Beni yavaşça öldürüyorsun..

Sobeden ip ucu

Kargaşa tüm bedenimi ele geçirmişler aklımda sadece sangwo vardı .. burda olmak umrumda değildi keşke Sangwo ya ulaşabilseydim elimde onun bana önceden aldığı kurbağa anahtarlığı tutuyordum dizlerimi karnıma çekmiştim keşke bir yol olsaydı kulaklarım belki duysaydı bu tüm kargaşa içerisinde yapayalnız kalmazdım belki ismini söylemeyen benim için ebe sobe oyunu döndüren bu adam yada kadının ama adam olmalıydı .. bir ipucuna rastlasam kurbağama o kadar sıkı sarıldım ki minik bir ışık gördüğüme emindim biraz kurcaladım ah .. onun fener özelliği mi vardı hadi canım bunca zaman neden fark edemedim ki ben bunu ? Odayı araştırmaya başladığım sırada sanırım çok ses çıkartmış olmalıyım ki arkamı döndüğümde kapının altında yeni bir kağıt vardı ..

"Senin derdin ne kendini kestirmek mi istiyorsun oturduğun yerde otur yada uyu acıktıysan kapıya üç defa vur ama yavaşça!"

İşte bu iyiydi belki sandığı kadar zeki değildi madem yemek koyacak bunu yapmak için Kapıyı açmalıydı neyse ki iç sesimi duyamaz kapıya üç defa vurdum Ve kapının önünde beklemeye başladım biraz paralelinde böylece gölgemi görmez ve ilerde olduğumu sanardı.

"Uslu bir çocuk ol Bummy yoksa sana insan kemiklerini seni parçalayarak gösteririm"

Hım demek öyle !! Herkes beni neden bu kadar güçsüz görüyor elbette güçsüzüm..  haklılar ama çelimsizliğim işe yarayabilir . Hareketsizce beklemeye başladım sardığım kadar aptal değildi sesimin kesilip uzun süre yeniden çıkmamasını bekliyordu bende onu bekliyordum sanırım sobelenmeye en yakın andaydık derken birşey oldu Ve kulaklarım sesleri hafifçe algılamaya başladı. Bu bugün yaşadığım en güzel şeydi içeri benden oldukça uzun olsa da benim kadar zayıf bir adam girdi planım kapıdan kaçıp gitmekti ama içerinin durumunu bilmeden bunu yapamazdım adamın yüzü maskeliydi ama maske altından gözlerini görüyordum koyu siyah tonlarına sahipti sessizce dinlemeye devam ettim ve sobeledim!

Afferim akıllı çocuk seni beni duyamıyor olman ne üzücü ama oysa ki sen benim patronuma ait olmasan .. ah ne saçmalıyorum akşam geç saate dek film izlemek bana yaramıyor .

İçimden kahkahalar atıyordum kapıdan hafifçe içeriyi süzüyordum basit bir binaydı burda çok tutamazlardı demek cinsellik bakımından zayıf biri o halde perişan olanı oynamalı.

-Lütfen beni bırakın sizi duyamıyorum ama belki çok bağırıyorum ama lütfen beni bırakın (adamın ayaklarına kapandım) istediğiniz her şeyi  yaparım bayım sadece beni öldürmeyin beni karanlıktan kurtarın lütfen lütfen.

Adam numarayı yutmuştu kağıdı aldı ve yazmaya başladı ..

" Burdan çıkamazsın küçük bummy ama sana ışık vermek için beni aydınlatman gerek ve bunu sadece ikimiz bilmeliyiz."

-Ne demek istiyorsunuz bayım?

"Eğil ve uslu bir oğlan ol ."

Midem kalkmıştı ama bu bir kaçış imkanıydı demek ki tektik ve bu adam salağın biriydi gülümsedim onaylarcasına başımı salladım adam pantolonunu çözmeye başladı Kapıyı Kapattı yavaşça ona yaklaştım sadece gereken düzeyde uyuşturmalıydım. Onun istediklerini yapmaya başladım maskesini hiç çıkartmıyordu ama göğsünde ki dövmeyi  görmüştüm artık burdan kaçarsam polise gidebilirdim adam zevkten dört köşe olmuştu ve o an gelmişti bu sarhoşluğu fırsata çevirdim erkekler renkli şeyleri severdi onun Kolunu sözde koşarken kemerinden yatağın başlığına bağlamıştım Ve büyük bir kahkaha attım .

Eğleniyorsun demek.

-Ebe sobe bayım.

Maskeyi çıkarıp alma fırsatım yoktu koşarak anahtarı aldım onu odaya kitledim ağzını bağlayıp Ve dairenin kapısına ulaştım Hızla koşup gittim yol boyunca nerede olduğumu bilmiyordum aradığım sadece koyu lacivert olan karakol tabelasıydı.
Elbette şehirde delice koşmak pek mantıklı değildi kalabalıkların içerisinde saklanmam gerekiyordu kalabalık içinde amaçsızca yürümeye başladım adam hala peşimde miydi acaba kalabalığın ortasında birine çarptım .. ama onun burda ne işi var?