Sokakta yağmurdan kaçmak için hızlı adımlarla ilerliyorduk. Biraz hava almak adına parka gitmek, oturup sohbet etmek istemiştik ama hava durumuna bakmak aklımıza gelmemişti. Sebastian ceketini üzerimize siper ediyordu.
Bir süre ilerledikten sonra kafeye vardık. İçeri girdiğimizde "İşte aşk kuşları da geldi." dedi Matilda.
Ona gülümsedim ve ikimiz de içimizin ısınması için sıcak içecekler sipariş ettik. George onları hazırlarken Matilda sordu.
"Hemen eve mi çıkacaksınız? Otursaydınız, konuşurduk."
"Çok ıslandım Matilda. Böyle oturursam üşürüm. Daha sonra yine gelirim."
"Pekala."
Bardakları alıp eve çıktık. O üzerini değiştireceğini söyleyerek çantasından kıyafetlerini alırken ben içeceğimi bitirdikten sonra banyoya girdim. Sıcak bir duş düşüncelerimi dağıtmaya yardımcı olabilirdi.
Duşumu aldım, çıktım ve giyindim. Sebastian içeride piyanoyla hafif bir parça çalıyordu. Saçımı tararken onu dinlemek için koltuğa geçtim ve yavaşça taramaya başladım. Birkaç dakika sonra sesini duydum.
"Mel, yanıma gelebilir misin?"
Yanına giderken taranmış saçlarımı düşük bir topuz yaptım ve piyano taburesine oturdum. Ellerinden biri piyanodan ayrılmazken diğeri omuz hizamdan beni sardı, kendine çekti ve dudaklarını şakağıma bastırdı.
"Mutsuz görünüyorsun."
"Gideceğin aklıma geldi.."
Bu gece ya da yarın erkenden ondan ayrılacaktım.
Biraz bekledi ve konuştu.
"Bu parçayı biliyor musun?"
"Kulağıma epey tanıdık geliyor ama bilmiyorum."
Elini piyanodan çekti ve iki koluyla belimi sarıp beni kucağına oturttu. Ellerimi yüzüme bastırdım.
"Sebastian.."
Ellerimi tuttu.
"Öğrenmek ister misin?"
Yan gözle bir bakış attım. O böyle sorarken nasıl hayır diyebilirdim ki?
Ellerimi piyanoya yerleştirdim. Elleri yön vermek için ellerimle yer değiştirdi. Çalmaya başlamadan önce bir elimi yatay konumda tekrar yüzüme bastırdım. Bir şey söylemek için ağzını açtığını fark ettiğimde ona fırsat vermedim.
"Sıcak bastı bir anda.."
Kafam ciddi anlamda yanıyordu.
"Pozisyonumuzla bir ilgisi var mı?"
"Doğrudan bağlantılı."
Sırıtarak iki elimi de kontrolü altına alıp çalmaya başladı. Parça o kadar huzurlu ve sakindi ki..
Yavaş notalar zihnimi boşaltıyor, bana eskiden onunla piyanoda geçirdiğim zamanları hatırlatıyordu.
Nefesini her hissettiğimde içim titriyor ama dikkatimin dağılmasına izin vermiyordum. Bir iki dakika sonra alıştığımı düşünüp ellerimi serbest bıraktı ve tekrar belime sarıldı. Başı sırtıma yaslıydı.
Bulutlu gecede sadece o, ben, notalar ve ona eşlik eden yağmur sesi vardı.
Çalarken bir kısımda takıldım, devamını nasıl getireceğimi bilemedim ve bıraktım. Bırakır bırakmaz da arkamı dönüp hızla boynuna sarıldım. Şiddetli bir sarılış olduğundan dengesini kurdu bir süre. Sonra o da sarıldı ve yavaşça sırtımı sıvazladı.
"Merak etme..
..gitmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Need You | sebastian stan
Diversos"Ya ben burada olmazsam?" dedim çatallaşmış sesimle. "Bunu düşünmek bile istemiyorum. Sen gidersen n'aparım ben Melanie?"