🌠Yaralanma🌠

3.4K 224 140
                                    

Annabeth'ten

Annem ve babam karşımda ebeveynine yakalanmış ergen çocuklar gibi koltukta oturuyorlardı. Bense karşılarında cirit atıyordum. Hiçbir yerde rahat olamayacak mıyım?

"Bu yaptığınız iğrenç." dedim.

"Sevgili bulunca göreceğim seni." dedim annem.

"Kim sevgili bulacakmış!?" dedim babam ile aynı anda.

"Uff tamam kapatalım şu konuyu. Salazar'a küsüp ondan kaçmıştım. Ama demek ki burada da rahat yok. Helga da çok sıkıcı. Ben Hogwarts'a geri dönüyorum. Size elveda." dedim ve süpürgemi alıp Hogwarts'a geri döndüm.

Yatakhanedeki odama cisimlendiğimde Slag'ı unutmuştum. Olsun babam ona bakardı. Odamdan çıkıp ortak salona indim. Rodolphus ve Lucius birlikte birşey üzerine tartışıyorlardı.

"Pişt. Nasılsınız bakalım? Bella ve Cissy ne zaman dönecek biliyor musunuz?"

"Birazdan gelirler de de sen nereden biliyorsun." dedi Rodolphus.

"O zaman yarın öğrenirsin." dedim ve dışarı çıktım. Daha akşam yemeği vakti gelmemişti. Herkes bir koridorda dolaşıyordu. İleride Severus'u gördüm. James ve Sirius yine ona sataşıyordu.

"Hey! Hey! İndir o asanı James. Ciddiyim. Beni karşında bulmak istemezsin." dedim ve Severus'u arkama aldım.

"Hadi ama Beth. Bu erkeklerin arasında bir şey. Lütfen buna karışma." dedi James.

"Birincisi Severus benim arkadaşım olduğu sürece karışırım. İkincisi sende benim arkadaşımsın o yüzden seni kırmak istemiyorum. Üçüncüsü de bu sefer Profesör McGonagall çıldırır." dedim ve Severus'u yolladım. Tam bende gidecekken biri beni kolumdan tuttu. Sirius'tu.

"Biraz konuşalım mı?" dedi.

"Hayır." dedim soğuk bir şekilde. Neden onunla konuşacakmışım ki. Hıh. Tam kolumu kurtaracakken biri arkamdan bağırdı.

"Hey. Seni b*tch. Sevgilimden uzak dur." dedi. Arkama baktığımda Marlene ve yanında yalakları ile geliyordu. Kolumu hemen Sirius'tan kurtardım.

"Ah bizim g*t yalağı da gelmiş. Naber Marlene?" dedim ve karşısına dikildim. Hızla asasını çıkarırken ben daha önce davrandım.

"Sersemlet!" dedim. Sonra arkamı dönüp gidecekken karnımda çok kötü bir acı hissettim. Herkes çığlık atmıştı. Bir anda kan kustum. Karnıma baktığımda bir kılıç gördüm. Sırtımdan girip karnımdan çıkmıştı. Gözlerim kararmaya başladı. Yavaş yavaş sağıma doğru düştüm. Gözlerim kapanmadan önce son gördüğüm şey bana doğru koşan Sirius'tu. Arkasından gelen James, Bella, Cissy, Rodolphus ve Lucius'tu.

Sirius'tan

Beth'in karnından geçen kılıcı görmem ile kanım dondu sanki. Koşarak yanına çökeldim. Kılıcı çıkartarak yarasına bez sardım. Sonra kucağıma alıp hastane kanadına doğru koştum. Hastane kanadına geldiğimde Beth'i sedyeye yatırıp Madam Pomfrey'e çağırdım. Diğerleri de arkamdan geldi. Madam Pomfrey hemen bağırdı.

"Biriniz acilen Profesör Dumbeldore'u çağırsın! Hemen!" dedi. Rodolphus ve Lucius koşarak gitti. Her yerim kan olmuştu. Pek de önemli değildi. Şu anda düşünebildiğim tek şey Beth'di. Yüzü mosmor olmuştu. Hepsi benim suçumdu. Lanet olsun ki hepsi benim suçumdu.

Profesör Dumbledore koşarak içeri girdi. Hemen Beth'e baktı. Sonra bir anda cisimlendi. Nereye gitmişti ki şimdi. Burada öğrencisi hayatı ile savaşırken o ortadan yok oluyor. Sonra bir anda Helga Hufflepuff belirdi. Direk Beth'in yanına gidip yarasina bakmaya başladı. Sonra Godric Gryffindor ve Rowena Ravenclaw geldi. Rowena da göz yaşları eşliğinde Beth'in yarasına bakmaya başladı. Godric Gryffindor ise hiçbirşey yapamadığı için kendini suçluyordu. En son ise Salazar Slytherin ve Profesör Dumbledore gelmişti. Salazar Slytherin de Beth'e baktı. Gözleri donmuştu resmen sonra bir anda haykırmaya başladı.

Hogwarts'ın Vârisi [Düzenlemede]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin