15. Bölüm

195 87 88
                                    

Canlarım hepinize merhaba. Çok güzel bir bölümle geldim. Sessiz bir yere geçin ve yukarıdaki şarkıyı açın. Ama bu şarkıyı mutlaka açın çünkü bölümle alakalı. Hatta şarkıyı şu anda indiredebilirsiniz dhzkehxhfjx. Neysem iyi okumalar(:

15. Bölüm.
"Tanrım seni meleklerin küllerinden yaratmış."

Bağzı kadınlar sol göğüsünün altında mayın taşır. İlk basan erkek eğer ayağını kaldırıp gitmeye çalışırsa, mayın patlar, kadın dağılır. Ve sonra kimse giremez o göğüse bir daha. İşte Barın. Bu kadın, bir kez sevdi. Seni. Seninle ağladı. Seninle güldü. Sana kalbini verdi. Sana aşık oldu. Sonra tekrar oldu. Tekrar tekrar aşık oldu sana. Seni düşündü. Sonra tekrar düşündü. Dün gece kalkıp gitmek istedin. Mayın patladı. Ben dağıldım. Gel istedim. Geri gel dedim. Yalandı de, dedim kendi kendime. Seni seviyorum de. Bilirsin her zaman inanırım sana. Eğer uğrarsan sol göğüsümdeki dağılmış kente, şöyle fısılda;
"Bu adam, sana yanık Zeynebim."

Bu cümleyi Barın söylüyormuş gibi defalarca söyledim. Odamızdaydık. Odasındaydım. Tam karşımda masanın üzerinde, çerçevede  ikimizin fotoğrafı vardı. Yıllar önceki fotoğrafımız. İnanmak istemiyordum. Barının beni sevmediğine inanmak istemiyordum. 2 gün geçmişti ve Barın hala yoktu. 

Siz hiç bir şarkıyı defalarca dinlediniz mi? Bıkmadan. Saatlerce. Sözlerini ezberleyip söylediniz mi? Bitti. Hiç bitmemiş gibi başa sarıp tekrar tekrar dinlediniz mi? İşte ben Barının beni böyle sevdiğine inanmıştım. Barın beni bırakamazdı. O beni seviyordu. Gerçekten seviyordu.

Odamızdan çıkıp salona geçtim. Berna elinde kahvesiyle dışarıyı seyrediyordu. Yanına gittim ve ona baktım. Benim geldiğimi farketmesiyle bana doğru döndü.

"Uyanmışsın. İyi misin? Burada kendini iyi hissetmiyorsan hemen şimdi gidelim."
Berna, bana hüzünlü bakışlarla bunları söyledi.

"Kanka benim şu anda dünyada iyi olabileceğim bir yer yok. Ben iyi olamam artık."
Ağzımdan bu cümleler çıktı. Berna yüzünü yere eğdi.

"Haklısın Zeynep. Gerçekten çok üzgünüm. 2 gün geçti ve Barın hala yok. Bence bunda bir iş var."

Umutla Bernaya baktım.
"Ben Barının beni sevmediğine inanmıyorum Berna."

"Can'a mesaj geldi ve apar topar çıktı. Hiçbir şey demedi. Aradım çalıyor, açmıyor. Bence Barınla alakalı."

Sizce Barınla alakalı olabilir miydi?
Çünkü Can hiç böyle yapmazdı. Boğazımın kuruduğunu hissedip mutfağa geçtim. Bardağa su doldurup içtim. 2 gündür yemek yememiştim. Hiç yiyesim gelmiyordu. İştahım yoktu. Bardağı tezgaha koyduğum an zil çaldı. Hızlı adımlarla kapıya gittim ve açtım. Kapıda Can ve yanında bir adam vardı.

"Zeynep sana çok önemli bir şey anlatmam gerek."
Yutkundum. Önemli dediği ne olabilirdi ki? Barının başına bir iş mi gelmişti ki?

"İçeri girin çabuk." Berna telaşla bunları söyleyince hızla içeri geçtim ve tekli koltuğa oturdum. Sakin olmalıydım. Can ve adam karşı koltuğa oturdu. Berna da benim yanımdaki koltuğa oturunca Can konuşmaya başladı.

"Zeynep şimdi bana bir mesaj geldi. Bu adamdan. Barınla alakalıydı. Ben de gittim yanına, bana birşeyler anlattı. Ve anlattığı şeyler doğru."

Gözlerimi adama çevirdim. Siyah ceketi vardı. Yoksa bu adam bizi takip eden adam mıydı?

"Barına ben 2 gün önce abisi hakkında birşeyler anlattım. Ve herhangi bir haber gelmeyince Can'a haber veriyim dedim."

Sana Gül Bahçesi Vaad EdiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin