İyi okumalar, Ultra sunar.
••••
Günlerin ayların oluşturduğu yıllar birinde ne kadar iz bırakırdı?
Tek bir tarih, yan yana gelmiş sekiz sayı birisi için ne kadar anlam ifade edebilirdi?
Hiçe saydığımız saniyeler göz açıp kapayıncaya kadar geçerken bir insan en fazla ne kadar yaşadığını hissedebilirdi?
❝ O gün Güneş farklı doğup batmıştı da
ikisi de farkına varmamıştı. ❞Tek kelime, iki hece, beş harf sığabilir miydi içindeki hisse?
Bir ad koyabilir miydi kalbinin çaresiz çırpınışlarına?
Birine ithaf edilebilir miydi bunca duygu?
Her karşısına çıktığında ölüyor gibi hissetmesi normal miydi?
Bilmiyordu.
••••
Bir şeyler için endişelenmek zorunda kalmadığım, günümü bitmeyecekmiş gibi yaşadığım, birilerini takmadığım bir geçmişim olduğu için tanrıya minnettardım.
Daha doğrusu geçmişimde o olduğu için.
Kısa bir süre önce üniversite için bu şehre geldiğimde nereden bilebilirdim iki sene önce hoşlandığım çocuğun burada olacağını?
Üniversitenin ilk gününde göz göze gelişimizden bu yana en son lisedeyken kendini gösteren, tam sol tarafımda anlamadığım hareketlenmeler oluyordu.
Aslına bakarsanız bana dikkat ettiğini bile sanmıyordum. İlk üç seneyi aynı lisede okumamıza rağmen beni tanımadığına, adımı bile duymadığına kalıbıma basardım.
On altı, on yedi yaşlarımda fazla sosyal biri olduğum söylenemezdi. İçime kapanık, toplumdan kendimi soyutlayan, sessiz ve özgüveni olmayan biriydim.
O ise benim aksime sosyal, özgüveni ile hayran bırakacak, toplumda ilgi gören sayılı kişilerdendi. Şehirdeki neredeyse tüm yaşıtlarımızla iletişim halinde olması şaşırılmayacak gibi değildi.
Çevresi o kadar genişti ki her gün ayrı mekanda başka biriyle takılıyordu, hepsine birden nasıl vakit ayırabildiğini çözemiyordum.
Orada mükemmel bir ortamı ve gece hayatı varken son senesinde herkesi şaşırtarak buraya taşınmayı tercih etmişti.
Beyaz bir uçak, gidilecek yabancı bir yer.
Anılarla dolu bir şehri geride bırakmak kolay değildi.
Bütün düzenimin kurulu olduğu memleketimden, ailemden ve arkadaşlarımdan tek bir biletle ayrılmanın acısını bu yaz yaşamıştım.
Her ne kadar başından beri çalışmamın asıl sebebi yeni bir şehirde baştan başlama fikri olsa da, kulağa ne kadar cazip gelse de zorlukları vardı bir yandan.
Keşke onun da giderken ne hissettiğini görebilseydim diye düşündüm.
Hakkında bildiğim şeyler kulaktan duyma söylentilerden ibaretken içten içe daha fazlasını öğrenmek istiyordum.
Magazin sayfalarından, bir arkadaşından ya da konuşmasına kulak misafiri olmuş birinden değil.
Bizzat kendisinden dinlemek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
safe place || taekook
FanfictionOnlar kaderin ötesine geçmişlerdi. Olan, olacak ve tam şu anda oluyor olan şeyleri, var olanı hiçe sayıyorlardı. Tanrının hükmü geçerliliğini yitirdiğinde bu ikilinin sonu kime bağlıydı? ─ Mr. Seigneur