A

602 25 5
                                    

Uyarı!

Bu hikâyede kirli bir dil ve kelimelere bolca yer veriyorum. Rahatsız olacaklar lütfen okumasın.

Feminen JJK.

Umarım beğenirsiniz.♡

~~~~~~~~~~~

Ben, şımarıktım.

Çoğu kişinin birkaç dakikadan daha fazla tahammül edemeyeceği kadar şımarık.

Sırf tam şu an, giydiğim dar, sıkı eteğin simlerine uyumlu olan ojemin bittiğini öğrendiğim için ağlayıp çığrınacak kadar hemde.

Aceleci ve aptal sevgilimin kornaya ısrarla basması yüzünden panik katsayım arttıkça artıyordu ve kahretsin, benim güzeller güzeli chanel çantam da ortaklıklarda görünmüyordu.

Göz yaşlarımın gözlerimden akmasına izin vereceğim sırada bir anda durdum çünkü, tanrım.

Aynadaki yansımam çok ama çok güzeldi.

Ve evet, kesinlikle o kadar güzeldi ki, eğer bir tanrı olsaydı, favorisi ben olurdum.

Kendimi aynada bir iki tur döndürürken çalan kornayla birlikte ana geri döndüm.

Sevgilim,

Randevu,

Araba,

Aman tanrım.

Yatağımın kenarında durduğunu fark ettiğim çantamı hızlıca alıp koşar adımlarla aşağı inerken giydiğim beyaz topukluların ses çıkarmasını asla umursamadım.

Sonuçta annem ile babam yine o uzun, aptal ve sıkıcı iş seyahatlerine girmişlerdi ve ben kendim olabilirdim.

Annemin cüzdanından gizlice aldığım paralarla makyaj ve mini elbiseler alırdım.

Ve jartiyerler.

Neredeyse tüm ama tüm paramı bu güzel jartiyerlere yatırırdım ve evet, dolabımda sayamayacağım kadar çok fazla jartiyer vardı.

Genelde bunları biricik sevgilim Namjoon'u etkilemek için giyerdim.

Ya da herhangi bir markanın yeni koleksiyon kıyafeti çıktığında.

Babası korenin sayılı emlak rekortmenlerindendi. Anlayacağınız paraya paraya demezlerdi. O yüzden onu bırakmazdım.

Bırakamazdım.

Evet onu seviyordum, kesinlikle çok seviyordum ama bu sevgiyi aşk olarak nitelendirebileceğimi asla düşünmüyordum.

Ve ayrıca kendisi çok zengin ve yakışıklı olmasının aksine çok kolay lokmaydı.

Gözlerinin içine bakarak yalan söylediğimde bile en ufak bir şüphe duymazdı. En küçük bir an bile olsa.
O bunu aşk olarak adlandırıldı, ben ise aptallık.

Annemle babam iş seyahatlerindeyken ve genelde gece saatlerinde, ki şu an da olduğu gibi, beni alır ve genelde kumar oynanan, bol fuhuşlu, sevişmeli olan yerel bir bara götürürdü.

Orada ise beni güzelce eller veya keyfi yerindeyse sertçe becerir, ertesi gün ise beni alışverişe götürdü.

Ve biz, bunların hepsini gizlice yapardık çünkü ailem öğrenecek olsaydı eğer,

Tanrım.

Kesinlikle ölümü tercih ederdim.

Düşüncelerimden sıyrılıp önüme baktığımda gülümsedim ve sokak kapısını kapattım. Ellerini cebine koymuş ve tahminen yeni aldığını düşündüğüm porscheye yaslanırken hafiften ıslık çalarak beni süzmüştü.

Bratz | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin