2.

523 53 6
                                    


Açılmasıyla birlikte çığlık atmamda beraberinde geldi.

İçeriye gelen kişi üzerindeki siyah cübbenin kapşonunu açtı. Yüzünü görürsem beni öldüreceğini varsaydığım için olduğum yere çöktüm ve ağlamaya başladım.

Ayak seslerinden bana doğru geldiğini hissettim

"Yaklaşma!"

Diye bağırarak ellerimi yüzüme koydum.

Annem ve babamın hâlâ uyanmaması beni tedirgin etmişti içeriye giren kişinin aileme bir şey yapma düşüncesi... Derken belimden tutulmamla kendimi yabancı bir insanın omzunda buldum. Bacaklarımı o kadar sıkı tutmuştu ki ölmezsem moraracağından emindim.

Ağzımı kapatacağı üçüncü bir eli olmadığından çığlıklarım evde yankılanıyordu. Bir anda bırakınca yere düştüm. Gözyaşlarım benden habersiz akarken çığlık atarken ağladığımı fark etmemişim. Eliyle ağzımı kapadığında konuşmaya başladı.

"Ağlamanı kes yoksa sen zararlı çıkarsın."

Kafamı hızla salladım. Elimi ağzından çektiğinde emekleyerek kaçma eğilimim koşarak devam etti. Merdivenlerden ikişer, üçer atlarken arkamdan gelen ayak sesleri beni daha da hızlandırıyordu. Yatak odasına girdiğimde zaten kapının üstünde olan anahtarla kapıyı kapattım. Derin bir nefes aldım. Burnuma gelen kokuyla hemen ışıkları açtım.

Boyunları kesilerek ölen ailemin kanı beyaz olan çarşafları kirletmişti. Yere düştüğümde duyduğum en son ses kapının zorlanma sesiydi.

.

Gözlerimi yavaşça açtım. Odanın beyazlığı gözümü almış açtığım gibi geri kapamıştım gözlerimi. Işığa alıştığımda gözlerimi ovuşturarak oturur hale geldim. Başımda hissettiğim ağrı dayanılmazdı. Karşımda olduğunu yeni fark ettiğim insanlar beni korkutmuştu.
"Nerdeyim ben?"

Klişe sorumu cevaplayan genç ve güzel kadına dediğim şeyler yyüzlerindeufak bir tebessüm oluşturmuştu.

"Kafayı yedim sanırım."

Kim inanırdı ki Orlais isimli bir ülkede özel güçlü insanların olduğu Magna akademisinde olduğuma ?

"Tatlım kafayı yemedin. Sadece buraya alışman gerekecek."

"Buna inanmamı beklemiyorsunuzdur herhalde?"

Odada bulunan diğer iki erkek beni her ne kadar rahatsız etse de konuşmaya devam ettim.

"Gece evime biri girip beni kaçırıyor, ailemi öldürüyor sabah uyandığımda da siz delilerle karşılaşıyorum. Sizde bu saçmalıklara inanmamı bekliyorsunuz?"

Ailemin öldüğünü gördüğüm anlar gözümün önünden geçince hıçkırarak ağlamaya başladım.

Biri omzuma dokundu.

"Lütfen beni biraz rahat bırakın."

Dediğimde odadan çıktılar.

Bir saatin sonunda ağlayarak uykuya daldım.

▫️

"Eğitilmesi gerek şuna bak çok güçsüz."

Uykuyla uyanıklık arasında duyduğum sesler gerçek miydi bilmiyordum. Odada olan kişiler uyandığımı fark etmiş olmalılar ki konuşmaya devam etmediler. Bende gözümü açmaya karar verdim.

Gözlerimi açtım ve doğruldum. Karşımda ki iki adam benimle ilk konuşmaya gelen kişilerdi, rahatsız olduğum kişiler.

"Merhaba Mia şu an nasılsın?"

| ORLAIS |  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin