10.Bölüm☂

28.1K 275 64
                                    

Hiç kimsenin ilgisine ihtiyaç duymadığın gün olgunlaşırsın, hiç kimseden beklentiye girmediğin gün yara almazsın. Hiç kimseye bağımlı kalmazsan kazanırsın.

(OSHO)

Zaman mıydı bencil olan? Yoksa kalplerimiz miydi? Belki de her şey bencildi, insanlarda, zamanda, dünyada

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zaman mıydı bencil olan? Yoksa kalplerimiz miydi? Belki de her şey bencildi, insanlarda, zamanda, dünyada... Bencilce yaşamayı öğrenmek zorundaydık, başımıza gelen her şeye alışmak ve unutmak zorundaydık. 

Kabullenmek zorundaydık yaşadıklarımızı. Ve ben fark etmeden kabulleniyordum, Selim'in benden gittiğini kabullenmiştim bile, ama hala tuhaf hissediyordum. Bir yanım hala onun karşı komşum olduğuna inanıyordu bir yanım ise gittiğinin farkındaydı.  Her ne kadar düşüncelerimi susturmaya çalışsam da bunları düşünüyordum. Acaba onun da canı benim kadar yanmış mıydı? Ben onun kız arkadaşıyla tanıştığımda nefes alamamıştım, boğazım yanmıştı sanki zehir içmişim gibi acıyla kıvranmıştım. Ama benimki geçici bir sevgiydi. 

Onun hisleri nasıldı acaba? Umarım benim kadar acı çekmiyordur, gözlerimi evlerinden ayırıp bahçeye baktım. Rüzgar salıncağımı usul usul sallıyordu. Küçük Selim ve küçük Arsu canlandı gözümde, böyle anlarda zamanın gerçekten bencil olduğunu görüyordum. Perdeyi açıp çalışma masama oturdum ve gözlerimi pencereden uzak tutmaya çalışarak ders çalıştım. Selim'le beraber üniversite sınavına çalıştığımız günleri düşünmeden çalışmak imkansıza yakındı. Ara ara dudaklarıma o zor ama güzel günlerin anısıyla tebessüm konuyordu. Telefonum cebimde titrediğinde yaklaşık bir saattir aralıksız ders çalışıyordum. 

Telefonu çıkarıp arkama yaslandım. Mesaj Çağrı'dan gelmişti, onun gerçek olmadığını düşünüyordum bazen. Bir sevgiliden çok daha fazlasıydı. 

Çağrı: Uyudun mu?

Arsu: Hıhı ve rüyamda seni görüyorum ;)

Çağrı: Mükemmel bir rüya olmalı o halde :)

Arsu: Demek bay mükemmel olduğunu düşünüyorsun.

Çağrı: Düşünmüyorum güzelim, ben bay mükemmelim :)

Arsu: Öylesin :*

Çağrı: Ne yapıyorsun şuan?

Arsu: Ders çalışıyorum, sen?

Çağrı: Bende ders çalışıyorum, birlikte çalışalım mı?

Arsu: Nasıl olacak o?

Çağrı: İşte yanına geliyorum :)) 

Bu mesajı attıktan sonra görüntülü aradı ve telefonu sabit bir yere bırakmamı istedi, on beş dakika kadar birbirimize bakıp gülsek ve asla bu şekilde ders çalışamayız desekte sonunda ikimizde ders çalışmaya başlamıştık. Arada bir ona kaçamak bakışlar atıyordum ve hep dikkatle ders çalıştığını görüyordum, bazen de o bana bakıyordu. Gece yarısını geçmişti bile ama ben bu şekilde bir kaç saat daha ders çalışabilirdim. Bilirsiniz huzur bulduğunuz güzel bir manzara size ders çalışmayı bile sevdirebilir. 

HİSSETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin