KIZ KARDEŞ

3.1K 136 43
                                    

Adamlar saçından tuttu ve sürüklemeye başladı. Canı yanıyordu ve beyni zonkluyordu. Kafası kopacak sandı. Çığlıklarına engel olamıyordu. Debelenip duruyordu. En sonunda onu bir adamın önüne doğru fırlattılar. Yerden destek alarak doğrulmaya çalıştı. Elleri ve bacakları kan içinde kalmıştı. Yaraları sızlıyordu. Lacivert elbisesi kirlenmiş ve bazı yerleri yırtılmıştı. Adamlardan tiksindi kollarını vücudunu kapatmak için sardı. Ayağa kalkacak hali yoktu. Bacakları ağrıyordu.

"Gel bakalım küçük ceylan... Kolay av oldun haa"

Adamın kahkahası oda da yankılandı. Ceylan korktuğunu hissetti. Bu herifin kim olduğunu biliyordu. Kır saçlı, yaşına rağmen genç duran adam, abisinin en büyük düşmanıydı. Kollarını daha da fazla sardı. Başına gelecekleri düşünüyordu. Ölebilirdi ki bu durumda onun için ölüm kurtuluş olurdu. En kötüsü adamların ona saldırmasıydı. O zaman hiç düşünmeden vururdu kendini. Abim çok kızar ama yaparım. Vücuduma bu pisliklerin eli değecekse yaşamam daha iyi, diye düşündü. Abisinin ona söylediği sözleri hatırladı birden:

"Eğer bir orospu çocuğu sana dokunursa Ceylanım ki ben hayattayken kimse sana bir şey yapamaz ama şunu unutma bunda senin hiçbir suçun yok. Dik dur ve asla korkma. Utanma çünkü suçlu olan sen değilsin. Saklanması gereken de sen değilsin. Ayağa kalk ve savaş onlarla. Dicle ablan yapamadı. Biliyorum çok ağır ama savaşmadıkça bu pisliklerin sonu gelmez."

Abim haklı dedi kendine. Bu pisliklerin sonu gelmez... Yine de korkusuna engel olamıyordu. Ceylan cesur değildi. Karaca kadar korkusuz da değildi. Ama şimdi burada abisinin kardeşi olmasını göstermek zorundaydı. Kurtuluşların hiçbir şeyden korkmadığını göstermeliydi. İçindeki korkuyu bastırdı ve ayağa kalkmaya çalıştı. Bacakları sızlıyordu. Sol ayağının üstüne basamıyordu. Tekrar abisinin sözleri aklına geldi:

"Önemli olan korkmak değil Ceylanım. Her insan korkar. Ben bile çoğu zaman korkuyorum. Önemli olan düşmana korkularını göstermemek. Eğer korkularını görürlerse, seni korkularından vururlar."

Dik durmaya çalıştı. Berbat bir halde olduğuna emindi ama aldırmadı. Abisi adına buradaydı ve onun itibarının sarsılmasına izin vermeyecekti. Ceylan'ın en saygı duyduğu ve hayran olduğu kişi abisiydi. Beni kurtaracak biliyorum. Şimdi bile Adanayı birbirine katmıştır, dedi içinden.

"Abim gelecek ve hepinizi öldürecek. O zaman kimin ceylan, kimin Aslan olduğunu göreceksiniz!"

Adamın gözlerinin içine bakarak söylemişti sözlerini. Korkusunun yavaş yavaş kaybolduğunu hissediyordu. Aniden adamın el kaldırdığı görünce geriye doğru bir adım attı ve kollarını siper etti. "Dede" diye bağıran bir ses duyduktan sonra sesin geldiği yöne baktı. Genç bir çocuk, adamın kaldırdığı kolunu tutmuştu. Ceylan, onun kendini siper ettiğini gördü. Önünde duruyordu ve kolu tutuyordu.

Daha fazla ayakta duramadı ve yere düştü. Bacakları zonkluyordu. Nefesi kesiliyordu. Kalbi deli gibi atıyordu ve korku bütün benliğini ele geçirmişti.

Çocuk dedesinin kolunu bıraktıktan sonra ona doğru döndü. Yeşil gözleri ile Ceylan'ı baştan aşağı süzdü ve yanında diz çöktü.

"Bu kıza zarar gelmeyecek dede. Bu konuda anlaşmıştık. Plan çok basit. Azer'in bize gelmesi için onun zarar görmemesi gerek."

Ceylan geri çekilmeye çalışırken çocuk bacağını tuttu. Göz göze gelince Ceylan "Bırak!" diye çemkirdi ama bırakmamıştı. Eli soğuktu ve parmakları uzundu. Aniden bacağını sıkınca kısa bir çığlık attı. Bacağındaki yaraya bastırmıştı.

"Canının daha fazla yanmasını istemiyorsan kollarını boynuma dola." diye fısıldadı.

"Ne?!"

PerestişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin