[uyarı!: bu bölüm yarı çeviri yarı benim eklemelerimden oluşan bir bölümdür.]
Regulus Black;;
Kafanı Regulus'un göğsüne koyarken onun günden güne çöküşüne tanık olmanın üzüntüsünü yaşıyordun. Onun yeteri kadar acı çektiğini biliyordun. Bundan dolayı onun yanında ağlayıp ona başka bir dert daha eklemeyi düşünmüyordun.
Sirius ve Regulus ayrılmazdı, bunu kime sorsan böyle derdi. Regulus'un ilk yılından beri birlikteydiler. En iyi dost ve kardeştiler.
Regulus ve Sirius yıllarca evlerinde anneleri ve babaları tarafından şiddete maruz kalmış, aşağılanmıştılar. Yine de onlar birbirlerini savunmak için orada olacaktılar, birbirleri için dayanacaklardılar.
Black Kardeşler okula döndüklerinde onları yara bere içinde görüp geceleri gözyaşlarına boğuldun günleri hatırladın. Onlar, hem sana hem de birbirlerine destek olurlardı.
Ama bu uzun sürmedi.
Sirius Orion Black kardeşini bırakmıştı. Kardeşine bir şey söylemeden onu tek başına bırakmıştı. Şimdi okulda kendisine bulduğu bir grup ile eğleniyor ve onlara kardeşleri diyordu. Gerçek, küçük kardeşi hiç yaşamamış gibi davranıyordu.
Sirius, Regulus'a ebeveynlerinin yapabileceğinden daha fazla zarar verdi.
Onu hıçkırıklar içinde ağlarken görmeye dayanamıyordun. Ona ihtiyacı olan her şeyi vermeye çalışıyordun. Tanrım, onu çok seviyordun. Ona ihtiyacın vardı ama Regulus bunu göremeyecek kadar kalbi kırıktı.
Yüzünü kaldırıp ona baktın. Dağınık saçları ve siyah tişörtü ile çok şirin gözüküyordu ama dikkatli bakınca ne kadar yıpranmış olduğu gayet açıktı.
Onu bu hale getirdiği için Sirius'u suçluyordun. Sirius, kardeşine 'yardım etmek' istiyorsa onu da yanına almalıydı. Kalbini kırıp ortada bırakmamalıydı.
Regulus, kalbinin bu kadar kırık olmasını asla haketmiyordu.
Regulus uyurken yüzünü inceledin ve birinin ona nasıl zarar verebileceğini merak ettin, onun güzel ruhuna. Bu düşüncelerle kaşlarını çattın.
Sessizce, Regulus'u uyandırmamaya çalışarak, yurttan ayrıldın. Slytherin Ortak Salonundan çıktın ve Şişman Kadın'ın resmine doğru hızla yürüdün.
"Açıl!"
Şişman Kadın uyanmıştı. "Ne yapıyorsun! Genç bayan sen-"
"Girmeme izin ver!"
"Saygısız!" Şişman Kadın mırıldanırken kapı yavaş yavaş açıldı.
Gryffindor Ortak Salonunda beklediğinden daha az kişi vardı. Etrafına bakındın, gözlerin sohbet eden James ve Lily ile buluştu. Bir süre sana dik dik baktılar sonra seni burada görmenin şoku ile ağızları açıldı.
"Potter!" Asanı çıkardın. "O nerede?"
Lily cevap vermeden sana baktı, tek kaşı havalanmıştı. "Y/N? Burada ne yapıyorsun-"
James ayağa kalktı ve ne olduğunu anlamaya çalıştı. Bir yandan da asanla bir şey yapabilme durumuna karşı bir eli ile Lily'i korkuyordu.
"O nerede, Potter?" Artık sinirine hakim olamıyordun.
"Kim nerede, Y/N?"
Merdivenlerden gelen ayak sesleri ile hepiniz o tarafa döndünüz. "Çatalak, neler oluyor-"
Asanı James ve Lily ikilisinden çekip Sirius Black'e doğrulttun. "Nasıl yapabilirsin?!"
Sirius, olay şoku ile ne yapacağını bilemedi. Sana silahsız olduğunu belirttikten sonra bir şey demeden seni izledi.
Gözlerinin dolmasına aldırmadan konuşmaya başladın. "Onun kalbi kırık..." Artık kendini zar zor tutuyordun. "...ve bunların hepsi senin suçun!"
"Y/N, yaptığım şey için üzgünüm, ama lütfen-"
"Daha haberin bile yok, değil mi? Konumuz Regulus! Onu yok ettin, Sirius."
Regulus'un ismi sanki bir mağaradaymışsınız gibi yankılanmıştı.
"Onu ailenin yapabileceğinden daha fazla kırdın." Gözyaşlarını artık daha fazla tutamıyordun.
Sirius sana şok olmuş bir şekilde bakıyordu.
"Expelliarmus!"
Asanı tutmak zorlaşınca istemesen bile sen de afalladın. Regulus Black, elinde kendi asası ve senin asan ile birlikte Ortak Salonun girişinde duruyordu.
"Yanıma gel, güzelim." Regulus bunu oldukça sessiz bir şekilde söylemişti ama onu duymuştun. Gözyaşların tek tek düşerken onu kırmış olabilme düşüncesi ile hızlanmıştı.
Regulus, bir kolunu sana dolayıp seni kendine çektikten sonra çenesini kafana koydu. "Seni seviyorum." Sadece onun duyabileceği bir şekilde fısıldamıştın.
Regulus kafasını eğdi ve alınlarınızı yasladı. "Ben de seni seviyorum." Ellerinizi birbirine kenetleyerek tek kelime etmeden Ortak Salondan çıkmak için ilerlediniz ama Regulus bir anda duraksadı.
"Neden?"
"Kardeşim, ben-"
"Beni neden terkettin?" Regulus yorgunluktan kapanmak üzere olan gözlerini Sirius'a dikti.
Sirius ne demesi gerektiğini bilmiyordu. "Ben-"
Regulus elini bıraktı ve Sirius'a doğru yürümeye başladı. Kavga çıkacağını anlamıştın ama çıkmamasını umuyordun.
"Ben seni bırakmazdım Sirius! Sonuna kadar ve her zaman yanında olurdum."
Adımlarını Regulus'a yönelttin. Ona, onun yanında olduğunu göstermek için elini tuttun. Regulus sayende biraz rahatlamış gibiydi. Sana kısa bir bakış attı.
Ardından Regulus Black, Sirius'a söyleyebileceği son sözlerini söyledi.
"Neden sen de aynı şeyi benim için yapmadın?"
----
kalbim çıt💔bundan sonraki bölümü mutlu bir şeyler yapam da moraller artsın
jk rowling'in internetini gizlice keselim mi la battıkça batırıyor hp serisini ve kendini
bu arada lgs bu hafta sanırım
girecek herkese başarılar
güveniyorum size
seviyorum sizi🖤Sınır 40 vote.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
harry potter ᱬ imagine ✓
Fanfiction❝𝐢 𝐬𝐨𝐥𝐞𝐦𝐧𝐥𝐲 𝐬𝐰𝐞𝐚𝐫 𝐭𝐡𝐚𝐭 𝐢 𝐚𝐦 𝐮𝐩 𝐭𝐨 𝐧𝐨 𝐠𝐨𝐨𝐝.❞ ━ valla hep yazmak istiyordum, sonunda. ⓒlovingvincent_ || 250520