Medya: Bölümle beraber okumanız tavsiye edilir... Aynı şarkıyı başka bir bölümde görmeniz büyük bir olasılık... Şimdiden iyi okumalar...
" Hadi Ophelia sen başla..." Diana çocuk gibi ellerini çırparak seviniyordu.. Ophelia kızın bu sevincine gülüp onun beline sarılırken Diana'nın kollarını üzerinde hissetmişti....
Toparlandıktan sonra bulundukları ormana bir kez daha baktı....Uzun boylu ağaçlar ve her zamanki gri bulutlarla kaplı hava... İçinde oluşan huzur hissiyle beraber odaklanmaya başlamıştı...
" Pekala neyle başlıyoruz?? " Ophelia ellerini birbirine sürterek bu sözü söylediğinde Diana öne atıldı " Beni dene... Küçük baş belasına güzel bir ders vermek istemez misin kızıl ? " Diana Ophelia'nın kırmızı saçlarını çok seviyordu ve ona bu şekilde hitap etmek hoşuna gidiyordu.... Bu sözleri onu kışkırtma amaçlıydı ve istediğine ulaşması birkaç hareketine bakardı...
Ophelia kızın bu sözlerini duyunca içinde oluşan kahkaha atma isteğini bir kenara bırakmıştı... Kendisine yapılan hareketin anlamını biliyordu ve onun oyununu oynamayı seçiyordu...
Hafifçe öne doğru eğildi ve konuşmaya başladı... " Küçük baş belası eğlence istiyor demek... Ben varım... Ama canını yakarsam bundan sorumlu olan sensin..."
Diana adımlarını geriye doğru atmıştı... " Hımm... Benim canımı yakmak... Kulağa zevkli bir şeymiş gibi geliyor... Aynı şey senin içinde geçerli bu arada..." Göz kırparak gülümsediğinde Ophelia dirsekleri beline değecek şekilde kollarını ve ellerini iki yana açıp yürümeye başladı...
Diana kızın içindeki cevheri ortaya çıkarmak için sabırsızlanıyordu...
Kız her adım attığında Diana'nın içinde bir şeyler hareket ediyordu....Oluşan fırtına öncesi sessizlik Sophia ve Aurora'yı oldukça rahatsız etmişti... Onlar geriye doğru ilerlerken hissettikleri sarsıntı ile kendilerini yerde bulmaları bir olmuştu....
Diana sabit durmaya çalışırken toprağın üzerinde yarıklar oluştuğunu görmüştü.... " Vay canına..." Söylediği şeyi sadece kendisi duymuştu... Ophelia'nın suratına bakıyordu...
Kızın etrafına buzdan bir kafes oluşturmuştu.... Ophelia, anlam veremediği buz kafesine bakarken onu hareket ettirmeye çalıştı....
Oldukça büyük ve kalın bir kafesti... Sanki küçük bir hapishane gibi....
" Seni hapsettiler.. hapsettikleri şeyin bir bedenden ibaret olmadığını bilerek..."
Diana kurduğu cümlenin Ophelia'da nasıl bir etki yaratacağını düşünüyordu... Onun gözlerinin içine bakıyordu....derinlere inerek onu oluşturan ateşi gün yüzüne çıkarmak istiyordu....
" Ophelia... Kapat gözlerini.. "
Ophelia yavaşça kapattı gözlerini... Derin bir nefes aldı.... Oluşan bütün hislerini hissizliğin içine gömerek ruhunu sahip olduğu güce teslim etti... İleriye doğru bir adım attı.... Yeryüzü yeniden hareket etmeye başlamıştı... Etrafındaki kafes parçalarına ayrılıp toz tanelerine dönüşürken kızın alnında bir simge oluşmuştu...
Bu bir alev simgesiydi... Dövme gibi duruyordu sanki... Kan kırmızısı rengindeydi... Diana bir an için alnı kanıyor sanmıştı...
Ophelia gözlerini yavaşça açıyordu....
İçinde hissettiği gücün her zerresi zihninin karanlık sularına kapılan anılarını suyun yüzeyine çıkarıyordu....Anıları canlanıyordu ama bu anıların hiçbirisi iyi değildi.... Gözleri bembeyazdı... Ayakları yerden kesiliyordu...
Diana o an müdahale etmek istemedi.... Biliyordu şu an kendisini keşfe çıktığını....