BÖLÜM 3: BEKLENİLMEYEN

39 7 4
                                    

(Multimedya da Karan Ve Hande'nin nişanı)

"Evet Ayla Özdemir eğer bir sahilsen okyanustan kaçamazsın."

İnanır mısınız bilmem ama sofrada bir kuş sütü eksikti. Sema Teyze gerçekten çok güzel bir sofra hazırlamıştı. Yemeğimizi afiyetle yerken de sohbet ediyorduk.(Karan hariç tabi kii)

'Sana inanıyorum kızım. Senin sayende şirketimiz daha da büyüyecek.'

Bu kadın gerçekten çok tatlıydı. Böyle bir kadından Karan nasıl çıktı anlayamıyorum. Oysa ki annesi onun aksine çok iyi biriydi. Üstelik beni hiç yabancı görmüyordu.

'Teşekkür ederim Teyzeciğim. Senin desteğin sayesinde çok daha başarılı olacağıma eminim. Emin olduğum bir şey daha var. Babam gelene kadar obez olacağım.'

Sema Teyze ve ben gülerken Karan ve kardeşi 'mal mısın sen' bakışı atıyorlardı. Su daha fazla dayanamayıp;

'Bence sen daha fazla kilo alma. Hem zaten boyun kaldırmaz. Fazla alışma annemin yemeklerine de kalıcı değilsin. İyi akşamlar anne ben doydum.'

Bu neydi şimdi? Ben bir şey dememiştim ki. Hem ayrıca kilomdan ona ne...
Sema Teyze bana mahcup şekilde bakıyordu.

'Kusura bakma kızım. Sınavları falan var ondandır sen üzülme.'

Ah ben Sema Teyzeciğim. Kız haklı kalıcı değilim ki zaten ne diye konuştum?

'Sorun değil Sema Teyzeciğim. Zaten haklı burada fazla kalmayacağım. Babam gelene kadar idare etmem gerek.'

Sema Teyze her zaman ki gibi gülümserken bende içten gülümsemelerimden birini gönderdim. Masada rahatsız edici sessizliği Karan'ın çalan telefonu bozdu. Sinirli bir şekilde konuşuyordu. Yine her zaman ki gibi çene kemikleri belli olmaya başlamıştı. Sinirli bir şekilde Sema Teyze'ye baktı ve telefonu kapatıp yanımıza geldi.

'Anne biliyorsun yarın nişanım olacak. Her şeyi halletmişsindir sana güveniyorum ben ama sen gidip o adamı çağırmışsın. Anne sana demiştim onu çağırma diye. Bir kere beni dinlesen bir şey kaybetmezsin. Utanmadan beni arıyor.'

Nişan derken? Karan'la Hande mi nişanlanıyor. Sema Teyze hiç bahsetmemişti. Tamam yeni taşınmış olabilirim ama bana söyleyebilirdi. Sema Teyze ciddileşmişti. Karan'a sert bakışlar gönderirken lafını da esirgemedi tabii.

'Ne demek o adama gerek yok? Unutma Karan o adam senin baban her ne kadar bizi terketmiş olsa da. Baban yani Selim Hanedanoğlu nişanına gelecek.'

Sema Teyze son kelimeyi söylerken sesi kısılmıştı. Karan'ın babası neden onları terk etmişti bilmiyorum ama Sema Teyze iyi görünmüyordu. Karan daha fazla konuşmayıp odasına çıkmıştı. Sema Teyze sofradan kalkıp odasına gitmişti. Ben de bir başıma kalakaldım. Hizmetçiler masayı toplarken ben mutfağa girip Sema Teyze'ye ve bana kahve yaptım. Nasıl olsa kadın çok üzülmüştü. Aile meselelerini bilmiyordum evet ama bu yardım etmeyeceğim anlamına gelmiyordu. Zaten yarın haftasonu bu yüzden ofise de gitmeyeceğim. Evden işlerimi hallederim. Her neyse kahveler soğumadan Sema Teyze'yi biraz mutlu etmem gerek.

Merdivenlerden çıktıktan sonra hizmetçilere sorduğumdan dolayı odayı fazla aramamıştım. Kapıyı yavaşça tıklattım.

'Sema Teyzeciğim. Uyumadın umarım çünkü sana çok lezzetli kahve yaptım.'

Yanıt beklerken kapı yavaşça aralandı.

'Hayır kızım uyumadım. Gelebilirsin.'

Sesi boğuk geliyordu. İçeri girdiğimde gözlerinin kızarmış olduğunu gördüm. Bu kadına ağlamak yakışmıyor ki hep gülsün.

KARANLIKTAKİ AY🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin