Brawl Stars: Zogarigusitaki'nin Savaşçıları

Bölüm 19- Geri Dönüş

NOT: Yine 1. şahıs olarak Alex üzerinden yazacağım. Bazı bölümlerde diğer karakterler üzerinden de yazarım. İyi okumalar. 

          Sabah değişik bir hisle uyandım. En son silindiğimi hatırlıyordum. Telefona baktım ve Brawl Stars'ın tekrar geldiğini gördüm. Sanırım geri dönmüştüm ve evde huzurlu ve mutluydum. Kahvaltı yapmak için Yaordn'ı da uyandırdım. Masayı yerleştirdik ve birden bir mektup kapıdaki mektup deliğinden düştüğünü gördük. Yanına girince bu mektuplardan 2 tane olduğunu fark ettik. Bir tanesine ben. Bir tanesine de o uzandı. 

A: Bu sana.

Ya: Bu da sana.

İlk ben açtım ve mektup sadece bir mektup değil. Bİr davetiyeymiş. Kağıtta şunlar yazıyordu.

-Geri dönüşümüzün şerefine bu akşam saat 8'de Bull's adlı restoranta sizi bekleriz. Bu gece birlikte eğleneceğiz, yiyeceğiz ve ve lezzetli içecekler içeceğiz. Hepinizi orada görmekten mutluluk duyarız. 

A: Parti davetiyesi. Vay be. Seninkinde ne yazıyor.

Ya: Benimki de parti davetiyesi. Vuhuu. Eğlenceli olacak. 

A: Neyse. Savaşlara geç kalacağız. Yiyelim de gidelim.

Sanırım 1 buçuk hafta sonra ilk defa savaş vardı. Burada olduğumdan mutluydum ve gitmek istemiyordum. Hemen savaş haritaların doğru yola çıktık. Tıpkı ilk günkü gibi heyecanlıydım.

          Hemen savaş harita mı aldım ve bugün sadece 3 hesaplaşma maçı vardı. İçimden:

-Of ya. Az varmış, dedim

İlk hesaplaşma maçı için yola çıktım. Uzun süredir güçlerini kullanmadığım için biraz paslanmışım. Ama yine de iyi bir savaş çıkararak 3. oldum. Aslında daha iyi yapabilirdim ama girdiğim çakıda bir Bull vardı. Benim her ne kadar canım fazla olsa da onu engelleyemedim. 

            İkinci maçımda 1. Oldum. Bu sefer çalıya girmeden önce kontrol etmiştim ve iyi ki de etmişim. Ultisi dolu olmasına rağmen Shelly'yi engelledim. 

           Üçüncü maç kontrollü idi ama ben AFK kaldım. Bazı kurallar vardı. Kontrol eden kişi uzun süre kontrol etmezse ben devreye giriyordum. Ancak ben devreye giremeden öldüm. Bitince eve gittim ve partiyi beklemeye başladım. Parti için üzerinde ying-yang olan beyaz sade bir gömlek (çünkü ying-yang benim sembolüm )ve bir kot pantolon giymeyi düşünüyordum. Yaordn ise kendi giysileri ile gelecekti. (Kanatları yüzünden giysileri biraz zor çıkarıyordu ve bunun için fazla üşengeçti.) 

        Yaordn'ı bekleyip birlikte çıkarız diye düşündüm ve onu beklemeye başladım. Saat 7'de geldi.

Ya: Bugün çok savaş vardı. Biraz geç kaldım. 

A: Olsun. Hadi gidelim. Anca yetişiriz.

Ben bir otobüs ile gittim. Yaordn binmek istemedi.

Ya: Ben uçabiliyorken niye bu kalabık araca binmek için 2 dolar vereyim ki?

A: Ehh. Sen de haklısın. Orada görüşürüz. 

Ya: Görüşürüz.

Yaordn uçarak oradan uzaklaştı ve benim de bindiğim otobüs ilerlemeye başladı. Oraya yarım saat erken vardık. İçeriye girip bizim takımımız için ayrılan masanın bir sandalyesine oturdum. Yaordn benden 5 dakika önce gelmiş. Diğerleri de yavaş yavaş gelmeye başladı. 

       Sonunda parti başladı. Önce Gale sıkıcı bir konuşma ile başlamak istedi. Frank ise konuşmanın ilk bir kaç saniyesinde sonra hareketli bir şarkı açtı ve herkes deli gibi dans etmeye başladı. Emz yine formundaydı. (Partiden sonra hesabına 132 fotoğraf ve video yüklemiş) Lucas çok fazla içecek içmekten iyice delirdi. Herkes sanki 1 yıl yememiş gibi yemek yedi. Herkes eğlendi ve enerjisini attı.

       Partide Codu kedisini kaçırdı ama pek umursamadı.

Co: Hep yapar o zaten. Hem o da biraz enerjisini atsın.

Meiwo'nun bir akrabası olduğunu öne sürdüğüm kedi hızla koşturuyordu. Meiwo da bunu fırsat bilerek o da kedi oldu ve peşine takıldı. Birlikte hızla koşunca bazılarının dikkatini dağıtıyorlar ve onları düşürüyorlardı. Hatta Gene yemek masasında yemek alırken onu düşürdüler ve Gene yemek masasına düştü. Etrafa yiyecekler saçıldı ve çoğumuzun üstü kirlenmişti. 

Medi'ye dönüp:

A: Keşke beyaz giymeseydim. Üstüm başım mahvoldu. 

Coda sonunda bu karışıklığa neden olan iki kediyi gördü. 

Co: Braman! Ne yapıyorsun? Hey. Bi dakika. Hanginiz benim kedim?

İkisinden de ses soluk gelmeyince Codu uyanıklık etti ve:

Co: Hey. Bibi'ye bak. Kıyafetler yakıyo.

Mei: HANİ! NEREDE.

Codu Meiwo'yu yakaladı ve ensesinden tuttu.

Me: Hey! Komik değil, bir yandan da kedi formundan çıkıyordu.

Co: Bu da komik değil.

Mei: *kıkırdama* Yooo. Komik.

Co: Of Meiwo. Kedimi de kendine benzettin iyice. Bravo.

Mei: Rica ederim.

Co: GİT ŞURDAN.

Mei: Hey. Tamam, tamam.

Codu, Braman'ı aldı ve onu okşamaya başladı.

Güzel bir gecenin sonunda evimize dağıldık. Evimize doğru giderken. Parlak bir taşın bize doğru geldiğini gördük. 

Me: Heh. Bir gün de başımız  belaya girmese olmazdı değil mi?

                                                                                                                -devam edecek-