Selimin ağzından
Uyandığımda hastane odasındaydım. Şebnem? O neredeydi.
2 Hafta Öncesi( Yazarın Ağzından)
"Niye geldin buraya Şebnem."
"Hı. Burası halka açık bir yer sonuçta." Sinirle ayağa fırladı Selim.
"Şebnem! Niye geldin buraya."
"Allah. Allaah! Acıktım.Sonra manzarayı seyredeceğim fotoğraf çekeceğim yükleyeceğim internete falan. Sanane."
"Dün de geçerken uğramıştın zaten. "
"Evet."
"Muhtemelen bugün de öyle yaptın. Büyük ihtimalle yarın da öyle yapacaksın. Ama sen yapmadan ben söyleyeyim. Yarın akşam marinada olacağım. Saçma sapan oyunlar düzenleyip benim nerede olduğumu öğrenmeye çalışacaksın."
"Selim. Saçmaladığının farkındasın değil mi?"
"Şebnem. Tamam. Tamam. Aşık değilsin bana. Benden hoşlanmıyorsun beni sevmiyorsun. Tamam anladım."
Şebnemin suratından bir burukluk geçtiyse de fazla durmadan yerini alaycı bir gülümsemeye bıraktı.
"Bravo ya. Gerçekten.Tebrik ederim. Sonunda kalın kafana sokabildin demek. Seni sevmiyorum."
Selim bir hışımla masada ne varsa devirdi.
"Ben en iyisi bir tatsızlık çıkmadan gidiyim." dese de Şebnem, Selim buna izin vermedi. Gözleriyle Şebneme ne kadar kızgın olduğunu anlatabiliyordu.
"Hiçbir yere gitmiyorsun. Çünkü ben gidiyorum Şebnem."
Mekanı hızla terk edip sahil boyunca yürümeye başladı.
"Selim. Selim." Şebnem tartışmaktan yorgun çıkan sesiyle hem peşinden koşuyor hem de bağırıyordu.
"Selim dursana. Ya dur diyorum Selim. Ya Selim Dursana."
"Bırak Şebnem."
"Bırakmıyorum. Benim de iki çift lafım var dinleyeceksin."
"Senin için gerçekten üzülüyorum biliyorsun değil mi?"
"Bana niye üzülüyorsun sen ya. Sen asıl kendine üzül."
"Ben mi kendime üzüleyim.Ben niye kendime üzülecekmişim Şebnem. Ben utanılıcak sıkılacak ne yaptım. Ben sadece gerçekten bana aşık olduğunu düşündüğüm için o yaptığın bütün saçmalıklara katlandım."
"He bunu ayık kafayla düşündün yani. Bravo."
"Şebnem yeter. Yeter artık!"
"Gel buraya ya nereye gidiyorsun?"
"Şebnem.' dedi Selim Şebnemi kollarından tutup sarsarak' bırak artık beni. Düş yakamdan. Rahat bırak beni!"
"Selim! Ya sen kendini ne zannediyorsun ya. Sen bunları bana hangi cüretle söylüyorsun? Ya sen kimsin ya? Kimsiin!!"
Arkasını dönüp yürümeye başlayan Selim geri döndü.
"Yazık ya. Gerçekten çok yazık, hayatın boyunca yalnız kalacaksın biliyorsun değil mi? Seni gerçekten seven insanları böyle iterek kendinden uzaklaştırarak yaşamaya devam edeceksin. Zaten sen sevgiden , aşktan ne anlarsın ki? Sen kendinden başkasını düşünmeyen sevmeyen bencilin tekisin. Bugüne kadar kime değer verdin Şebnem?"
"Şu haline bak. Acınacak haldesin!!!!" Demesiyle Şebnemin bir hışımla attığı tokatın yüzüyle buluşması bir olmuştu.
"Aptal. Aptal. Gerizekalı. Pislik!" Diyerek Selime vuran Şebnemin kollarından Selimin tutmasıyla kendilerini denizin içinde bulmaları bir oldu.
Şimdiki Zaman(Selimin ağzından)
"Şebneeem!"diye bağırmamla Şebnemin içeri girmesi bir oldu. Ohh şükürler olsun iyiydi.
"Selim. Canım iyi misin?"
"İyiyim ama beni bu kadar çabuk affedeceğini düşünmezdim. Şebnemin gözleri dolmuştu. Sanırım kavgamızı hatırlamıştı.
"Yok canım, geçti gitti. Unutalım?"
"Unutalım. "
Şebnemin aniden bu kadar şefkatli bir insana dönüşmesi kafamı bulandırmıştı. Ama sevmiştim.
"Benim çıkmam lazım." diyerek kendini odadan dışarı attı.
-
Şebnemin ağzından
Kahretsin. Yine unutmuştu. O son güzel anılarımızı unutmuştu. Ağlıyordum. Tuvalette.
Şebnem. Gürsoy. tuvalette . ağlıyordu. Bu kanunlara aykırı bir şeydi. Akmış rimelimi temizledim ve kendime bir söz verdim.
"Selim İnan dün geceyi hatırlasa veya hatırlamasa da . O ilk adımı atan dek ondan uzak duracağım. Şebnem Gürsoy sözü."
-
Selimin Ağzından
Şebneme fazla sert davrandığımın farkındaydım. Ama bir bakıma hak etmişti. İnsanları önemsemiyordu. Dünya sadece onun etrafında dönüyormuş gibi. Şebnem Gürsoy. Tamam ismi güzel olabilirdi ama soy isim gereksizdi. Hiç bir zaman biri bana soyadımı sormadan "Ben Selim. Selim İnan" demedim.
-
Üstümü değiştirip odadan çıkmamla Şebnemle çarpışmam bir oldu. Kocaman gözlerini gözüme dikmişti. Ağlamıştı.
"Ağladın mı?"
"Cık. Uykusuzum." yalan söylüyordu. Ama onu tanımayan biri bunu kesinlikle anlamazdı.
"Hımm. Ne zaman itiraf edeceksin."
"Neyi?" Dedi biraz öncesinde masumlukla bana bakan şimdiyse öfkeden koyulaşmış gözler.
"Aşkını. Hani şu mektubuna konu olan."
Ayak ucunda kalkarak kulağıma fısıldadı.
"Asla!" Ve kaslarımda bir spiral oluşturarak yanımdan ayrıldı.
İnkar edemeyeceğim. Etkilenmiştim. Kim olsa etkilenirdi.
-
Şebnemin ağzından
Dün bana aşkla bakan gözler gitmiş, o ukala adam geri dönmüştü. Bu da beni eski Şebnem yapmaya yetmişti.
Selim İnan ve Şebnem Gürsoy Savaşının ateşkesi bitmişti demek ki. Ve savaş daha yeni başlıyordu.
Sınır geçilmeden bölüm paylaştım. Bir daha paylaşmayacağım. Bu bölümü bir gün içinde geri dönüşü beğenmem sonucunda ilham gelmesiyle yazdım. Beğenmeniz dileğiyle Meleklerim.
Sınır 10 Vote +5 yorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Zormuş Be...
Fiksi PenggemarSonsuz bir sevgiyle oluşmuş bir kalbe atılan yaralayıcı oklar misali bir aşk... Eşini benzerini göremeyeceğiniz bir nefret... Selim ve Şebnem