•FİNAL

1.9K 96 35
                                    

Bölüm Şarkısı: Pinhani - Dünyadan Uzak
———

Yaklaşık 1 Ay Sonra (Düğünden 1 gün önce)

Kepimi havaya fırlattığımda gülümseyerek havaya baktım. Yüzlerce kep havaya fırlatılmıştı.

Sonunda başarmıştık. 4 senenin bütün emeklerinin karşılığını bugün almıştık. Bizi kocaman bir gelecek bekliyordu.

"Başardık be." dedi Serap gülerek. "Mezun olduk."

"Başardık." dedim Serap'a sarılırken. "Daha iyilerini de başaracağız."

Bölümümüzden birkaç tanıdıkla vedalaştıktan sonra bizimkilerin yanına gittik.

"Ne çabuk büyüdük be?" dedi Kerem. "Buraya ilk gelişim dün gibi aklımda."

"Sıra iş bulmaya geldi." dedi Yiğit.

"Valla benim tuzum kuru. Siz düşünün." dedim gülerek.

Yarın düğünümün olması hepimizi acele ettirirken hızlıca eve gidip dün akşamdan topladığımız eşyaları aldık ve havaalanına geçtik.

———

Heyecandan ayaklarım birbirine dolanırken kuaförde bir o tarafa bir bu tarafa yürüyordum.

"Geldiler!" diye bağıran İrem sayesinde heyecanım daha da artarken ellerimle kendime hava yaptım.

Orkunlar kapıda beklerken kuaförden çıktığımızda Orkun'un bakışları bana döndü ve donakaldı.

Bakışlarındaki hayranlık beni gülümsetirken Orkun'a doğru bir adım attım.

"Ahsen..." dedi Orkun yavaşça. "Sen... çok güzel olmuşsun. Çok."

"Utandırma." diye mırıldandım.

Arabaya bindiğimizde Ahmet bize hareketli müzikler açtığında yanında oturan Merve de çok güzel video ve fotoğraflar çekiyordu.

Fotoğraf çekimi yaptırmak istememiştik. Kendi kendimize birkaç fotoğraf çekmemiz bize yeterdi.

Düğün salonuna vardığımızda davetliler de yavaş yavaş gelmeye başlamıştı.

"Karım oluyorsun Ahsen." dedi Orkun, tuttuğu elimi okşarken. "Sonunda."

"Sonunda." dedim gülümseyerek.

"Mutlu olacağız Ahsen. Şimdi nasıl mutluysak, ileride de aynen böyle mutlu olacağız."

"Çok mutlu olacağız."

———

1 Sene sonra

"Ahmet, seni öldüreceğim!"

Elime aldığım kağıtlarla birlikte bahçeye fırladığımda Ahmet çoktan topuklamıştı.

"Kaçma, buraya gel!" dedim peşinden giderken. "Elindeki kahveye de mi sahip çıkamıyorsun?"

"Bilerek mi yaptık kızım? Hemen çemkiriyorsun sen de."

"Bu kağıtları hazırlayacağım diye 2 gündür uğraşıyorum ben."

"Tamam, yenisini hazırlarım ben. Dur artık, dalağım şişti koşmaktan."

Haline gülerken daha fazla üstelemeyip durdum.

"Al bu kağıtları, yeniden yaz." dedim elimdeki kağıtları Ahmet'e uzatıp.

Olcay İstanbul'daki diyetisyenlerin toplanacağı bir seminer düzenliyordu ve ben de bu seminerde dağıtılacak kataloğu hazırlamakla yükümlüydüm. Kendine has bir havası olması için de el yazısıyla yazıp daha sonra fotokopi ile çoğaltacaktım. Ahmet beceriksizi bir kahve bardağını ağzına götürmeyi bile beceremediği için bu kataloğun tek örneğini incelerken üzerine kahve dökmüştü.

MÜZİĞİN RİTMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin