Yaratılışımın altında
Sana ait binlerce çığlık
varken sevgilim,
O kadar kolay kollarımın
arasına alamamki seni?
+++"Bana bak Lalisa..."
Çenemden tutmuş başımı yukarıya kaldırmıştı. Ağlamıyordu fakat yüzünü ıslatan göz yaşları tazeydi. Titreyen parmaklarımı yüzüne çıkarmış gözyaşlarını ise silmek istemiştim. Parmağımı yanağına değdirdiğimde gözlerini kapatmış, küçük kalbimin titremesine sebep olmuştu.
" İğrenç bir yaratık olmama rağmen, sana bir zarar verme ihtimalini bilmene rağmen... Hergün lanet gözlerimi yeni bir sabaha açtığımda ışıldayan gözlerinle bana bakıyorsun. Mutlu hissetmemi sağlıyorsun. Ben..."
Yutkunmuş ve ikinci defa ona hayran kalmamı sağlayan yakıcı kelimeleri dudaklarından döktü.
"Sana güveniyorum Lalisa"
» Haziran 2035
Farklıydı.
Bu sabah çok farklıydı.
Gün ışığı her zamanki gibi yüzüme düşerek uyandırmamıştı beni. Bir an güneşin doğmadığını bile düşünecektim. Fakat yanımdaki bedenden gelen muazzam koku dün gece onunla kaldığımı, yaptığımız konuşmayı ve sarılarak uyuduğumuzu hatırlatmıştı.
Kalp atışlarım öyle hızlıydı ki nefes almamı engelliyordu sanki...
Ah hayır, engellemiyormuş.
Şuan kollarının altında olduğum adam beni nefes alamayacak kadar güzelce sarıyordu. Bacağının birini ise kalçamın üstüme uzatmıştı.
Ruhuma kadar sarılıyordu Jeongguk.
Nefesleri alış verişleri düzgündü demek ki hâlâ uyuyordu. Fakat Hırıltılı nefesleri esnsemden aşağıya doğru akıyor, bedenimin hafif ama iç gıdıklayıcı bir titremeye yol açtırıyordu.
Kıpıdayamıyordum. Beni sarıp sarmaladığınından değil o uyanır diye. O uyanırda kollarını benden çeker diye. O uyanırdan etrafımda gezinen kokusu gider diye. Uyanırda bu anlarımızı unutur diye.
Kıpırdayamıyordum.
Konuşamıyordum.
Nefes dahi alamıyordum.
"Düşüncelerin başımı ağrıtıyor Lalisa. Yanlış anlama. Sadece çok düşünüyorsun..."
Uyanmıştı.
Bazen kendimi onun bir insan olduğu konusunda kandırıyordum. Kabul edemiyordum ama ne yapayım. Kim hoşlandığı kişinin laboratuarda genetiğiyle oynanılan bir insan olmasını kabul edip isterki?
Uyuyordu. Ben yanmamasını isterken düşüncelerimin çığlığıyla uyandırmıştım. Onu düşünüyordum ve o benim beynimdeki çığlıkları duyuyordu. Onun için neler hissettiğimi biliyordu. Ondan kaçışım yoktu. Eh kaçmak isteyen kimdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hysteria ❧ Liskook
Fiksi PenggemarSüslü taşlar arasındaki arsız kirlilik, Eski bodrum katında bir takım kokuşmuş ruhlar.