuştu. Daha Luo Binghe'nın saniyede değişen tepkilerine karşılık veremeden bambu eve doğru çekiştirilerek götürülmeye başlanmıştı. Sonunda kendine gelmiş olacak ki pürüzlü bir tonda söylenmeye başladı. "Ona neden geldiğini sormayacak mısın? Önemli bir mesele diyordu..."

Çoktan bambu eve girdiklerinde Luo Binghe kapıyı arkasından kapatmış ve sevimli bir ifadeyle arkasını Shen Qingqiu'ya dönüp "Benim için Shizun'dan daha önemli bir mesele yok." diyerek ona doğru adımlamaya başlamıştı.

I Won't Let You Go ✓SVSSS [ғᴀɴғɪᴄᴛɪᴏɴ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin