Bugün genç adamın konseri vardı. Kıza gelmesini ve sahne arkasında onu ziyaret etmesini de söylemişti genç adam. Hala genç kıza bir şey söylememiş, her şey yolundaymış gibi takılmıştı.
Genç kız ise onu sahne arkasına çağırmasından memnun olmuş, böylece daha kolay konuşmayı keseceğini söyleyebileceğini düşünmüştü.
Genç kız evden çıktı ve çağırdığı taksiye bindi. Yaklaşık 45 dakikalık bir yoldan sonra konser alanına gelmişti. Konser daha başlamamıştı. Genç kız telefonun titremesiyle irkilip telefonu eline aldı.
yoonchu:
Geldin mi? Nerdesin?minniejae:
Personel kapısının yanındayım.yoonchu:
Bekle.Genç kız, Jeonghan'ın dediğini yapıp beklemişti. Jeonghan'ın zarar görmesinden nefret ediyordu. Bu yüzden ona bir daha konuşmamaları gerektiğini söylemek şarttı. Genç kız solundan çağrıldığını fark edince kafasını oraya çevirdi. Genç kız elini sallayıp biraz gülümsedi ve yavaş yavaş genç adama doğru yürüdü. Genç adam büyük bir adım öne atıp kızın bileğinden tuttu ve onu kendine çekti. Kız afallamıştı ve genç adamla birbirlerine yapışmışlardı. Belinden sarmıştı yine onu. Kız kendini uzaklaştırdı genç adam da biraz utanmıştı. Genç kız sanki dilini yutmuştu da söyleyemiyordu.
Minjae, genç adamın arkasından Hoshi'yi görünce birbirlerinin gmzlerinin içine baktılar ve genç kız konuşmaya başladı.
-Bana söylemeliydin! Neden söylemedin?
-Neyi?
-Omzuna bak. Konserde açılsa ne yapacaksın? Neden söylemedin?
-Ne saçmalıyorsun? Neden böyle önemsiz bir şeyi söyliyeyim ve sen nerden biliyorsun? Sana başıma bir şey gelirse seninle konuşmayı ben seçtim diyedir dedim.
-Neden söylemedin? Neden?
-Bilmiyorum müsait olmadım. Önemli değildi.
-Sana göre değildi. Benim için önemli. Ne kadar korktum haberin var mı? Senin hayatını bozacağımdan korkuyordum. Ve korktuğum başıma da geldi.
-Ne hayatımı bozması?
-Jeonghan...dedi genç kız ve Jeonghan'ın arkasında elleri cebinde onları izleyen Hoshi ile gözgöze geldi yeniden. Sonra gözlerini kaçırıp Jeonghan'a baktı tekrar.
-Konuşmayalım artık! Dedi genç kız ve Jeonghan'ın yanından sıyrılıp geçti. Hızlı hızlı yürüyüp büyük bir mesafe açtı Jeonghan ile aralarında. Jeonghan duyduğu cümleyi sindirince kızın peşinden koştu. O sırada bir duyuru yükseldi. "Üyeler 5 dakika sonra çıkıyorsunuuuz! Toplanııın!"
Bu duyuruya kulak asmadan koşmaya devam edip kıza seslense de kız durmuyordu. Durmayacağını anlayan Jeonghan biraz daha büyük adımlar atıp hızlanarak kıza yetişip bileğinden tuttu. Şimdi genç kız durmuştu. Ama bir problem vardı. Tüm fanların gözü onların üstündeydi. Genç kızı kendisine çeviren Jeonghan bağırarak konuşmaya başladı.
-NEDEN SANA SÖYLİYEYİM? SEN ÜZÜLDÜĞÜNDE DELİRMİŞ GİBİ HİSSEDİYORUM. NEDEN SENİ ÜZEYİM? Diye bağırınca kız başını önüne eğip ağlamaya başladı.
-Neden sana söylemedim biliyor musun? ÇÜNKÜ SEVİYORUM SENİ! SENİ SEVİYORUM! NEDEN SENİ SEVDİĞİM İÇİN CEZALANDIRILIYORUM BİLMİYORUM. AMA SENİ SEVİYORUM! diye içini bağıra çapıra döken genç adam. Derinden derinden ve hızlıca nefes alıp veriyordu. Onları personel kapısından izleyen üyelerin kanları donmuştu. Ama bir tuhaflık vardı. Fanlar isyan edeceğine Jeonghan için mutlu olmuş ve destek tezahüratlarına başlamışlardı. Son kez derince nefes alıp onu verdikten sonra başı önüne eğilmiş ağlayan kızın kolundan tutup kendine çekti ve kocaman sarıldı ona.
Gözlerini kapatıp bundan sonra her şeyin iyi olmasını diledi. İkisi de kusurluydu. Genç adam bir şey söylemeyip sakladığı için, genç kız ise kaba davrandığı için kusurluydular.
Kusurlar birleşinceyse, mükemmeli oluştururdu...ama daha bunun farkına varmamışlardı...