Page Two : the hideous creature's beautiful heart belongs to a beautiful woman

253 46 32
                                    

3 yıl önce

"Peki bu nedir Lalisa Noona?"

Gökyüzünde kasvetli bir hava vardı. Yağmur damlaları meleklerin ellerinden yer yüzüne düşüyordu. Daha önce böylesine bir hava durumuyla karşılaşmamış olan Jeongguk, uzunca bir süre dışarı çıkmak için yalvarmıştı. Bende hâliyle onun tatlılığına dayanamamış ve montlarımızı kaptığımız gibi dışarı çıkmıştık.

Diğerleri ne kadar çıkmasını istemese de oda 'şuan' bir çocuktu ve eğlenmeye hakkı vardı.

Yağan sağanak yağmurdan dolayı toprağın üstüne çıkmış solucanları fark eden Jeongguk onların ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Yüzümdeki gülümseme genişlerken yanına adımlamış, onun gibi yere çökmüştüm. Tüm uyarılarıma rağmen ısrarla kafasındaki kapşonu indiriyordu. Saçları sırılsıklam kalmıştı.

Parmaklarımı kömür karası ipeksi saçlarına daldırdım. Gözlerimi ondan alamıyordum. Çok güzel bir çocuktu.

fazlasıyla

"Bunlar solucan Jeongguk. Solucan, bâzı omurgasız hayvan türlerinin adı. Solucanın vücudu, her birinde hemen aynı organların bulunduğu bir bölümlerden ve halkaların dizisinden oluşur. İçinde ve dışında hiçbir sert parçası yoktur. Ve onları insanlar yiyemez küçük bey. O yüzden sakın o eline aldığın şeyi yemeye kalkışma!"

Dudaklarını büzmüş ve sinirle solucanı yere fırlatmıştı. Anında kaşlarım çatıldı. Bir hayvana zararmı vermişti o?

"Hey hey Jeongguk. Seninle daha önceden de konuşmuştuk. Hiçbir canlıya zarar verme hakkın yok."

Bıkkınca nefes vermiş ve çatık kaşlarıyla bana dönmüştü.

"Sen demedin mi bunlar sadece et parçası diye? Eee bir şey olmaz!"

Tekrar itiraz etmek için dudaklarımı araladığım sırada büyük bir el sertçe dudaklarıma şaplamıştı.

"Çocuk haklı La-La. Abartma istersen."

Ben dudağıma gelen darbe yüzünden yerde kıvranırken Yugyeom ve Jeongguk ormanın içinde doğru ilerlemeye başladılar.

Zorlukla yerden kalkmış ve peşlerinden koşmaya başlamıştım. Benim onlara doğru koştuğumu fark eden ikili kahkaha atarak kaçmaya başlamışlardı.

Sana bunun hesabını sorarım Kim Yugyeom.

***

"Yeter, Durun artık ya!"

Nefes nefese bağırmış ve neredeyse yarım saattir ormanın içinde kovaladığım ikiliden umudu kesip yere çökmüştüm. Sinirle oflamış ardından onlara bakınmıştım?

İki dakikada nereye gitmiş olabilirler?

Tekrar oflamış ve ayağa kalkmıştım. Bir araya geldiklerinde cidden kuduruyorlardı ve en büyük eğlenceleri beni sinir etmekti.

Ah, ben kimmiyim?

Lalisa Manoban.

25 yaşındayım.

Yarı Taylandlı Yarı Amerikalı bir anne-babanın tek çocuğuyum.

Mesleğim araştırmacı-profesör.

Şuan ki projem ise Denek 3391.

Yani Jeon Jeongguk.

Sıradan basit bir hayata falan sahibim işte.

Hysteria ❧ LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin