- Kızıım.
- Hıı.
- Uyanıcak mısın polis mi çağırayım.
- Polise gerek yo..
- Aa. Yiğit oğlum.
- Ney Yiğit mi.. Anne yüreğime iniyodu az kalsın ya yapılır mı bu bi insana Allah aşkına..
- Kahvaltın hazır şimdi mola sırası bende, anahtar vardır heralde sende. Beni uyandırmazsan çok mutlu olurum benim bitanecik kızım ( kıkırdar.)
Ayıcıklı terliklerini giyip sallana sallana mutfağa giderken koridordaki aynada yüzüne bakar ve tam burnunun ortasında çıkan sivilceyi gördükten sonra aynaya yaklaşır. Dağılmış olan topuzuna bakar ve tokayı çıkartır saçlarını öne eyip kabartıp geriye atar. Biraz durduktan sonra yüzünü yıkamadığını hatırlar ve banyoya doğru ilerler. Abisi Onur, Berra'ya bakıp, iğrenmişcesine yüzünü ekşitir.
- Berna bu ne hal. Kaç çocuğunla sokakta kaldın bilmiyorum ki.
- Sende de her zaman ki gibi emek köylü havası var. İşine bak. (homurdar.)
- Kaç zamandır abi dayağı yemedin değil mi Bernacım?
- Şuan hiç uğraşamayacağım. Yarım saat içinde tüm işlerimi halledip çıkmam gerekiyor. Matematik açıklanıcaktı.
- Tamam sanada şaka maka yapılmıyo. İşine bak sen o zaman ben duş alıcam çabuk çık.
- Çalışırım.
Berna elini yüzünü yıkadıktan sonra, burnunun üzerindeki kendi deyimiyle o iğrenç sivilceyi patlatmak için elini burnuna götürür. Her yer kan olmuştur. Biraz batikon ve peçeteyi alır sivilceyi temizler. Mutfakta annesinin yaptığı ballı krepleri tok olsada yemek zorunda olduğu için midesine indirir. Ellerini suya tuttuktan sonra odasına doğru ilerler. Kıyafetlerini değiştirir, makyajını ustaca yapıp, sivilcesini kapatıcıyla kapatmasını sağlar. Saçlarını dün yıkadığı için bugün yıkamaya gerek duymadığı için düzleştiricisini çalışma masasının üzerinden alıp, başını öne eğerek, saçlarını düzleştirmeye başlar. Berra çok güzel ve havalı bir kızdır aslında. Okuldaki çocuklardan çoğu Berra'ya ilgi duymaktadır. Kısaltılmış eteği ve gömleğinin üzerine giydiği çeşitli kazaklar ile tam bir ideal kızdır. Bakımlıdır ama biraz ağzı bozuktur. Açık sözlüdür. Kendisini sevmeyenlere önyargı ile yaklaşsa da onu seven kişilere bağlıdır. Eninde sonunda her şeyini hazırlayıp çantasını tek omzuna asıp evden dışarı çıkmayı başarmıştır.
Okul kapısından içeri girmeden, en yakın arkadaşı Esin'i yandaki kafede Burakcan'larla
( Burakcan Esin'in kuzenidir.)
sigara içerken görür.
Burakcan; sarışın, mavi gözlü, kaslı, uzun boylu, biraz da olsa atarlı, ve ezelden Berraya yanıktır.
Berra gitmek istemese de en yakın kankasını yani tek yakın kardeşini kırmak istemediği için oflaya oflaya kafeye gider.
Burakcan Berra'ya;
- Ooo. Sen buralara gelirmiydin ' Bayan Müptezel '.
- (tebessüm) Gelirim ya. Sigara versenize dünden beri içmedim.
Esin;
- Al tabi kardeşim değerli mi lan senden?
( Gülüşürler.)
Bir dal sigarayı yakar. 15 dk.'lık koyu muhabbetten sonra, okul yoluna koyulurlar...
OKUL YOLUNDAN SONRA NELER OLACAK ACABA?
UMARIM BU HİKAYEMİDE DEVAMINIDA EĞER İSTEK ÜZERİNE DEVAMI İSTENİRSE GELECEK BÖLÜMLERİDE SEVEREK OKURSUNUZ. MESAJLARINIZI VE GÖRÜŞLERİNİZİ İSTEK VE ARZUYLA BEKLİYORUM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜPTEZEL
ChickLitAh ahh. Bitmedi gitti şu üşengeçlik. Derse mi odaklanayım? Sporuma mı gideyim bir bilemedim. Off Yiğit, off. Tam odaklanacağım hayatıma derken, sen geliyorsun aklıma. Ne yapayım şimdi ben?