Şaka gibi ama gerçek bu bir final bölümüdür :)) İyi okumalar canlarım...
***
Gözlerim kapalıyken varlığı ruhumu ısıtıyordu. "Tıpkı yazdığın sonu gelmeyen hikayeler gibi." Dedi yavaşça, gözlerimi açıp uçuruma kısa bir bakış attım. "Tıpkı acı çeken zayıf karakterlerim gibi buradayım." Diye fısıldadım kendimle çelişir gibi bir halim vardı.
"Çok güçlü bir kadınsın." Dedi, buna inandığını hissettirmişti. Kollarımı açıp ona döndüm, üzerinde siyah kotu siyah kazağı ve deri ceketi vardı. Otobüs durağında motoruyla belirdiğinde de bunları giymişti. Ben onun kadar nostaljik değildim, siyah elbisem kısa botlarım ve deri ceketim vardı üzerimde. Saçlarım dalgalıydı ve açık bırakmıştım. "Yeniden başlayalım mı?" Ellerini tutup ilk günkü kadar cesur olmaya çalıştım. "Yaz kışa dönerken ve kabus başa sararken."
Parmakları parmaklarımı sıkıca kavradığında o ruhumu görmeyi başaran adam olarak baktı gözlerime. Sadece Çağrı gibi baktı... "Seni seviyorum, seviyorum ve seviyorum. Sen yokken de sevdim ve sevgim seni hep yanımdaymışsın gibi hissetmemi sağladı. Başardığım her şeyi senin sayende başardım, senin aşkın sayesinde. Şimdi bana dersen kabus başa saracak, sarsın ben her şeyimle kabusları yok etmek için savaşırım. Ve dersen ki yaz kışa dönecek, dönsün derim sen hep benim yanımda ol ben sonsuz bir kışa hapsolmaya razıyım."
Elimi çekip yanağına koydum, gözlerini kapatıp başını elime bıraktı. Her şeye rağmen bu benim hayatımdı hatalarla doluydu, ama insan bazen tüm karanlık hataların içinde aşkı buluyordu ve karşı koyamıyor bir yerden sonra koymamak için direniyordu. "Seni seviyorum." Diye fısıldadım, "seni öyle çok seviyorum ki... Hayatımda hiç olmamışsın gibi hissetmekten korkuyorum, bu şehirden bu ülkeden uzaklaştıkça yok olup gideceğiz diye korktum ama döndüm ve her şey bıraktığım gibi. Hiç bir şey değişmedi. Sanırım bizim aşkımız benim yok edebileceğim kadar zayıf değil." Ne gözlerini açtı ne bir tepki verdi, sadece huzurlu görünüyordu.
"Hani bazı ruhlar bu dünyaya birbirini bulup yaralarını sarmak için gelirler ya, ama basit yaraları değil onlar birbirinin yara bandı da değildir zaten. Çok daha derin yaraları kimsenin göremediği yaraları."
"Kimsenin hissetmeyi başaramadığı yaraları." Diyerek tamamladım cümlesini, gözlerini açtı ve gözlerime baktı. Artık evimdeymişim gibi hissediyordum. "Hiç bir şeyleri sevmedin mi?" Diye sordu sanki sadece gerginliğini dağıtmak için soruyordu.
"Sorun şu kalp sevmeye devam edebiliyor ama aynı şeyleri tekrardan yaşayamıyor. Örneğin onun kokusu kadar hiçbir şey güzel kokmuyor veya birlikte okuduğunuz kadar bir şiir kadar hiçbir şey özel olmuyor ama kalp sevmeye devam ediyor. Yani artık arkadaşlarım var, bir mesleğim var romanlarım var onları seviyorum da ama herşey hep eksik." Bu sefer o soğuk parmaklarını yanağıma değdirdi ve hafifçe gülümsedi. "Yeniden başlayalım aşkım, yaz kışa dönsün, kabuslar üzerime saldırsın sen yanımda ol yeter ki, seni üzmem Arsu, bunu biliyorsun hep biliyordun ben değiştim sen değiştin, biz artık bambaşka insanlarız, daha cesur, daha olgun, her şey çok daha fazla."
"Çok daha gerçek." Diyerek gülümsemeye çalıştım. "Çok hızlı ilerliyoruz belki de ama zaten beni tanıyorsun Arsu. Ve bende seni tanıyorum yani- tanıştık sonuçta ve aşık olduk. Ve ben-"
"Evet?"
"Şey diye düşündüm, yani hayır dersen veya beklemek istersen de elbette ki anlarım ama."
"Çağrı söyler misin artık?"
"Ben nasıl söylenir bilmiyorum ama sanırım diz çökmem gerekiyor." Kıkırdayarak benden uzaklaşmasını izledim. "Koskoca uçağı uçurabiliyorsun ama bir evlilik teklifi nasıl yapılır bilmiyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSSET
RomanceTAMAMLANDI☂ Siyah Kar'dan tanıdığımız Arsu'nun hikayesi. "Güzel bir yüzün ve kötü bir kalbin var. İntihar için güzel bir yol gibi görünüyorsun..." 15.06.2020 Başlama tarihi📍 🔞 Psikolojik bölümler içermektedir NOT: BU HİKAYE ASLA KİTAP SAYFALARINA...