Compliment 🎀

1.3K 132 73
                                    

3. Kişi Ağzından:

Isabelle odasından çıkıp kahvaltı için büyük salona doğru ilerlerken biraz ileride dikilen Sebastian'ı fark etmişti.

"Günaydın Leydim."

Sebastian ona doğru gelirken Isabelle yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.

"Sana da günaydın Sebastian, mutlu gözüküyorsun."

"Sizi görüp mutlu olmamak mümkün mü?" Deyip Isaballe ile birlikte yürümeye başlamıştı Sebastian. "Şu saraya gelen prens, sizinle pek ilgili değil gibi. Yanılıyor muyum?"

"Ben niyetimi ona söyledim, o da ilgisini benim üstüme yönlendirmedi. Kardeşin ile ilgileniyor gibi."

"Evet öyle bir durum var. Benimle de arasını iyi tutmaya çalışıyor ama tabii bende bunu yiyecek göz yok." Deyip yerinde durdu ve Isabelle'e döndü. "Clary'nin kendi kararı elbet, ona karışamam. Ama tabii o prensin sizinle ilgilenmemiş olması beni oldukça mutlu etti."

"Seni neden mutlu ediyor ki?" Demişti Isabelle sinirle. Sebastian imalı bir şekilde gülüp yürümeye devam etmişti.

"Cevabı biliyorsunuz Leydim."

"Çok küstahsın! Seni tek lafımla idam ettirebilirim biliyorsun değil mi?"

"O zaman niye yapmıyorsunuz?"

Sebastian tekrar ona dönmüştü. Isabelle sakin olmak adına derin bir nefes alıp verdi.

"Böyle devam edersen yapacağım ama dua et kız kardeşinle aramız çok iyi. Onun hatrı için yapmıyorum diye düşün."

Isabelle arkasını dönüp ters yönde yürüyeceği sıra Sebastian tekrar konuşmuştu.

"Tek neden bu yani?"

"Başka ne olacaktı?" Diyerek tekrar ona döndü Isabelle. Sebastian ona birkaç adım daha yaklaşmıştı ve aralarında fazla bir mesafe yoktu.

"Bilmem, belki de kalbinin sesi bunu yapmana engel oluyordur."

"İnan bana kalbim hiçbir şey söylemiyor."

Isabelle ondan uzaklaşacağı sırada Sebastian aniden onu yandaki duvar boşluğuna doğru çekti ve Isabelle'i de duvara yasladı.

"Bırak hemen beni!"

"Hadi askerleri filan çağırsana Isabelle. Beni idam ettirmek istiyorsun madem, çağır da gelsinler."

"Yemin ediyorum çağırırım ve pişman olmam. Ayrıca bu ne cüret, bana ismimle hitap ediyorsun?"

"O gece yaşadığımız şeylerin hiçbiri tek taraflı yaşanmadı bunu sen de biliyorsun. Bana istediğin kadar kötü davran, beni istediğin kadar kendinden uzaklaştır ama bunu sen de biliyorsun."

"Senin hislerini bilemem Sebastian ama benden sana karşı en ufak bir sevgi kırıntısı bile yok. O an biraz eğlenmek istedim ve şansıma karşıma sen çıktın hepsi bu. Talihsiz bir andı."

"Benden sonra da var mı eğlendiniz başka insanlar?"

"Bilmem, belki de vardır."

"Isabelle, tüm sarayı tek tek sorguya çekmemi filan mı istiyorsun sen?"

"Aramızdaki şey bir yıl önce yaşandı ve bir daha asla tekrarı olmadı. Ve sen bir yıl önceki şey için hala peşimdesin. Acizce ve küçük düşürücü... "

"Bu şey sorumun cevabı değildi."

"Senin sorularına cevap vermek zorunda değilim, karşında bir prenses var farkında mısın acaba?"

Should See Me in the CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin