-pandemonium-

55 2 1
                                    


Eve girdiğimizde salonda ne Yixing ne de Junmyeon vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eve girdiğimizde salonda ne Yixing ne de Junmyeon vardı. "Ay hadi inşallah Yixing'in odasında sevişiyorlardır." diye içimden geçirirken yerdeki kırılmış bardağı ve dökülmüş kahveyi görmemle kaşlarım çatıldı. "Hay sıçacağım ağzınıza öldürdünüz mü lan birbirinizi? Ses verin nerdesiniz? Junmyeon!"

"Ay neden öldürsünler birbirlerini Baekhyun deli misin?" Bir yandan çömelmiş hırkasının koluyla yeri siliyordu. "Şükürler olsun daha halıyı sermemiştik annem döverdi yemin ederim daha ilk günden halıyı kahve mi yaptınız diye." Jongin'e ilk defa mal görmüş gibi bakıyorken Junmyeon mutfaktan çıktı.

"Ne oluyor kardeşim ne bu tantana?"

Jongin atladı. "Pisliğini temizle bari gözünü seveyim."

Junmyeon elini kaldırdı. Elinde peçete vardı. Mutfaktan sanki anasının babasının parasıyla alınmış gibi bir bohça peçeteyi yerdeki iki gram kahveyi silmek için getiriyordu gözümüzün içine baka baka.

Jongin "Neden ses vermiyorsun ya en sevdiğim hırkamı sarı bez niyetine kullandım az önce. Püü senin kalıbına tüküreyim." dedi ve evet tükürdü.

Sessizce olanları izliyorken bilinçaltımda hâlâ birbirlerini öldürdüklerine inanıyor olmalıyım ki "O zaman... Sen buradaysan... Yixing'i nereye gömdün? Doğruyu söyle arka bahçemize mi gömdün? Kafasında mı kırdın bu kupayı? Cevap ver, anlat, nasıl yapabildin bunu benim kraliçe arıma?" diye bağırdım. Yemin ederim ki yere ne zaman çömelip bacaklarımı oyuncağı elinden alınan çocuklar gibi uzattığımı hatırlamıyorum.

Yixing merdivenlerden seslendi. "Baekhyun televizyondaki saat 15:00 kuşağına biraz ara vermelisin."

Jongin araya girdi. "Evet yani bence biraz benimle de takılmaya ara ver. Salaklık seviyesinde beni geçebilecek potansiyel gördüm az önce sen de. Aşırı sinirlerimi bozdu bu durum."

Junmyeon yanıma gelip elini uzattı. Ayağa kalktım. Gözlerime bakmadan gülüyordu. Beyninden beynime "Gerizekalısın sen" sinyalleri gönderiyordu.

"HAHAHAHAHA nasıl kandırdım sizi ama şakaydı şaka. Güzel güldük ama HAHAHAHAHAHA"

Bizimkilere baktım. Kimse gülmüyordu. Kimseyi inandıramamıştım. Sahte gülücükler saçamıyordum ama asla vazgeçemiyordum bu huydan. Neyse ilerde bunu da gülerek hatırlarız diye düşündüm.

Jongin'in yanına gidip oturdum. Yixing'in elindekiler dikkatimi çekmişti. 2-3 fotoğraf vardı.

"Bunlar ne?"

"Junmyeon eski fotoğraflarımızı görmek istedi. Aynen ben de böyle çok şaşırdım. Geceleri bakıp ağlayacak herhalde."

Junmyeon ağzını açtı ama bir şey söyleyemedi, kaos ortamı yaratmak istemiyordu. Büyük olasılıkla gerçekten gece eve gidince sinirden ağlayacak diye düşündüm.

dileğimi oğlana fısıldadım, tanrı duydu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin