'Karan biliyor musun ben denizden çok korkarım ama sen okyanus olacaksan senin içinde boğulmaya razıyım. '
Karan'ın ağzından;
Nişandan sonra Hande'yi evine bırakıp geldim. Açıkcası üstümde fazla yorgunluk vardı. Kapıyı açıp girdiğimde Ayla'nın üstünde ki ince ve kısa elbiseyle bahçeye çıktığını gördüm. Hem kızı dün gece öküzlük edip çok kırdım. İki tane sade kahve yaptım ve batteniye alıp yanına gittim. Battaniyeyi örtünce şaşırdı, beni beklemiyordu tabiki. Yanına oturdum ve elimde ki kahveyi uzattım. Saçma sapan suratıyla bana bakıyordu ama çok fazla şirindi. Gece Aras'la fazla takılıp sarhoş olmuştu.
Titrediğinin farkındaydım.'Burası çok soğuk üşümüyor musun?'
Derin bir nefes aldı. İlk defa bu kadar yakındık. Yavaşça bana döndü.
'Evet biraz üşüdüm ama alışmıştım. Hem ne gerek vardı ki kahveye ben sana küsüm.'
Yüzünde ki çocuksu ifadeyle dudaklarını büzüp bana bakıyordu. Fazla bekletmeden cevapladım.
'Niye gerek olmasın ki o kadar çok içki içtin ki ayılman gerekir ayrıca soğukta iyi gider diye düşündüm.'
Gözlerini kısarak bana bakıyordu. Çok geçmeden kahvesinden bir yudum aldı ama yüzünde ki ifade her şeye yeterdi. Yüzünü fazla buruşturdu çok komik görünüyordu.
'Kahven çok acı olmuş. Kendine benzetmişsin kahveyi. Hem ben sana küsüm. Ayrıca bana bir Karan yeterdi niye iki kişisiniz? Ya bir dakika ben sana küsüm.'
O kadar komiktiki kahkaha atmadan edemedim. Çocuksu ifadesiyle beni büyülüyordu. Biraz ciddileştim.
'Pekala ufaklık. Kahvem acı değil sade, ben sade severim. Senin nasıl içtiğini bilmiyorum. Bana hak vermelisin bence.'
Kafasını salladı ve başını omzuma yasladı. Eğer sarhoş olmasa bunu asla yapmazdı, adım kadar emindim. Ağlamaklı bir sesle konuşmaya başladı.
'Niye bu kadar kabasınki? Sen iyi bir insan olabilirsin ama çok kabasın. Kalbimi kırdın ve ben sana küsüm.'
Kalbini kırmış olmam açıkcası beni biraz üzdü. Ben onu zaten üzmek istememiştim ama o beni zorlamıştı. Sinirlenince ne yaptığını bilmeyen bir insanım. Tüm içtenliğimle konuşmaya başladım.
'Ayla söylediklerim için senden özür dilerim. Ben senin kalbini kırmak istemedim. Zaten annenle ilgili konuyu bilmiyordum.'
Ben Karan Hanedanoğlu kimseden özür dilemezdim. Bu kız bunu bana yaptıran ilk kişiydi. Ayla'ya baktım. Uyuyor gibiydi. Ya da değildi. Derin nefes aldı.
'Karan biliyor musun ben denizden çok korkarım ama sen okyanus olacaksan ben senin içinde boğulmaya razıyım.'
Bir anda uyumaya başladı. Dediklerine mi şaşırsam yoksa sarhoş olduğundan saçmaladığına mı bilmiyorum. Daha fazla üşümesine izin vermeden kucağıma aldım. Tek bir fikrim var biri şu kıza yemek yedirsin. O kadar zayıftı ki bedeni, merdivenlerden çıkarken zorlanmadım bile. Odasına girip yatağına yatırdıktan sonra kapıyı kapatıp çıktım. Bu gece düşünecek yeni bir şey olmuştu. Ayla konuyu açmadıkça ben hiçbir şey demeyecektim. Yatağıma yattım ve olanları düşünmeyecektim, becerebilirsem.
Ayla'nın ağzından;
Sabah uyandığımda başım o kadar çok ağrıyorduki sanki yerinden çıkacaktı. Dün neler oldu hiç hatırlamıyorum. Ne saçmalıklar yaptım Allah bilir. Her neyse pazar günü olduğundan şirket sorunu da yoktu. Babamı arayıp nasıl olduğunu da öğrendikten sonra dışarı çıkıp yemek yiyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTAKİ AY🌙
RomansaBen Ayla ÖZDEMİR yurtdışında yaşarken bazı işlerimden dolayı Türkiye'ye geldim. Hayatımın değişebileceğini nereden bilebilirdim? Gördüklerim gerçek olamazdı. Karan bunu bana yapamazdı. Güvendiğimi bile bile evleneceğimiz gün beni yüzüstü bırakamazdı...