Karşılaşma az sonra başlayacaktı.Tüm halk izlemek için büyük bir daire şeklindeki alana oturmuş bizde klan yönetimi için ayrılan yerlere yerleşmiştik. Yanımda Joohyun ve Ryujin vardı. Fazla yakın olduğumuz için tepkilerimi veya korkumu biraz gizlemeliydim fakat başaramıyordum.
Onun için çok endişeliydim. Karşılaşma ölüm ile sonuçlanmak zorunda değildi fakat bu pek tercih edilen bir yöntem değildi. Tüm halk onları izliyordu ve kaybetmenin onları halkın gözünden nasıl düşüreceğini bildikleri için asla pes etmezlerdi. Şu an fazlasıyla istediğim şey ikisinin de gururlarını bir kenara bırakıp kimin ile karşılaştıklarını anlamalarıydı.
Yanımıza gelen Taehyung ile kısa bir süre sonra başlayacaklarını anlamıştım. Bayan Kim burda olmadığı için karşılaşmayı buradan o duyuracaktı. İşinin ne kadar zor olduğunu biliyordum. Başlamaları için iki tarafın da hırslanmasını sağlayacak bir şeyler zırvalaması gerekiyordu.
Ama bir kenarda annesi diğer kenarda da ablası vardı.Kesinlikle onun yerinde olmak istemezdim.
Kalabalığın sessizleşmesi ile alana giren Jennie'i gördüm. Görür görmez gözlerim dolmuş ve endişem iki katına çıkmıştı. Yanındaki Jisoo ile bir şeyler konuşuyor bir yandan da zırhını giyiyordu. Şu an bile gözüme etkileyici gözükmesi vicdanımı sızlattı. Belki çok kötü bir şey olmasa da az çok yara alacağı kesindi fakat ben yine de ne kadar seksi gözüktüğünü düşünüyordum.Neler düşündüğümü hissetmişçesine birden bakışlarını bize yönlendirmişti. Bana mı bakıyordu, anlayamıyordum. Büyük ihtimal Ryujin de anlamamıştı fakat bu, onun delicesine el sallamasına engel değildi. Belki de gerçekten ona bakıyordu. Hayal kırıklığı ile başka yere bakarken tekrar ona baktığımda kafasını yasladığını görmüştüm. Bakışlarında biraz şey vardı. Şefkat?
Duygularını hiç belli etmezdi. Hatta hala duygusu olup olmadığını bile düşünüyordum fakat onun bu bakışları aksini kanıtlar haldeydi. Belki de, o da bunun kötü bir son ile sonlanabileceğini düşünüyordu. Ne kadar bunları düşünmek istemesem de kendime engel olamıyordum. Daha fazla üzülmemek için ilgimi ondan çekip gözyaşlarımı silerek kafamı Joohyun'un omzunda yer etmiştim.
Onun da üzüldüğünü biliyordum. Bu durumda aslında ona moral veriyor olmam gerekirdi fakat başını benimkine yaslaması ile sorun etmediğini anladım. Yanında olduğumu belli etmek için elini tutup sıkıca sardım. Etraftan yükselen sesler başımı kaldırdığımda Bayan Kim'in de geldiğini görmüştüm. Birbirlerine benziyorlardı. İkisinin de korkutucu bir aurası vardı ve görünüşleri de neredeyse aynıydı. Taehyung'un ayaklanması ile ortamda sessizlik sağlanmıştı.
"De flou di moler jârsktı mû da. "Dedikleri ile halk da onu tekrar etmişti.
"De flou di moler jârsktı mû da. " Farklı bir dilde konuştuklarında anlamadığımı anlamış olacak ki Joohyun, kulağıma fısıldamaya başladı.
"Eski savaşçıların ruhlarına sesleniyorlar. Saygılarını bildirmek için." Kafamı sallayarak anladığımı belirttim. Hoş bir gelenekti.
"Başsavaşçı, Kim Taehyung." Alanda hem annesi hem de ablası bulunan Taehyung, eğildikten sonra konuşmak için biraz bekledi. Zorlandığı her halinden belli oluyordu. Fakat bunu yansıtamazdı. O bir savaşçıydı ve bu konuya herhangi bir duygusunu dahil edemezdi. "Alicia Kim ve Jennie Kim müsabakalarına başlayabilirler. " Konuşmasını kısa tutması ile halktan gelen sesler yükseltmişti. Haklılardı. Biraz ortamın kızışmasını istiyorlardı fakat Taehyung'un da suçu yoktu. Kim böyle bir şeyi yapabilirdi ki? Davulların çalması ile Bayan Kim ve Jennie ortaya gelerek birbirlerini selamladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cafunè | jenlisa
FanficLalisa Manoban, Murć Klanı'nın başı olan Bayan Park'ın kızıydı. Hayatı sadece ölümü pahasına olsa koruyacağı kız kardeşi Yerim ve küçüklüğünden beri başına geçmek için eğitim aldığı klanından ibaretti. Öyle de kalacaktı. Tabii hayatına habersiz gi...