Arkadaşlar bölüm biraz geç geldi kusura bakmayın. Umarım beğenirsiniz. Sizleri seviyorum iyi okumalar♥♥♥
Sabah bir takım seslerle uyandım. Gözlerimi açtığımda masaya kafasını dayarayak uyuyan bir serhat gördüm. Kafamı masadan kaldırıp etrafa baktığımda eylül, selin ve eymeni gördüm. Eylül "siz burda ne yapıyorsunuz?" diye sorduğunda ayağımla serhata bir tekme attım biraz mırıldandı ama uyanmadı. Daha sert bir tane daha attığımda uyandı ve bir kaç küfür mırıldandı. O da benim gibi yarı uyanık kafasını kaldırdı. Önce bana sonra başımızda bekleyen gardiyanlara baktı. O sırada hemen ayağa kalkıp eşyalarımı toplamaya başladım. Çok fazla utanmıştım. Utanılacak bir şey de yapmamıştım ama yinede burada kalırsam suratım önce kırmızının sonrada morun elli tonunu yüzümde barındıracaktı. Eşyalarımı toplayınca serhata döndüm.
"Eee şey... görüşürüz" dedim. Kızlara dönüp
"Kızlar selam... Ve görüşürüz" dedikten sonra apar topar kütüphaneden çıktım. Arkamdan konuşma sesleri geliyordu ama ne olduklarını duymamıştım bile. Okulun duvarındaki saate baktığımda sekize yaklaştığını gördüm. Ders saat 8.45 de başlıyordu. Hâlâ eve gidecek zamanım vardı. İlk derse biraz gecikebilirdim ama bu çok fazla sorun olmazdı. Okul çıkışına doğru giderken arkamdan eymen geldi. Arabasını göstererek "kuzen gel eve bırakayım." diye bağırdı.
"valla çok iyi olur kuzen." dedim vr arabaya binip eymeninde binmesini bekledim. Bindiğinde hızlıca evime doğru sürdü.
Yolda da ne olduğu hakkında beni sıkıştırmaktan bıkmamıştı. Sürekli konuşuyor ve sorular soruyordu.
"eymen!!! sus artık."
"ne olduğunu anlatırsan hemen susarım."
"bir şey olmadı. Hem ne olabilirki? kilitli kaldık sadece." eymen imalı imalı bakmaya başlayınca koluna önümde duran peçeteliği geçirdim.
"kızım dur napıyosun araba kullanıyorum. Kaza yaptıracaksın."
"eymen sırf ağzımdan daha çok laf alabilmek için yirmiyle gidiyosun kaza yapsak ne olabilirki?" eymen gülüp hızlanmaya başladı. Evime geldiğinde arabada beni beklediğini işimi halledip gelmem gerektiğini söylemişti. Eve çıkıp hemen üstümü değiştirdim. Annem ve babam çalışıyorlardı. Bu saatte evde olmazlardı. O yüzden kimseye hesap vermeden rahatça işimi hallettim. Saçlarımı at kuyruğu yapıp makyajımı temizledim. Rimel ve dudak parlatıcısı sürüp evden çıktım.
Aşağıya inip arabaya bindim ve okula doğru yol aldık.Eylül'den
Elif kütüphaneden apar topar çıkmıştı. Arkasından eymen gitmiş ve üçümüzü burada bırakmışlardı. Onlar çıktıktan sonra serhata döndük.
Selin "kanki ne oluyor?"
Serhat "bir şey olduğu yok selin."
Serhat konuşurken bir yandanda eşyalarını topluyordu. "Serhat elif neden öyle utanarak gitti? Bir şey mi oldu dün gece?" diye sorduğumda serhat kafama kalem fırlattı. "kızın yanındada böyle konuşmayın valla elimden çekersiniz." selinle birlikte gülüşüp eşyalarını toplamasını bekledik. Kütüphaneden çıktığımızda
serhat "anneme ne söylediniz?"
selin "nalan teyzeye bende kaldığını söyledik. Benim anneme eylülde kaldığını, melike teyzeyede bende kaldığını söyledik."
serhat "biraz karmaşık olmuş ama iyi yapmışsınız."
selin "ya ben şey diye düşünüyorum. Yeni bir çift mi doğuyor acaba?" diyince ikimizde güldük ama serhat gülmüyordu. Seline sert sert bakınca selin arkama saklandı.
"eve mi gidiyorsun şimdi?"
serhat "evet 2. derse gelirim anca."
"tamam hadi git. Görüşürüz" selinde serhata görüşürüz dedikten sonra onu uğurladık ve sınıfa çıktık. Serhat ve elif konusunda çok merak içinde olsam da başka konularda da merak içindeydim. Mesela çetin telefon numaramı nereden bulmuştu? kim vermişti? burakla bizi mi takip ediyordu? bizi nasıl bulup çekmişti? beni neden tehdit ediyordu? bunlar aklımdaki sorulardı. Ama çetine yanlış bir şey de yapamazdım çünkü burakla olan ne olduğu belirsiz ilişkimizin ortaya çıkmasını istemiyordum.
Okul çabuk geçmiş öğle vaktine girmiştik. Burak çetini okuldan gönderememişti ama başka sınıfa aldırmıştı. Tenefüste sürekli onu görsemde hiç bir şekilde konuşmamıştık. Bu da benim işime gelmişti. Öğle yemeğine serhatla inmiştik. Selin küçük bir işi olduğunu bize sonra katılacağını söyleyip gelmemişti. Yemekhaneye girip tepsilerimizi aldık. Bugün ikimizde tost yemek istemiyorduk. Bir kaç yemek aldıktan sonra boş bir masaya oturduk. Ardından eymen yanımıza geldi. Kısa süre içerisinde serhatla arkadaş olmuşlardı. Şimdide serhata doğum günü partisindeki dansımızı anlatıyordu. Bu sırada elifi görüp masaya çağırdım. Biraz çekingen bir şekilde masaya oturdu. Herkese selam verip yemeğini yemeye başladı. Serhat hem eymeni dinliyor hemde elife kaçamak bakışlar atıyordu. Elifte aynı şekilde ona. İkiside utangaç kişilerdi ama bu halleri çok tatlıydı. Bu sırada masaya burak geldi ve yanıma oturdu. Herkese selam verip o da yemeğine başladı. Herkes bir muhabbet içindeydi. o sırada burak bana doğru eğildi ve "çetin seninle konuşmaya falan kalktı mı?" diye sordu. "hayır."
"eğer öyle bir şey olursa hemen bana söyle. O çok tehlikeli niri eylül. Onunla değil konuşmak suratına bile bakmamalısın." burağa tamam diyerek yemeğime devam ettim. Şunu düşünmeden edemiyordum. Bir lise öğrencisi ne kadar tehlikeli olabilirdi ki?
Yemeklerimizi yedikten sonra öğle molasının geri kalanında sohbet ettik. Burağa dönüp "mert nerede?" diye sordum. "bir işi olduğunu söyleyip gitti. Sanırım selinle birlikte." kafamı onaylar biçimde salladım ve önüme döndüm. Tam o sırada çetinle göz göze geldim. Şeytani bir gülüşle sırıttı ve arkasını dönerek gitti.
Öğle molası bittiğinde hepimiz sınıflarımıza dağıldık. Sınıfa girdiğimde selin ve mertin olmadığını gördüm. Bir yere gittiklerini düşünüp yerime oturdum. Derse başladığımızda seliminde olmadığını fark ettim. Nedensizce içime bir kurt düşmüştü. Ama gereksiz bir şey olduğunu düşünüp derse odaklanmaya karar verdim.
Tenefüs olduğunda burakla yine kavga ediyorduk.
Burak "ya kızım o benim kalemim."
"nerden senin oluyo ya benim bu kalem."
"ya kızım beğendiysen al diycem ama benim olduğunu niye kabul etmiyosun?"
"çünkü benim bu."
tartışmamız devam ederken burağın bir yöne doğru baltığını gördüm. Arkama baktığımda simge başımızda dikilmiş bize bakıyordu. Burağa dönüp "akşamki partiye geliyorsun değil mi?" diye sordu.
Burak "uğrarım bir."
Simge "sen geliyor musun eylül?"
"ne partisi?"
"ikinci döneme girmek üzereyiz. Ayrılacağız herkesten. Bunun için herkes bol bol parti yapıp eglenmek istiyor. Bende bir tane düzenledim işte. Sende gel."
"Ne zaman?"
"Yarın akşam saat 7 de bizim evde. Adresi sana burak atar." tam giderken bir anda arkasını döndü ve "bu arada arkadaşlarına da söyle onları bulamadım. Onlarda gelsinler. Çok kalabalık olsun istiyorum." dedi ve arkasını dönüp gitti. Önüme döndüğümde burak yavaş hareketlerle kalemime doğru uzanıyordu. Eline vurup kalemimi aldım ve ona dil çıkardım. Suratını asıp önüne döndü.
Eve geldiğimde selini aradım ama ulaşılamıyordu. Neredeydi acaba? mertle olduğu kesindi ama merak da ediyordum. Bir kaç kere aradıktan sonra telefonumu yatağa fırlattım ve üzerimi değiştirmeye başladım. Dolabıma göz gezdirdim. Yarınki partide giyebilecek bir kaç tane elbisem vardı. Altına da bir ayakkabı pek âlâ uydurabilirdim. Kendimi yatağa bıraktım ve tavanı bir süre izledim. Bugün çok yorulmuştum. Çok hareketli olduğum bir gün değildi ama bazı şeyleri çok fazla düşündüğüm için yorgun olabilirdim. Aşağıya inip yiğecek bir şeyler hazırlamalıydım. Karnım resmen isyan bayraklarını çekmişti. Aşağıya indim ve buz dolabını karıştırmaya başladım. Annem sarma ve dolma yapıp buz dolabına atmıştı. Hem çalışıp hem de evinde yemek bırakması hem beni şaşırtıyor hem de mutlu ediyordu. Çünkü aç kalmıyordum. Yemeğimi ısıttıktan sonra buz dolabından yoğurtta çıkartıp kendime tepsiye hazırladım. Yemeğimi içeride yiyecektim.
Yemeğimi yedikten sonra bulaşıkları yıkadım ve televizyonun karşısına oturdum. Bir film buldum ve izlemeye başladım. Yaklaşık yarım saat sonra en heyecanlı yerinde reklam girince içimden sövmeden edemedim. Kendime abur cubur bir şeyler hazırlayıp geldim. Yerime oturduğum sırada kapı çaldı. Saat daha altıydı. Annem 1 saat somra eve gelecekti ama belki erken gelmiştir diyerek kapıya doğru gittim. Kapıdaki kişi kapıyı alacaklı gibi çalıyordu. "patlama geldim." diyerek kapıyı açtım ve şok oldum. Böyle bir manzara hiç beklemiyordum.Arkadaşlar bu bölüm biraz geç geldi farkındayım. Kusura bakmayın. Yinede desteklerinizi bekliyorum lütfen yorum ve oylarınızı↙ eksik etmeyin. Sizleri seviyorum♥💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çete Güzeli
Ficção AdolescenteBirbirlerine düşman olan iki üvey kardeş ve çeteleri... Ve bu iki çete arasında kalan bir çete güzeli... İki çeteninde ilgisini çeken eylül bakalım bu durumun içinden nasıl çıkacak? Bu roman amatörce yazılmıştır. Lütfen yorumlarınızla yardımcı...