23. Bölüm : Kırılan Yerleri Toplamak

589 84 42
                                    

Wang Yibo ne olduğunu bile anlamamıştı ve büyük ihtimalle uzun bir süre de anlayamayacaktı. Onun bütün dokunuşlarına izin veren o zarif beden, şimdi kendi isteğiyle onun ellerinden çekiliyordu. Sevgi dolu bakan gözlerine derin bir kırgınlık duygusu eklenmişti, kırılan cam kırıkları gözlerinin kenarlarında yaş olarak parıldıyordu. O parçalanmış, keskin camlar boğazına dolmuştu ve nefes almayı bile unuturmuştu ona. Yalnızca bir saniye içinde, bin yılda alamayacağı hasarı almıştı o küskün gözlerinden.

" Zhan'ım, ne old-"

" Dokunma, lütfen." Xiao Zhan burnunu çekerek koltukta ona yaklaşan eşinden kaçabilmek için ayağa kalktı. Kendini çok... Tuhaf hissediyordu. Geçip gitmiş bir olaya böyle bakmaması gerekiyordu aslında, RinRin ile birlikte oldukları zaman Wang Yibo belki onunla tanışmamıştı bile. Yine de onların seviştiklerini bilmek, bunun farkında olmak onu yaralamış, kendini çok kötü hissettirmişti. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu, bu yüzden yalnızca kalbini dinlemeye karar verdi; kalbi ise hiç olmadığı kadar üzgündü.

" Ağlama, ne olursun ağlama." Wang Yibo inler gibi bir ses çıkararak peşinden doğrulup bir elini ıslanmış yanağına uzatmak istedi. Xiao Zhan yanağını hafifçe ondan uzaklaştırdığında havada asılı kalan eli alev alev yanmaya başlamıştı. Hiç aklına gelmezdi... Bir gün onun dokunuşundan kaçabileceği. " Neden kaçıyorsun benden?"

" Ben... Yalnız kalmak istiyorum." Kanatlı adam daha fazla bir şey söylemeden kapıya doğru zorlanarak yürüdü. Wang Yibo olduğu yerde donakalmıştı, hiçbir uzvu ona itaat etmiyordu. Xiao Zhan odadan çıktığında peşinden gitmeden koltuğa geri oturdu, onun adım seslerini dinledi. Duyarlı kulakları ondan en ufak bir ses duymak için bekliyorlardı.

Sorunun ne olduğunu biliyordu; RinRin'in söyledikleri Xiao Zhan'ın canını yakmıştı. Belki de ihanete uğradığını düşünmüştü... Ama o kadınla birlikte olduklarında Yibo'nun hayatında o yoktu ki! Zaten Xiao Zhan'ı gördüğü o andan beri ondan başka kimseye arzu veya ihtiyaç duymamıştı. Yine de onun hassas bir kalbi vardı ve bu darbeye dayanamamış, kırılmıştı işte.

Kendine olan nefreti usulca gün yüzüne çıktığı sıralarda yan odadan duyduğu ses nefesinin kesilmesine neden oldu. Usulca esen rüzgara karışıyordu, Xiao Zhan'ın bastırmaya çalıştığı hıçkırıkları... Hayır, buna dayanamazdı. Daha önce onun yalnız ağlamasına göz yummuştu ama şimdi buna izin veremezdi. Hemen yanına gitmek için ayaklanacağı sırada, Xiao Zhan'ın onun dokunuşunu nasıl reddettiğini hatırladı. Onu istemiyordu... Onun dokunmasını istemiyordu!

Hıçkırık sesi güçlenmeye başladığında Wang Yibo bütün mantığıyla mücadele ederek kendine hakim olmaya çalıştı... Hayır, o ağlarken burada öylece oturup bekleyemezdi! Hızla doğrularak salondan çıktığında, bir kalp atışı kadar kısa bir sürede yatak odasının kapısına gelmişti. Telaşlı gözleri hızla onu buldu; Xiao Zhan yatakta büzülmüş oturuyordu, dizlerini kendine doğru çekmişti. Tıpkı eski evlerinde o bardağı kırdığında ve krize girdiğinde yaptığı gibi duruyordu. Bu hareketi deney üssünde kendini içgüdüsel olarak korumak için ezberlemiş olmalıydı... Canını yakmak isteyen herkesten kendini böyle korumaya çalışıyordu.

Olabildiğince ses çıkarmamaya çalışarak yatağın diğer ucuna oturduğunda Xiao Zhan bunu hissetmiş gibi dudaklarını sertçe birbirine bastırıp ağlamasının önüne geçmeye çalıştı. Wang Yibo onun masumca bedenini örttüğü kanatlarına bakarken kalbi yeniden hayranlıkla doldu. Parmak uçlarını uzatıp kanadının tüylerini hafifçe okşadığında genç adamın irkildiğini hissetti.

" Sen kimsenin dokunmadığı, kirlenmemiş bir meleksin Xiao Zhan."

Kanatlı adam aniden yüzünü kolları arasından kaldırarak hiddetli gözlerini onunkilerle buluşturdu. Burnunu çekerken yanağından süzülmekte olan bir damla gözyaşı aralıklı duran dudaklarının arasına sızdı. " Senin de öyle olduğunu düşünmüştüm."

Kan ve Kanatlar [Yizhan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin