Yaklaşık olarak aradan bir hafta geçmişti. Bu bir haftanın dördüncü gününde Hoseok gözlerini açmış ama kimseyle konuşmamıştı. Sadece hemşire ve doktorların girdiği odada ne kadar yanlız ve yorgun hissetsene içindeki kırgınlık ve üzüntü hiçkimseyle konuşmasına izin vermiyordu.
Yine sessiz bir günde üçlüye üç kişi daha eklenmiş bir şekilde kapının önünde bekliyorlardı. Jimin Namjoon ve Jin'i çağırmıştı. Jungkook'da Tae'yi çağırmış ve nöbet değişmişlerdi. Fakat evde daralan ve geri hastaneye dönen Jungkook oturup şakaklarına masaj yapıyordu. Namjoon ve Jin ikilisi ise kafeteryada herkes için bir şeyler almaya gitmişlerdi. Yoongi zaten bitik haldeydi bu durum onu bitirmişti. Canı çok fazla yanıyordu. Bu sessizlikten sıkılan Jimim daha fazla dayanamayıp ayaklandı ve derin nefes alıp esnedi.
Daha önce Jimin, Hoseok ile konuşmayı denemediği için kendinin bunu başaracağına inanıyordu. Fakat ona engel olan şey ile Yoongi ve Jungkook'du. Ne yaparsa yapsın asla odaya girmesine izin vermiyorlardı.
Bu sefer öyle olmayacaktı Jimin kimseye haber vermeden odaya daldı ve arkadan kapıyı kilitledi. Yavaş adımlarla Hoseok'a doğru ilerleyen Jimin yüzüne kocaman gülümseme yerleştirmişti. Arkadan gelen, odadan çıkması için yapılan tehditleri ve bağırışmaları umursamadan yatağın yanındaki koltuğa oturdu.
Yüzünü Jimin'e dönen Hoseok şaşırmıştı. Evet kapının önünde daha önce bu çocuğu görmüştü ama onunla konuşmak için çabalayan tek kişi olmasını beklemiyordu. Yoongi ve Junkook olmasını beklerdi ama onlar Hoseok'u kendi haline bırakıp dinlenmesini istemişti.
Jimin gülümsemesini eksiltmeden Hoseok'a elini uzattı.
Jimin: Merhaba ben Jimin. Sende Hoseok olmalısın değil mi?
Hoseok hiç tepki göstermedi sadece boş bakışlarla Jimin'i izliyordu.
Jimin: hadi ama yaa emin ol benimle konuşsan bile onlara söylemeyeceğim. Hem oradaki herkes senin için orada. Senin için endişeleniyorlar.
Hoseok yine tepki vermemişti. Tepki vermek bir kenara kafasını diğer tarafa çevirmişti. Jimin'in pes etmek gibi bir niyeti yoktu çünkü buradan çıktığında azar işiteceğine emindi.
Jimin: Bak buraya izinsiz girdim ve çıkınca azar işiteceğim en azından benimle konuş azar işiteceğime değsin.
Hoseok derin nefes almıştı Jimin'in dediklerine biraz olsun acımıştı ama kırgınlığı daha ağır basıyordu. Jimin pes etmişcesine ayağa kalkıp kapıya doğru adımladı. Odanın dışarısındaki abilerinin kızgın gözlerini görebiliyordu. İç çekip hevesle kilitlediği kapı kilidini üzüntü ve endişe ile açtı. O sırada Hoseok küçük bir ses çıkarmıştı.
Hoseok: Şey..
Jimin gülümseyerek kapıyı tekrar kilitledi ve hızlı adımlarla Hoseok'un yanına ilerledi. Bu sefer Hoseok'un yatağının ucuna oturarak gözlerini Hoseok'a dikti.
Jimin: Efendim?
Hoseok kararsız bakışlarıyla Jimin'e bakıyordu.
Hoseok: yok bir şey.
Hoseok'un ağır ve sert çıkan sesiyle Jimin korkmuştu. Jimin başını sallayarak ayağa kalkıp büyüğünün önünde eğildi.
Jimin: Umarım en kısa sürede buradan çıkarsınız efendim.
Jimin odadan çıkınca üzerindeki bakışları umursamadan tuvalete yöneldi. Peşinden gelen Jungkook ve Yoongi ile duraksayıp aynanın önünde yüzünü yıkadı.
Jungkook Jimin'in arkasından ellerini lavvobonun kenarlarına koyup Jimin'i kollarının arasına aldı. Jimin abisine doğru dönüp karşılaştığı kızgın yüzle yutkundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Aşık
RandomYeni ailesi olacağı için sevinen jimin ve kötü planlar kuran gizli aşık üvey abisi Jikook Sope Namjin