8. Bölüm (DÜZENLENDİ)

724 211 15
                                    

Medya Fotoğrafı: Rana ve Doruk'un gençliği.

------------------------------------------------------------------------------------------------

-DEFNE'DEN-

Bay egoist bana kovulduğumu söylemişti. Yanlış duymuş olmalıydım. Bu.. neden olmuştu ki şimdi? Şaşkınlıktan konuşamıyordum. Sadece ona bakıyordum. "Sana kovulduğunu söyledim. Anlamadın mı?!" Kendime gelip, "Ama daha çalışmadım ki nasıl kovarsın beni?" dedim. "Evet, daha çalışmadın. O yüzden kovuyorum ya seni." Salona doğru yürüyerek konuşmasına devam ediyordu. "Hem tipsiz hem de beyinsiz. Onu nasıl bir hizmetçi olarak aldıysam!" Arkasına dönüp bana baktı. "Akşam seni burada görmeyeyim."

Sonunda Bay Egoist gidince bir 'oh' çektim ve ne yapsam da onu ikna etsem diye düşünmeye başladım.

Hemen dolabımdaki eski kıyafetleri giydim. O koca evde bir kova ve bir bez aramak ne kadar zor olsa da sonunda onları da bulunca işe koyuldum. Belki evi tertemiz ve daha düzenli görünce kararından vazgeçebilirdi.

KAFETERYA

-DORUK'TAN-

Benim en hassas olduğum konulardan biri de beklemek ve bekletilmekti.. Görkem bunu bildiği halde inadına yapıyordu. Telefona göz ucuyla baktığımda buluşma saatimizden tam on dakika geçmişti. Kafeteryada sıkıntıdan sıcak çikolatamın içindeki pipetle oynamaya başladım. Yanıma biri oturdu ve kafamı kaldırmadan direk konuştum. "Neredeydin! Seni" lafım yarıda kaldı çünkü tam küfür edecekken karşımda Görkem'in yerine Rana'nın oturduğunu gördüm. Bir an tebessüm ederken gülmeye başladı. "Ne yapıyorsun burada?" dedim ciddi bir şekilde. O güzel gülen suratını bir an somurttu ve omzuma bir yumruk attı. "Hadi ama! Sen aylardır görüşmediğin bir arkadaşını gördüğünde direk bunu mu sorarsın? Benim bildiğim Doruk." Lafını bitirmeden ben konuşmaya başladım. "Oturduğun yerden kalkar mısın? Arkadaşım gelecek." "Doruk.. Hala bana kızgın mısın? Beni unuttun mu yoksa?" "Niye kızgın olayım ki? Biz arkadaşız diyen sendin. Arkadaş değil miyiz? Hem annenle benim annem samimiyken nasıl arkadaşımı unutabilirim? "Arkadaşmış. Yalancı." dedi gülerek. "Rana. Dediğin gibi sadece arkadaşız ama seni görmek istemiyorum." "O zaman neden kızgınsın? Ben eski arkadaşça geçindiğimiz günleri özledim Doruk." "Şimdi de geçinebiliriz sıkıntı yok ama senin gibi bir kıza değerli vaktimi harcayamam. Kusura bakma gitmem lazım." deyip oradan ayrıldım. Yaptıkları aklıma geldikçe daha fazlasını hak ediyordu.

-RANA'DAN-

Telefonum çalıyordu. Arayana baktım. Şu an onunla konuşacak halim yoktu. Bir süre çaldıktan sonra kapandı ve ardından mesaj geldi. Mesaja baktım.

"Birtanem, işim daha bitmedi. Daha da sürecek. Sen en iyisi eve git. Kusura bakma işimi bitiremedim ve seni de beklettim."

Nefes alıp vererek telefonu masaya bıraktım. Oysaki Doruk böyle değildi. Tam sevgili olmasak bile bana hayatımda en çok değer gösteren tek kişiydi.

#Rana'nın Anısı#

Telefonla Doruk'u aradım. Bugün buluşmak için sözleşmiştik ve benim ödevim vardı. "Doruk, okuldan ödev verdiler. Onu yapmam lazım kusura bakma başka zaman görüşsek olur mu?" "Sorun değil. Seni beklerim." dedi. "Bekleme." dedim. "Ne zaman biter bilmiyorum. Eve gitsen iyi olur." "Sen çabuk bitirirsin değil mi? Ne de olsa sen benim akıllı kızımsın. Sözleştiğimiz yerde bekliyorum seni. Çabuk ol ve gel." Telefonu kapatıp ödevi yapmaya başladım. Neredeyse akşam olmuştu ve ben daha ödevin yarsını bile bitirememiştim. Dinlenmek için salona indiğimde annemin telefonda birisiyle dedikodu yaptığını fark ettim. Büyük ihtimalle Doruk'un annesiyle konuşuyordu. Annem bir an bana baktı. "Buluşma mı? Ne buluşması canım. Rana evde." Dorukla olan konuşmam aklımdan tamamen çıkmıştı. Büyük ihtimalle eve gitmiştir diye düşünürken annem telefonu bana uzattı. "Efendim?" "Canım. Doruk bugün seninle buluşacağını söylemişti. Onunla buluşmadınız mı?" "Buluşacaktık ama ödevim olduğu için gelemeyeceğimi bu yüzden de eve gitmesini söyledim. Evde değil mi ki o?" "Hayır canım, telefonu da kapalı. Nerede acaba biliyor musun? Görevlileri göndereyim. Başına bir şey gelmiş olmasın." dedi. Bir an düşündüm ve aklıma telefonda Doruk'un bana söylediği söz geldi.

"Sen çabuk bitirirsin değil mi? Ne de olsa sen benim akıllı kızımsın. Sözleştiğimiz yerde bekliyorum seni. Çabuk ol ve gel."

#Şimdi#

Her ne kadar birbirimizi çok sevmiş olsak da biz kardeş olarak büyüdük ve kardeş olarak ölmeliydik.

#Rana'nın Anısının Devamı#

"Ah. Tamam, hatırladım." deyip telefonu anneme verdim ve montumu giyip dışarı çıktım. Koşarak Doruk ile buluşacağımız yere doğru gittim ama kimse yoktu. Etrafa iyicene bakındım. Telefonla Doruk'u aradım. Annesinin dediği gibi kapalıydı. Acaba başına bir şey mi gelmişti? Telefonunu her zaman açık tutardı. Nereye gitmiş olabilirdi ki bu çocuk? Eve de gitmemişti. Acaba kötü birileri bunu kenara sıkıştırıp para istedi de o da vermeyince kaçırdılar mı? Yoksa dövüp bir kenara mı attılar? Heyecandan kafamda bin türlü senaryo kurarken arkamdan birisi sarılmıştı.

"Geleceğini biliyordum." 

Saklambacın Hedefi:AŞK ✔ (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin