14.Bölüm☂

28K 242 64
                                    

Aklımı kaçırana kadar her şeye kapayacağımı kendimi. Herkesle bozuşacak, kimselerle konuşmayacağım.

FRANZ KAFKA

***

Nefes al!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nefes al!

Nefes al!

Nefes al!

"ÇAĞRI!!!!"

Korkuyla yataktan fırladığımda elimi göğsüme bastırıp rüyamda zihnimde tekrarladığım şeyi yaptım: Nefes aldım. Kalbim öyle güçlü atıyordu ki, bir gece daha kabuslarla geçiyordu ve kalbim bir hayli yorgundu.

Sırtımı yatak başlığına yaslayıp gözlerimi kapattım ve tenimde kayan ter damlalarının sinir bozucu kayganlığını hissettim. Artık kabus görmek günlük bir rutin haline gelmişti ve yataktan onun adını haykırarak fırlamak oldukça normaldi. Onu son gördüğümden bu yana tam iki hafta geçmişti, benimle konuşmaya çalışmadan öylece uzaktan bakmıştı gözlerime ve bu beni zorlamıştı.

Onun yokluğu başlı başına bir zorluktu zaten. Karanlık odamda kaybolmuştum, bakışlarımı pencereye çevirdim artık perdemi hiç kapatmıyordum. Pencereye hızla yapışan yağmur damlaları yine aynı hızla kayıyordu. Gözlerimi pencereden ayırarak ayağa kalktım ve küçük adımlarla pencereye ilerledim, pencereyi açıp soğuk havayı odama doldururken göz yaşlarımı engellemeye çalışıyordum. Aklıma onunla baş başa geçirdiğim ilk gece gelmişti, havuzun başında elini bel oyuntuma sabitleyip gözlerimden ruhuma baktığını hatırladım, kalbimin onun için attığını... 

Sanki bir anda hayatımın tamamı o olmuştu ve ben şuan hayatı elinden alınmış küçük bir kız çocuğundan farksızdım. Tıpkı yıllar önce ki kaybolmuş kızdım... 

Çağrı bana ne yapmıştı böyle? 

İçimde susturmayı başaramadığım bir ses durmaksızın onu fısıldıyordu, neredeyse yaptığı şeyi önemsemeyecek ve ona koşacak kadar güçsüz hissediyordum kendimi, ama ben güçsüz bir kadın değildim. Kendimi bile bile ateşe atamazdım, onsuzken mutsuzluktan ölüyordum ama ona koştuğumda bu değişmeyecekti. Kollarımı birbirine bağlayıp salıncağımla bakışmaya başladım,  neden baktığım her yerde onun siyah gözlerini görüyordum? Bezgin bir tavırla pencereyi kapatıp masaya oturdum ve ders çalışmaya başladım... Ve ders çalışırken bile onu unutamadım. 

***

Sabahın ilk ışıklarıyla hazırlanıp sessizce odamdan çıktım ve kimseye yakalanmadan evden çıkmaya çalıştım. Tam kapıdan çıkacağım sırada tüm emeklerim boşa gitmişti, onun varlığını hissederek omuzlarımı düşürdüm ve arkamı dönüp Eylül teyzemin gözlerine baktım. Kollarını birbirine geçirmiş ifadesiz bir yüzle bana bakıyordu, çok bencildim ama onun şuan da hafızasının karışmasını ve beni rahat bırakıp Ömer bey diye sayıklamasını istiyordum. 

HİSSETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin